Selam.
İyi okumalar.
Cenan...
_İnsan bir kez düştüğü zaman tekrar kalkıp yeniden devam eder. Olmadı yine, olmadı tekrar yine. Aynı benim gibi. Kaç yıldır dans ediyorum; düştüm, yaralandım, ağladım, bayıldım, kötü günler geçirdim. Ama hepsini atlatmak için mücadele mi kesmedim, sonuna kadar devam ettim.
Çünkü pes etmek benim işim değil mücadele etmek benim işim.
Ama o gün ne olduysa bir daha dans edemedim. Çünkü kovulmuştum. Evet kovuldum.
Cenan o gün gelip beni kurtarmasaydı belki dayak yemiş olabilirdim ama hayallerim yarı da kalmazdı.
Keşke kovulmadan önce ben bir yapıştırsaydım da içim rahat etseydi.
Neyse hayallerimi devam etmek yine de bana ait bu hayalimi gerçekleştirecem.
Herhangi bir yere gitmek olsun ya da olmasın. Tek başıma yapacam.
Ve sanırım hayallerime bir şey daha eklendi, adam akıllı çalışıp bende bir hoca olacam ama dans hocası. Bunun için çok çalışacam. İlla o pezevenk olacak değil ya.
Hemen hemen geçmişti hastalığım ama daha da öksürüğüm geçmedi. Cenan dört gündür gelip benle ilgileniyordu. Yemek olsun, ilaçlarım olsun her birini bana severek yardımcı oluyordu ama bir şey var, ona zahmet veriyorum.
Bu dört gün içinde kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Ne olmuştu ki bana böyle?
Homofobik biri değilim ama gay de değilim. İlk defa birine böyle bir duygu besliyorum.
Şu an bir iş adamı benim için mutfakta yemek hazırlıyordu ama benim için.
Offf kurban olurum.
Ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Karşımda mutfak önlüğü takmış üstünde takım elbisesi vardı. Ne kadar da karizmatik.
Selim'in işi olduğu için bir kaç gündür eve gelmedi sanırım o yüzden gelip gidiyordu Cenan.
Acaba oda benim gibi bana karşı birşeyler hissediyor mu?
Saçmalama Arif sen kimsin de sana aşık olacak. Sen rastgele dans eğitimi alan bir öğrenci o ise koskocaman iş adamı.
"Arif, otursana bir yerde. Ne diye ayakta dikiliyorsun." Bir an Cenan dan ses geldi ama daldığım için duyamadım pek.
"Haa ne dedin?" Dedim. Mal Arif.
"Bir şeyin mi var ya da bir şey mi istiyorsun?" Diye sordu. Evet istiyorum seni.
"Yok, iyiyim ben." Aynen iyisin aynen.
"Geç şöyle otur." Bana parmağı ile bir yeri gösterdiği sırada konuştu.
Dediğini yapıp onunla beraber geçtim oturdum. Tüpün altını kıstığı sırada benim yanıma geçti. Ohhh mis gibi kokuyordu.
"Yemekten sonra ilaçlarını almayı unutma. Olur mu?" Derken bende başımı aşağı yukarı salladım onaylamış bir şekilde.
"Cenan evli misin ya da sevgilin var mı?" Ne diye soruyorsun Arif? Bu ağzımı tutmasam eğer çok şey kaçıracam ağzımdan sanırım.
"Hayır, düşünmüyorum şimdilik."
"Yaa mutlu oldum." Dedim direkt. "Yani senin adına mutlu oldum, sen istemiyorsun diye o anlamda dedi-" sözüm daha bitmeden bana döndü gözlerimin içine baktı.
Gülmüştü, bana güldü.
"Anladım anladım. Sorun değil." Gülerek konuştu.
Çok tatlı bir gülümsemesi var. O gülümsemeye gömün beni hadi.
"Senin var mı? Diye sordu.
"Neyim var mı?"
"Sevgilin gibimsi bir şeyin var mı işte." Neden sana mı lazımım.
"Yok, ama belki ilerde olur bilemeyiz." Dedim. Belki de sen olursun cenan.
"Anladım. Nasip kısmet." Dedi.
Bir an öksürüğüm başlayınca sağ elini arkama yavaş yavaş vururken sol eli ise kolumdaydı. Arkada ki elini güzelce sırtımı okşuyordu.
Öksürüğüm bitince masada ki suyu uzattı bana ve içtim.
"Teşekkür ederim." Başıyla 'eyvallah' dedi.
Dayanamıyorum...
"Şey Cenan beni kucağına alsana." Dedim.
İlk affalasa da sonradan göz kırptı 'neden' gibisinden.
Çünkü kucağını merak ediyorum Cenan.
"Yaa birine sarılmak istiyorum işte. Kaç yıldır ne annemin ne de babamın kucağına gittim. Çünkü ben küçükken ölmüşlerdi." Gözlerim dolmuştu konuştuğum an.
Belim de hissettiğim cenanın eli bir an beni havaya kaldırdı ve kendi kucağına geçip sımsıkı sarıldı bana.
Nefesim durmuştu, alamıyorum.
Bende ona karşılık verdim. Elimi boynuna attım, kafamı cenanın boynuna gömdüm, ayaklarımı da beline bağladım.
Çok iyi gelmişti bana. Kendimi kaybettim onun kollarında.
"Üzülme." Dedi sadece. Daha sıkı sarıldı.
Bir kaç dakika öylece durduk. Sonra beni kucağından indirecek ken izin vermedim, daha sıkı sarıldım.
"Sonra devam ederiz Arif, yemek yanıyor." Umursamadım.
Elini kalçama attı ve beni havaya kaldırdı tezgaha doğru götürdü. Hiç pozisyonumu bozmadım.
Yemeği karıştırıyordu ben yokmuşum gibi. Onun kollarında olmak bana huzurlu gelmişti, hemde çok.
Mis gibi kokusu vardı. Buram buram burnuma onun kokusu geliyordu.
Yemeği bitirip aynı yerimize döndük ve oturduk. Az önceki gibi.
"Cenan özür dilerim." Dedim.
İlk ne olduğunu anlamasa da sonradan onun dudaklarına kendi dudaklarımı yapıştırdım.
_
Sınavım olduğu halde sizin için yazıyorum ve atıyorum. Ama siz yorum dahi atmıyorsunuz. Bol bol yorum atın.
Nasıldı bölüm?
Sizleri kocaman öptüm, seviyorum yine de sizi.
🖤