3.

2.9K 196 43
                                    

Selammm, yine ben.

_

Kendi yatağım haricinde başka bir yerde yatmamalıydım sanırım. Şu an öyle rahatsızdım ki, yatamıyordum bile.

Sabaha daha çok var ve ben uykumu alamadan birşey yapamıyordum. Şimdi ne yapacağımı da bilmiyordum.

Gözlerimi kapattım tekrar uykuya dalmak için, ama olmuyordu. Tek çare kendi yatağıma gidip yatmalıydım.

Adımlarımı kendi odama yönelttim. Tabi ki utanıyordum, ama ne yapayım mecburum.

Kapıyı iki defa tıklattım ses gelmeyince içeri girdim. Yatağımın her yerini kaplayan cenan'a döndü bakışlarım. Üstü açık, altı ise baksırlaydı. Saçı dağınık, yüz üstü yatıyordu.

Şimdi uyandırsam olmazdı, ama bende şimdi yatmazsam eğer uykusuz kalırdım.

Yanına doğru ilerledim, "Cenan." Diye fısıldadım. Bir kaç kere daha dürttüğüm de gözleri yavaş yavaş açılıyordu.

Bana dönüp "himm" diye mayışmış sesiyle söylenmeye başladı. "Şey Cenan üzgünüm ama kendi yatağım dışında başka bir yerde yatamıyorum, şimdi seni uyandırmak istemezdim. Ama uykusuz kalsam da ben öyle kalacaktım. Çok özür dilerim." Diye açıklamada bulundum.

"Eee niye uyandırdın, kıvrılsaydın işte yanımda." Diyip yüzünü yastığa koyup gözlerini kapattı.

Aklımda zaten vardı, ama rahatsız olur diye yapmadım. Kesin uykusu var diye geçiştiriyordu konuyu.

"Cenan, koca yatağı afedersin de heryerini kaplamışsın. Uzansam bile yerim yoktu." Diye dedim.

"Ne yani yanım boş olsa yatacak mıydın?" Dedi gözlerini sonuna kadar açarak.

Ne saçmalıyordu bu? Demek ki uyandırıldığın da böyle biri olabiliyormuş. Keşke uyandırmasaydım.

"Off, tamam yat." Diyip arkamı döndüm. Bileğim den tutmuş olacak ki hemen durdum. Ayağa kalkmıştı.

"Şaka yaptım, geç yat yatağına. Ben salona geçerim." Diyip salona doğru gitti.

Arkasından 'teşekkür' etsem bile beni duymamıştı.

Bende yatağıma geçip, güzelce uzandım. Canım yatağım.

"Günaydın." Selim'in sesi kulağıma gelince. Hemen ayağa kalktım.

Uykucu biri değilim, sadece fazla yorgun olduğum zamanlar huysuz oluyordum o kadar.

"Günaydın." Dedim uykulu sesimle. Ve banyoya doğru gittim. Çeşmeyi açıp yüzüme iki defa serptim suyu ve havluyla kuruttum. İçeri geçtim daha sonra.

Salona geldiğim de kahvaltı sofrası hazırdı. Selim ve Cenan üstünde oturmuş beni beklemeden yiyorlardı. Hayvan selim, insan beni bekler.

Bende yerime geçip oturdum, yemeğime başladım.

"Arif." Ses selime aitti. "Efendim?" Diyip yüzüne baktım.

"Bugün kurs dışında başka yerlere gitsek mi, ne dersin?"

"Bilmem, bakarız." Diyip çatalı elime koyup zeytini ağzıma attim.

Selim bu sefer cenan'la konuşuyordu. "Güzelce yattın mi Cenan?" Diye sordu cenan'a dönüp.

Cenan," yani uyudum gibi, gece uyanmasaydım daha iyiydi ama olsun." Dedi.

Ama ne yapayım bilerek uyandırmadım ki şimdi ben? Uyandırmasaydım ben yatamayacaktım.

"Özür dilerim Cenan." Dedim tekrar.

Bana,"sorun değil." Dedi tekrar.

Hepimiz hem kahvaltı yapıp hemde konuşuyorduk. Kahvaltı bitince hep birlikte toplayıp mutfağa artık. Toplamadan evden çıktık. Acaba Selim'in iddia'sı neydi merak ediyordum. Zaten öğrenirim bugün.

Cenan'ı az çok tanıdım gibi. İş adamıydı kendisi. Yoğun olması dışında herşeyi güzeldi. Ama severek işini yaptığı da belliydi.

...

Bugün bir bölüm daha gelir...

İddia bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin