27

59 12 2
                                    

Bu bölüm benden mehemmedlivefa 'ya armağan olsun.
Hadi yıldızı parlatalım.
İyi okumalar ♡

İnsan doğardı,yaşardı (birçok şey yaşardı. Hayatın en uzun evresi buydu da. Ben de şimdi, sırası gelen her şeyi yaşıyordum. Aşık oldum, nişanlandım şimdi ise, mezuniyetime hazırlanıyordum. 

Aynada kendime bakarken Faruk da gelip arkamdan sarıldı. Balo için kıyafet seçtiğim mağazaya gelmiş, bu sefer mezuniyetim için çok güzel bir kıyafet bulmuştuk. "Beğendin mi gerçekten?"
Ellerimi elbisenin ince kumaşında gezdirirken "Çok..." diye mırıldandı. Ardından bakışlarımız aynada kesişti. Gece mavisi, çok da dar olmayan uzun ve güzel bir elbiseydi. "Alalım mı?"
"Alalım."

Alışveriş merkezinde dolaşırken sinemaların olduğu yerde durduk. Haftaya vizyona girecek filmler oldukça güzel görünüyordu. "Sevgilim, gider miyiz haftaya?"
"Olabilir tabii."
Gülümsedim.
Gülümsedi. Eli elime tekrar uzanırken nişanlı kalacağımız son günlerin tadını çıkarmaya başladım.

/_/_/_/_/_/_/_/_/_/___/____/_____/

Annem, Sultan anne, Asu... Herkes gelmişti, perdenin arkasından onları görebiliyordum. Ve Faruk... O da onların yanında oturuyor ve şu an çıkan  hocanın konuşmasını dinliyordu.
"Kalbim duracak gibi." Elini kalbine götürüp nefes alan İrem'in omzundan tuttum. Sahneye çıkıp mezun olacağımız o dakikalara çok az kalmıştı.
"Ben de çok stresliyim." Az sonra elimizde olacak diplomalar kürsünün yanında üst üste konulmuş, alınmayı bekliyordu. Sahnenin arkasında benimle birlikte sabırsızca bekleyen arkadaşlarıma baktım. Göz göze geldiğimizde hepsine kocaman sarıldım hatta bazılarımız ağlıyordu.

"Aa, hadi ama o kadar makyaj yaptık! Bozulsun mu şimdi?" İrem görünmemeye çalışarak hızlıca gözlerini silerken diğer kızlar da gülümsedi. Hepimizin okul hayatının bitişiydi. Artık o asıl gençlikten sıyrıldığımız evreye gelmiş ama sanki hala daha o tarafımızdan ayrılmanın verdiği hüzün içerisindeydik.

"Şimdi gençlerimizi diplomalarını vermek üzere tek tek sahneye davet ediyorum." Hocanın konuşması nihayet bittiğinde isimleri anons etmeye başlamış ve herkes teker teker sahne arkasından ayrılmaya başlamıştı.

"Akay Pirel." ve işte, sıra bendeydi.
Adımlarımı hızlı hızlı atıp sahneye ulaştım ve önce hocaya, ardından tıka basa dolu salona hızlıca göz gezdirdim.
İşte şimdi, elimde diplomam ve yüzümde kocaman gülümsememle, daha farklı bir ben olarak ön sıralardaki anneme, Sultan anneye ve Faruk'a baktım. Büyükçe gülümseyerek beni alkışlıyorlar ve çok mutlu görünüyorlardı. Faruk'la göz göze geldiğimde salondaki tüm uğultular birkaç saniyeliğine sustu. Öyle güzel bakıyordu ki, bir kere daha kalbim hızlandı. Ve bir kere daha, ilk günkü gibi...

Yanımda İrem'in olduğunu yeni fark ederken sahne de daha çok kalabalıklaşmış, çoğu kişi diplomasına bakıyordu.
"Kızım sonunda ya, bitti bütün ders telaşlarımız."
"Evet şükürler olsun."

Bundan sonrası ise daha hızlı geçti. Fotoğraf çekimleri, sohbet derken kep atma törenine gelmiştik. Hepimiz kampüsün bahçesinde toplanmış, keplerimizi ellerimize almış son kez arkamızda kalan devasa fakülteye ve etrafımızdaki mutlu yüzlere bakıyorduk.

"5,4,3..."

Uğultular daha da artarken Gözlerim Faruk'u arıyordu.

"2,1.." Tüm eller havaya kalkmışken hep birlikte sevinçle keplerimizi attık.
Sevinç  çığlıkları, kucaklaşmalar havalarda uçuşurken sırayla kızlara sarıldım.
"Hepinizi tebrik ediyor, başarılarınızın ömür boyu devam etmesini diliyorum."
Boşalmaya başlayan bahçede etrafımda dönerken kalabalık arasından annemleri ve Faruk'u seçmeye çalışıyordum ki belime dolanan kollarla irkildim.

KOÇUM BENİM -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin