Selam arkadaşlar. Bol bol yorumlarınızı bekliyorum.
İyi geceler.
_
"Selim sakın ama sakın aklımda ki şeyi bana yaptırtmaya kalkışma." Diye tehtid ediyordu Selim'i Cenan.
Her zaman ki gibi dans eğitimi almak için buraya geldik. Ama bunu anladım ki Cenan danstan nefret eden biri. Sanırım bunu erkeklere yakıştıramıyordu.
"Cenan sakin ya, istediğim sadece bir şey var." Diye konuya girdi selim. "Bir günlüğüne dans eğitimi alacaksın burda." Diye iddiayı kazanan selim, cenan'a dönüp konuşuyordu.
Ne var yani dans eden erkekler varsa? Keşke küçük yaşta başlasaydım diye pişman olan ben, Cenan'ı böyle görünce bir tık sinir oluyordum.
"Hayır." Dedi direkt Cenan.
"Yapmak zorundasın Cenan. Bir tat bu duyguyu, nasıl bir şey olduğunu öğren ki bir daha burayı kötüleme benim karşımda." Diye hiç itiraz istenmeyen bir tonda açıkladı selim.
"Tamam. Ama bunun bedeli ağır olur, şimdiden diyorum." Diye tehtid etti tekrar Cenan.
Cenan iş adamıydı ve burası ona göre değildi, ama kendisi öyle düşünüyordu. Ben dansın, yaşı ve cinsiyetin olmadığını düşünüyorum. Keşke herkes böyle düşünse ama yok.
Ben hiç sevmediğim hocamla tekrar başladım pratiğe. Selimde müdürle konuşuyordu, sanırım Cenan için.
"Arif, odağın bende olsun." Diye söyledi Bilal hoca. Başımı salladım.
"Şimdi Arif burda kolunu öne doğru uzat sonra hemen hiç vakit kaybetmeden sağ kolunu öne atıp sol kolunu arkaya atacaksın. Anladın mı?" Diye söyledi Bilal hoca.
"Tamam." Diyip onun söylediği şeyi yapmaya başladım.
Kolumu öne getirdim Bilal hoca arkadan "bir, iki, üç" diye sayıp onun sayı sayma eşliğinde hareketlerimi yapıyordum.
Sağ kolumu öne getirip aynı anda sol kolumu arkaya attığımda arkadan gelen sesle odağım bozuldu.
Bağıran Cenan.
Adımlarımı onun olduğu tarafa attığım da selime bağırdığını görüyordum. Ama selim aksine sırıtıyordu.
"Selim Allah belanı versin senin." Diye bilmem kaç defa söylediği cümleyi söyledi Cenan.
Sanırım dans ettiriyordu cenan'a selim. Ama yapamadığı için küfür ediyor gibiydi.
"Hadi Cenan durma da başlayalım tekrar." Diye kendi yanına çekti cenan'ı selim.
"Diğer harekete geç direkt, uzatma." Dedi Cenan.
Nasıl odaklandım bilmiyorum ama ne zaman elimden tutulup arkama döndüğümün farkına yeni varmıştım.Evet karşımda sinirli duran Bilal hoca vardı. Sanırım en sinir olduğu hareketi yaptım. Kaç kere uyarsa da hiç umursamayıp tekrarlıyordum hatamı.
"Arif, bu kaçıncı uyarışım sana haa?" Diye bağırarak konuştu Bilal hoca.
Herkesin bakışları bizdeydi.
"Tamam, hadi geçelim tekrar yaparım hareketimi." Diyip geçiştirmeye çalışsam da nafileydi.
"Artık bir ceza alman gerekiyor senin, bugün geç çıkacaksın artı olarak'ta hiç durmadan çalışacaksın akşama kadar. Şimdiden başlıyoruz, geç eski yerine." Diyip kolumdan tutup sürükledi beni.
Ammına koduğumun çocuğu.
