18.

959 63 60
                                    

4 gün sonra;

Kapıları kilitlemiş, pencereleri sıkı bir şekilde kapatmış, odamın içine kendimi tıkmış bir şekilde duruyordum.

Nefes alamıyordum sanki, zaman geçtikçene ben daha fazla ölüyordum.

Cenan'ı evinde öyle bırakıp ambulansı arayıp o olay yerinden ayrılmıştım. Tam 4 gündür ne o beni, ne ben onu görmüştüm.

Şuan durumunu çok merak ediyordum. İnşallah ölmez diye dua ediyordum. Zar zor bile olsa ben yapmıştım cenan'a bunu.

Pişman mıydım oda belli değil. Ellerim titreye titreye sırtından iki defa vurmuştum. O dehşet görüntüler aklıma geldikçene içim gidiyor.

Şuan biriyle konuşmak istesem bile yanımda kimse yok. Eskiden selim vardı ama oda o gün dans kursundan sonra onla konuşmamayı planlamıştım.

Kimsem kalmamıştı, dünyada yapayalnız kalmıştım resmen.

4 gün boyunca sadece su içiyordum ve lavaboya gitmiştim. Sanıyordum polisler beni alır götürür o bile olmamıştı. Acaba şimdi neler olacak veya neler oluyordu?

Aşıktım ben ona. Ne olursa olsun bana ne yaparsa yapsın ama yinede şerefsizi seviyordum. Sanırım beni öldürecek kadar onu seviyordum, ama bana yaptığı şeyleri düşününce hem sinir hem de üzülüyordum. Sevdiğim adam bana öyle şeyler yaptığı için.

Yatağın üstünde oturup ayaklarımı kendime çekmiş kollarımı ayaklarıma bağlamış bir şekilde boş bakışlarım  duvarda asılıydı.

Şuan bir şey yapmam gerek ama korkuyordum. Kendi evimi kendime hapis etmiştim resmen. Yine sebepsiz bir şekilde gözlerim dolmaya başladı.

Şuan Allah bana hangi hatamın bedelini ödetiyordu.

Gözyaşlarım yanaklarıma hücum etmişken elimin tersiyle yanaklarımı sildim. Ve derin bir nefes aldım.

Kaç dakika ağladığımı bilmiyorum ama saatler geçtiği belliydi. Bir an zil çalınca elim ayağım titredi.

Kimsem yoktu ve gelen kişi kimdi?

Kapıyı açıp, açmamak arasında öylece kalmıştım ki tekrar zil çaldı. Seri bir şekilde çalıyordu kapıyı.

Ayağımı yataktan sarkıtıp kapıya doğru ilerledim. Tam kapının önünde durdum ve kapı merceğinden baktım. Gelen Sude... Ne diye gelmişti şimdi bu?

Kapıyı üç defa kilitlemiştim tekrar açınca karşımda ki kişiye affalayarak bakıyordum. Oda tedirgin bir şekilde bana bakıyordu.

Ben daha birşey demeden içeriye girip kapıyı kapattı ve kilitledi.

"Ne oluyor böyle." Kaç gündür konuşmadığım için sesim çatallamış bir tonda çıkmıştı.

Birşey demedi ve bana doğru adımladı. Bende bir kaç adım geri bastım.

"Şimdi beni dikkatlice dinle ve sakın bir şey deme. Senin için." Dedi endişe bir sesle.

"Ne söyleyeceksen söyle." Dedim.

Nefes aldı derince ve başladı konuşmaya.

"Arif, cenan benimle konuştu ve senin ona zarar verdiğini söyledi. Bana söyledikten bir beş dakika sonra zar zor nefes almaya başladı. Doktorları çağırdım, beni odadan çıkardılar. Yarım saat sonra doktorlar çıkınca-" durdu ve gözleri dolmaya başladı. "Doktorlar çıkınca-" başımı sağa sola oynatıyordum. "İşte Cenanın öldüğünü söylediler." O an ne yapacağımı bilemeyerek olduğum yerde kilitlendim.

"Ve bana söylediği son şeyler ise, bana bir adres verdi. Arifi oraya götür ve şikayetçi olmasam bile polislerin senin yakandan bırakmayacağını dile getirdi. Seni oraya götürüp bir süre orda kalman gerek aksi takdirde sana kötü birşey olmasını istemezdi." Daha konuşuyordu ama aklım hala 'öldü.' kelimesindeydi.

Nasıl ölebilirdi?

"Sude, Cenan beni bırakmaz ki sen yanlış biliyorsun. O beni çok sever beni hiç bırakmaz ki." Sesim perişan bir şekilde çıkınca yutkunamadım bile.

Arif-" dedi. "Sude, ne olur şaka olduğunu söyle ne olur." Yalvardım. Ama başını olumsuz anlamda salladı.

"Biliyorum Cenan yine yalan söylüyor bana ben biliyorum. Ona asla birşey olmaz ve olamaz da. O beni seviyor eminim ki beni bırakmaz, beni bu şekil bırakmaz Sude." Bağırarak konuştum bu sefer.

"Arif sakin ol. Ama olan oldu birşey yapamayız artık." Dedi tok bir sesle.

Nasıl yapamayız?

"Yaa o öyle kolay kolay ölmez. İki parça camla ölemez ki yanlışın var senin." Dedim.

Kolumdan sert bir şekilde tuttu ve kapıya doğru götürdü. "Giy ayakkabını." Diye emir verdi. Yapmadım dediğini. Kendisi bana giydirmeye kalkıştı ama rahatsız oldum ki geri adımladım. "Nereye gidecez?" Dedim.

"Bir adrese çabuk ol." Dedi.

"Sana nasıl inanayım ben ve ne için inanayım ki?" Çünkü yalan söylüyor.

"İnanma şimdilik ama çabuk gidelim ki kendimi Sana inandıracam." Dedi düz bir sesle.

Başımı salladım ve ayakkabıma uzandım, giyindim. Giydiğim an tekrar kolumdan tutup merdivenlerden indirdi.

Kapıya tam geldiğimiz de büyük bir siyah araba ve iki adam vardı. Hiç durmadan arabaya doğru adımladık ve ben önden arabaya girdim oda arkamdan. Kapı kapandığı an saniyeler sonra araba çalıştı, evimden uzaklaştık.

İçimde kötü bir his ve aynı şekil cenanın ölmesinin acısını çekerken başımı yana attım ve yolu izledim.

Hayatım bir anda neden böyle oldu benim diye kendimi sorguluyordum.

Cenan ölmedi eminim ki yaşıyor ben öyle hissediyordum. Daha doğrusu o cam parçasıyla ölecek bir adama benzemiyordu!!!

Gözlerim yolu seyrederken hafifçe kapandı ve kendimi uykuya attım yavaşça.

***

Çerezlik bir bölüm oldu...

Nasıldı bölüm?

Neyse iyi geceler ❤️

İddia bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin