Karanlık bir ormanda koşmaya başladım durmadan nefes nefese kalana kadar koşmaya başladım ama sonunda kendime sığınacak yer bulana kadar koşmalıydım bu insanlar benden ne istiyordu bilmiyordum ama iyi bir şey istediklerini sanmıyorum arkamdan ayak seslerini duyduğumda daha da çok koşmaya başladım, kule den hızlıca çıktığım için üstümdeki beyaz gecelik yerdeki Toprak yüzünden renk değiştirmişti şatodan Ne kadar uzakta olduğumu bilmiyorum ama o kadar çok koşmuştum ki Güneş doğmaya başlamıştı şatoya geri dönmem gerekiyordu biliyorum ama arkamdaki kişiler olduğu sürece oraya geri dönemem Ne yapacağım bilmiyorum Ama tek bildiğim bir şey var O da buradan sağ kurtulmam lazı ikim
Adamın biri arkadan -kızı gördüm koşun- diye bağırmıştı daha da hızlanmam gerekiyordu ama ayağıma hiçbir şey giymeden çıktığım için yerdeki taşlar ayağımı kesmişti yürüyemez hale gelmiştim Ama onların beni yakalama korkusu daha da hızlı koşmamı sağlamıştı arkadan gök gürültüsü çakarken yağmurun yağması bir olmuştu bu bir o kadar iyiyken bir o kadar da çok kötüydü giydiğim gecelik ağaçların arasından geçerken dallara takılıp duruyordu ne olursa olsun isterse paramparça olsun umurumda değil çıkacağım bu orman'dan karşıya baktığımda güneşi görebiliyordum yapmalıyım bu ormandan çıkmalıyım ve çıkacağım buna adım üzerine and içerim , hızlanmıştım arkamdaki adamların sesleri gitmişti veya ben yağmurun sesini kulaklarıma taşımıştım ben koşmaya devam ederken bir anda yüzümün yanından bir hançer geçiverdi ve kafamı sağa çevirdiğimde hançer arkaya gitti beni takip eden adamlardan birinin tam alnının ortasına saplandı, tam kimin attığına bakacağım sırada yanımdan hızla biri geçti diğer adamların yanına gidip başka bir adamın kalbine hançeri geçirdi gider adamlardan biri koşarak hançeri atan adamın belinden tutarak durdurmaya çalıştı ama hançeri atan adam elinde olan bıçağı adamın boğazına soktu adam ellerini çekip boğazını tutmaya çalıştı ama hançeri atan adam bıçağı çekip tekrardan adamın ellerinin boğazında olmasını umursamadan bıçağı tekrar adamın boğazına soktu, izlerken adam yere düşerken parmaklarının parçalandığını gördüm, adam hepsini öldürdükten sonra bana doğru baktı ve bir anda arkasında duran ağaca saplanan bir tane hançeri alıp bana doğru attı, ama bana değildi çünkü kıpırdamadan duruyordum hançer de zaten saçımın arasından geçip arkama doğru gitti arkamı doğru döndüğümde arkamdan bana doğru yaklaşan bir adam varmış ve adama baktığımda hançer tam kalbinde duruyordu, hançeri atan adama bakmak için döndüğümde adam tam karşımda duruyordu, gözleri bal sarısı ama yüzünü tam göremiyorum yüzünü sarmalayan bir siyah bir peçe vardı çekmek istedim ama yapamazdım göğüsüne baktığımda bizim kırallığımızın armasını gördüm bana birşey yapamazdı eminim ama beni neden kurtardı babamın şövalyelerinden biri olabilir miydi, ama bu adamın gözlerini hiçbirinde görmemiştim olamazdı aslında yanımda benimde yayım olsaydı bende kendimi kurtarabilir dim aslında onlar olmadan da kurtara bilirdim ama yapmadım ne istediklerini merak ettim ama böyle kolay olmazdı eğlencesi olmaz dı, beni yakalamaları gerekirdi neden geldi ki bu adam ya
"Teşekkür ederim şövalye ama gereği yoktu beni kurtarmanın, ben kendimi kurtara bilirdim nereden geliyorsun" bana anlamamış gibi bakıyordu neyi anlamamış olabilirdi ki
"Sizi kurtarma gereği duymuştum kusuruma bakmayın lütfen prenses bir daha asla yapmam, beni kırallıktan gönderdiler babanız gönderdi sizi kurtarmam için, siz mi giderseniz yoksa ben mi götüreyim sizi"
Anlamıyorum ne uzun zamandır biri bana prenses dememişti ve bu adam dedi
"Gidelim şövalye yağmur sağanak yağıyor"
Yürümeye başladığımızda ileride bir at gördüm siyahtı ve çok görkemliydi şövalye ara doğru gitti
"Lütfen ata binin"
Elini uzattı binmem için elini tuttum ve üzengi ye basıp bindim, şövalye de o şekilde ata bindi ve arkamdan atın gem'ini tutup atı sürmeye başladı, uzun bir sessizlik oldu hiç konuşmamıştık, uzun sürdü kırallığa gelmemiz at tan inmiştik tam kale ye gireceğimiz sırada durdum ve düşündüm benim bu kale yüzünden kaçtığım şey için geri dönmem doğru muydu bu kale ye girdiğimde her şey beni bekliyordu peki doğru şeyi yapabilecek miydim doğru karar verebilecek miydim kendimi güvenmeli mıydım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gecenin kırallığı
Fantasykötü bir hayat, kötü bir aile, saçma sapan bir kader, ben böyle bir yerde nasıl özgür olabilirim ama umrumda değil elimden gelen her şeyi ardıma koymayacagım...