Artık gücüm kalmadı, "hoca azıcık dinleneyim." Dedim yine şansımı denemek için.
Hiç durmadan üç saattir pratik yapıyordum. Artık başım dönmeye başladı.
"Hayır." Dedi direkt hoca. Şerefsiz.
"Diğer harekete geç Arif.. ...Bir tur etrafında döneceksin." Dedi.
Dediğini yapıp bir tur döndüm ama dayanamayıp yere yığıldım. Artık gücüm yoktu.
"Kalk çabuk." Diye tekrar söyledi şerefsiz Bilal hoca. Kalkmadım.
"Kalk dedim." Bu sefer sinirli bir şekilde diyip ayağa kalktı. Yine kalkmadım.
Kolumdan tutup bir hamlede beni kaldırırken tam tokat atacakken gözlerimi kapadım.
Bir kaç saniye bekledim vurmayınca gözümü açtım. Karşımda olan şeyle şaşırdım.
Bilal'ın kolunu tutan Cenana döndü gözlerim.
"Ne cüretle kolumu tutarsın sen." Diye bağırarak söyledi Bilal.
"Sen ne cüretle bir öğrenciye tokat atacaksın ha?" Dişlerinin arasından resmen tısladı Cenan.
Kolumu halen sıkı bir şekilde tutuyordu Bilal. Artık acıyordu. Kolumu kurtarmak için zorlasam da olmuyordu.
"Çocuğun halini görmüyor musun? Bayılacak artık. Kan ter içinde kalmış. Ne biçim bir hocasın lan sen?" Söyledi Cenan.
"Bu seni ilgilendirmez. Hocası benim ve istediğim şekilde davranırım. Hem seni ilgilendiren konu yok ortada, ne diye yükseldin bu kadar." Dedi Bilal. Bok davranırsın.
"Arkadaşım olur kendisi ve bir daha böyle davranmayacaksın ilk ve son kez uyarayım ben." Üstünü bastıra bastıra konuştu Cenan. "Zaten davranamayacaksın da bundan sonra." Diyip koluma uzandı ve beni bilal'in elinden kurtardı.
Ne yaptığını bilmiyordum ama beni dışarıya doğru götürüyordu.
"Cenan." Dedim. Ama beni duymuyordu sanırım.
Çok yakışıklıydı, çok. Ben onun yüzüne bakarken o önüne bakıyordu ve kolumdan tutuyordu. Ne diye bu benim hoşuma gitmişti ki?
Beni hiç görmediğim arabaya bindirip kendisi de sürücü koltuğuna oturduğunda motoru çalıştırdı.
"Bir daha orda çalışma." Dedi direkt konu açarken.
"Benim hayalim." Dedim direkt ikiletmeden.
"Hayalini siktim, öldü." Dedi ciddi çıkan sesiyle. Arabayı öyle sürüyordu ki sanki tuttuğu direksiyonu kıracak gibiydi.
"Cenan, teşekkür ederim ama ben hayalimden vazgeçemem asla." Dedim kırık sesimle.
"Tamam." Dedi sadece.
Bir süre sonra evimin önüne gelince durdu. "Hadi git biraz dinlen." Dedi ve bir saniye bana bakıp önüne döndü.
"Teşekkür ederim tekrardan." Kapı kolunu açıp çıkacakken ilk başım dönse de aldırmadım.
Adımımı evime doğru döndürüp, arkadan araba motor sesi geldiğinde anladım ki gitmişti.
Halının altından anahtarı çıkarıp kapıyı açtım ve içeri girdim.
Ne diye böyle kalbim hızlandı ki benim? Bilmiyordum. O kadar yorgundum ki herşeyi bırakıp üstümü çıkarmadan direkt yatağıma geçtim ve uzandım.
Ter içindeydim ama banyo edecek halim yoktu o yüzden ben direkt yatacaktım.
Olduğum yerde mayışmıştım. Ve bir süre sonra gözlerimi kapadım.
...
Arkadaşlar sizce nasıl?