Arkasındaki bıçaklı adamı fark ettiğinde ise bunun için bir büyü veya hamle düşünmek için çok geçti.
Bıçaklanmaya kendini hazırlamışken bir kuvvetin aniden kendisini itmesiyle bir metre kadar sağına sendelemişti. Kafasını çevirip baktığında adamın elindeki bıçağın artık kanlı olduğunu gördü. Kendisinde bir sorun yoktu fakat Rose'un sol kolunu sıyırmıştı bıçak. Loki, Rose'un kolundan süzülüp yere damlayan kanı görünce dizlerinin bağı çözülmüştü resmen. Hayır, kan tutmuyordu, başka bir şeydi böyle hissetmesine sebep olan.
Natasha, Steve, Tony, Pepper ve Jane direkt yanına gitmiş, yarasına bakmaya çalışıyorlardı. Bir an için yürümeyi unuttuğunu düşündü Loki. Ona doğru adım atmaya çalışsa da zihni, 'Ya o bıçak sıyırmakla kalmayıp Rose'u ağır yaralasaydı? Ya da belki daha kötüsü... O zaman ne yapardım?' gibi düşünceleri tekrar edip duruyordu. Durduğu yerde kafasını toparladıktan sonra zar zor kızın yanına gitti. Natasha, Rose'un dövüşmekten dağılan saçlarını, kızın yüzünü net görebilmek için gelişigüzel düzelttikten sonra Rose, hemen arkasından duyduğu adım sesleriyle yavaşça başını çevirdi.
Loki'yi hiç bu kadar dağılmış ve bitkin görebileceğini düşünmemişti. "Loki?" dedi yorgunluktan ve az önceki panik anından dolayı titreyen sesiyle.
Herkesin ağır yara almadığına emin olduktan sonra Sam, Bucky, Tony, Pepper, Steve ve Clint olay yerine gelen polis ve ambulans görevlilerine yardım etmeye gitmişti. Wanda, Natasha, Bruce, Jane ve Thor ise ikiliye alan tanımak için birkaç adım geriye çekilmişlerdi.
Loki hiçbir şey demeden birkaç dakika öylece Rose'un yüzüne bakmaya devam ederken aslında konuşsa şelale gibi akacak yaşlarını geriye göndermeye çalıştığını bilmiyordu kız. Loki'nin kendisine sinirlendiğini düşündü. Aniden gelen suçluluk duygusuyla başını öne eğdi. "Özür dilerim."
Özür diledikten sonra karşısında, kendinden en az bir kafa kadar uzun olan tanrının tepkisini kontrol etmek için tekrardan onun yüzüne baktığında ifadesinin yumuşadığını ve gözlerinin dolmuş olduğunu fark etti. "Ne için?" diye sordu Loki, nihayet bir şeyler söylediğinde biraz olsun içine su serpilmişti kızın. "Beklememi söylemiştin. Özür dilerim ama bir şeyler yapabileceğimi bildiğim hâlde öylece bekleyip sizin yaralanmanızı izleyemezdim. Kızdıysan-"
"Kızmadım." dedi Loki net bir tavırla. Ardından da zar zor "Ama korktum." diye eklediğinde Rose biraz önce konuşurken istemsizce çatılan kaşlarını serbest bıraktı. Bir şey söylemeden hayretle karşısındaki tanrıya baktı. Loki ağlamaklı bir sesle, ara ara sesini farkında olmadan yükselterek konuşmaya devam etti.
"Tanrılar aşkına, Rose... Çok korktum. Bıçaklanacağımdan değil, gözlerimi yumup açtığımda bıçaklanan ben olmadığım için korktum. Çünkü ben değilsem geriye sadece sen kalıyordun. Ne düşünüyordun ki? Yüreğim ağzıma geldi." elini, kızın yaralı kolunun üzerine tutarak aklından kısa bir iyileştirme büyüsü geçirdi Loki. Rose'un kolundaki bıçak yarasının üzerinde yeşil bir ışık parlayıp söndüğünde yaradan eser kalmamıştı.
Natasha, Jane ve Bruce; Rose'un yarasının ortadan kaybolmasını şaşkınlıkla izlerken Thor ve Wanda o üçüne, Loki'nin bunu nasıl yaptığını kısaca açıklamaya çalışıyordu. "Basit yaraları iyileştirebiliyorum." diye açıkladı Loki, Rose'a. "Teşekkürler."
"Oh, teşekküre gerek yok leydim. Asıl ben teşekkür ederim. Yüzyıllar geçirdiğim hayatımda benim için kendini bıçağın önüne atacak fazla kişiye rastlamadım." dedi Loki gülerek ve Thor'a bakıp göz kırptı. Diğerleri de atmosferin yumuşadığını hissetmişti böylelikle. Rahatlamak için bir iç çekti Rose ve "En iyi arkadaşlar böyle yapmaz mı?" diye sordu. Loki'yi artık bir arkadaştan fazlası olarak gördüğünü kendisi de biliyordu, sadece bunu ne kendisine ne de başkasına itiraf etmek henüz çok zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Fell In Love In October | Loki
Fiksi Penggemar"Her acıyı çektin ama hiç göstermedin." -Hamlet, W. Shakespeare - - - [TEKRARDAN YAYIMLANDI] Nick Fury tarafından başarılı görüldüğü için SHIELD'a psikolog olarak alınan NYU Psikoloji 3. sınıf öğrencisi Rose ve Avengers ile birlikte yaşayan fesatlı...