5. Bölüm: Gece

56 8 1
                                    

Rose'un ağzından

Daha fazla Loki ile aynı ortamda durmaya dayanamayacağımı düşündüm. Ne kadar kırılsam da karşılık verip tartışma çıkararak ben de onun kalbini kırmak istememiştim. Eşyalarımı topladığım gibi asansöre bindim. Kapılar kapanır kapanmaz içeride Tony'nin Jarvis dediği yapay zekânın sesini duydum.

"Rose Gray. Ben Jarvis. Tony bana sesinizi, görüntünüzü ve ısı dalgalarınızı algılayabilmem için dün sabah saat 08.48'de bir yazılım yüklemiş bulunmakta."

Vay anasını... Bu Jarvis sandığımdan daha havalıymış.

Sesini duyduğum ama göremediğim yapay zekânın söylediklerine karşılık ne diyeceğimi bilememiştim. Tereddüt ederek konuştum.

"O-oh, merhaba Jarvis! Tanıştığımıza memnun oldum!" dedim. Robotik ses gülünce ben de gülmüştüm. "Ben de memnun oldum Bayan Gray, odanız diğer tüm yatak odalarının olduğu 24. katta, koridorun en sonunda soldaki oda. Bir isteğiniz olursa adımı söylemeniz yeterli. İyi geceler dilerim."

Şaşkınlığımı üzerimden atamayarak 24'ü tuşladım. Bu robot kesinlikle Loki'den daha kibardı. Sâhi, Loki?

Kata ulaştığımda iki bavulumla koridorun sonuna doğru yürüdüm. Jarvis'in söylediği odanın kapısını aralayıp içeriye girdikten sonra kapıyı geri kapattım. Oda tam benim isteyebileceğim gibiydi. Çok ferah ve mükemmel bir manzarası vardı. Bireysel bir banyo bile koymayı düşünmüştü Tony.

Ilık bir duş alıp rahatladıktan sonra bebek mavisi ipek pijama takımımı giydim. Yatağım çok rahattı, fakat Loki aklımı kurcalıyordu ve bu durumun uyuyamamama hiç de olumlu bir yardımı yoktu. Onu orda bırakıp odama gelmiştim ama onun odası hazır bile değildi. Nerede uyuyacaktı ki? Ya da, tanrıların uykuya ihtiyacı var mıydı? Yatağımdan bir hışımla kalkıp gece lambamı yaktıktan sonra içerisindekileri yarın yerleştirmek üzere bıraktığım bavullarımdan içi kitaplarla dolu olanı açtım.

Kitapları karıştırırken bir taraftan Jarvis'in adını söyledim kısık bir ses tonuyla. Jarvis cevap verdi. "Ha ha. Bayan Gray merak etmeyin ben şu an sadece sizin odanızın içinde konuşuyorum ve odanız ses yalıtımlı. Bir arzunuz mu vardı?"

Biraz afallamış hissettim. Ama bir robota karşı da mahcup olunmazdı ki. "Loki'nin," diye başladım soruma, "odası hazır mı acaba?"

"Olumsuz, Bayan Gray. Bay Odinson'ın odası sizinkinin çaprazındaki odadır ve hâlen işlemdedir." diye yanıtladı Jarvis.

Şaşırmıştım. Öyleyse... Bu adam hâlâ salonda mıydı? Jarvis'e teşekkür edip kitaplara daha hızlı bakmaya başladım. Sonunda aradığım kitabı bulduğumda kendi kendime gülümsedim.

Elimde kitapla geri döndüğüm karanlık salonda bir saat kadar önce oturduğum kanepeye baktığımda top gibi kıvrılmış uyuyan Loki'yi fark ettim. Üzülmüştüm açıkçası. Kimseden bir battaniye bile istememişti.

Buz devleri üşür mü hiç?

Sehpanın üzerindeki küçük not kağıtları ve beyaz bir kupanın içine doldurulmuş kalemler dikkatimi çekti. Hemencecik bir kalem ve bir not kağıdı kaptım ve Loki için küçük bir not yazıp sehpanın Loki'nin başucuna gelen köşesine koyduğum kitabın üzerine bıraktım.

"Genç Werther'in Acıları"

En sevdiklerimden biriydi ve nedenini tam olarak kestiremediğim bir biçimde Loki ve bu kitap arasında kafamın içinde bir ilişki kurmuştum. İçimden bir ses bunu beğeneceğini söylüyordu.

Odama gidip yatağıma bırakılan yedek battaniyeyi kaptığım gibi salona geri döndüm ve Loki'yi uyandırmamaya dikkat ederek güzelce üzerini örttüm. Artık içim rahat olduğu için az da olsa uyuyabileceğimi düşünüp odama gittim ve kendimi direkt yatağa attım. Yorganımın altına güzelce girdikten sonra çok geçmeden kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Yazarın ağzından

Genç kız bulduğu battaniye ile Loki'nin üzerini örttükten sonra Loki, uyanmasına rağmen uyuyormuş gibi yaparak kızın çıkmasını beklemişti. Doğrusu, Rose'un kendisini uyandırmamak için gösterdiği çabayı takdir etmişti. Ne yazık ki, hafif bir uykusu vardı ve Rose salona girdiği andan beri küçük tıkırtılar yüzünden uyanmıştı.

Asansörün kapanma sesini duyduğunda gözlerini açtı. Karanlık odada etrafa bakındı, başucunda duran ince kitaba ilişti gözleri. Üzerinde de bir not vardı. Rose battaniyeyle onu örttükten sonra yeni yeni ısınmaya başlamıştı ve kitaba bakmak için bile olsa şu an sıcacık battaniyenin altından çıkabileceğini sanmıyordu. Birazcık daha dinlenip öyle kalkabilirdi. Tekrar kapadı gözlerini. Uyumaya çalıştı fakat düşüncelerini susturması mümkün görünmüyordu. Hiç kıpırdamadan gözleri kapalı öylece yatmaya devam etti. Uyuyabilmek umuduyla.

Loki'nin düşünceleri (Çünkü neden olmasın :))

Bu kız bana ne yapıyor böyle? Neden onu o kadar terslememe rağmen hâlâ umursuyor? Benden korkmuyor, hayır. Diğerleri gibi korkmuyor benden. 'Ben'i görmeye çalışıyor. Farkındayım. Bunu daha sonra bana karşı kullanmak için değil, gerçekten yardım etmek için yapıyor. Ama bunun farkındaysam, neden kendimi göstermekten çekiniyorum? Duygularımı, ruhumu açamıyorum. Korkuyorum. Neyden korkuyorum? İncinmekten? Defalarca olduğu gibi. Kimi sevsem, kime dokunsam, kime önem versem kaybettim. Sonra diyorum, birkaç kez oldu diye herkese aynısı olacak değil ya? Ama ya onu da kaybedersem?

We Fell In Love In October | Loki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin