•4•

59 31 18
                                    

Hoşgeldiniz.... 😽❣️

Umarım beğenirsin ❤️😁

_____

"Mert gelen yeni kitapları içeri taşıdın mı?" Mert bana dönerek "Evet, kolileri şu tarafa bıraktım." İşaret ettiği yeri bakınca, bir sürü koli olduğunu gördüm.

"Teşekkür ederim, Mertcim." Diyerek, Masanın üzerinde duran maket bıçağını alıp, Kolilerin olduğu tarafa doğru ilerledim. Yere oturarak, önümdeki koliyi açıp, yanımda kendim ile getirdiğin sepetin içine yerleştirmeye başladım kitapları.

İlk koli içinden, en az yirmi beş tane kitap çıkmıştı sanırım. Aynı şekildede tüm kolileri açıp, kitapları sepetin içine yerleştirdim.

Sepetide elime alıp, raflarada gezinmeye başladım, yeni gelen kitapları yerleştirmek için.

***

Kitapları dizmiştim elimde sadece beş kitap kalmıştı. "Selin!" Gökçe'nin seslenmesi ile birlikte ona döndüm. 'Ne var?' Anlamında kafamı salladığımda "Müşteri geldi, Seni istiyor." Dedi. Kafeterya bölümünde sırtı bana dönük olan kızı gösterdi.

"Tamam." Diyerek, Elimdeki kitaplarıda hızlı bir şekilde yerleştirip, Yanına gittim. "Buyrun hanımefendi." yanına gittiğimde. Kalkıp bana döndü.

Bu Gizemdi.

"Şikolatam. Nasılsın?" Diyerek sarılmıştım. "İyim kumralım. Hemde çok." Demiş ve gülümsemişti. İkimizde masaya oturduk. "Dün çok gerildim, Strese girdim. Abim arkandan geldi, eve geldiğindede yanında yoktun."

"Beni eve bıraktı."

"Niye? ne oldu? Ne konuştunuz çatladım kız." Gülümsedi. Beli iyi şeyler olmuştu. "Ben çıktığımda, Arda arkamdan geldi kolumu tutu. Bırak dedim bırakmadı."

"Eee..?"

"Seni kıracak bir şey mi dedim diye sordu. Bende yok senlik bir şey diyerek, Kolumu elinden kurtardım." Biraz daha öne gelip, anlatmaya devam etti. "Arkamı dönüp gidecekken bana seslendi. Bende sinirle arkamı dönüp 'ne var?' Dedim." Başını eğip kıkırdadı.

"Ya gizem hadi...!"

"E işte yanıma geldi, Yapma böyle kızım. Diyerek dudaklarıma kapandı." Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Heyecanla ayaklandım. "Ne?!"

Telaşla kalkıp, Susmam için işaret yaptı. "Sus kız rezil ettin bizi."

"Eee?"

"Sonra seni seviyorum dedi. Mutfakta konuşurken duymuş bizi, kıskanmış başkasını seviyorum diye. O yüzden böyle yapmış." Bende diyordum, niye bu kadar uzatmıştı.

"Ay şikolatam! Abim bir şey anlatmadı eve geldiğinde. Direkt odasına çıktı. Ama yüzünde güler açmıştı." Biz Gizem ile konuşmaya devam ederken telefonu çalmıştı. Arayan arda abimdi.

Sevgili olmuşlardı. "Canım?"

"Tamam geliyorum." Ne olmuş dermişçesinden başımı salladım. "Ben kaçtım. Randevum var." Dedi. Omuzuna vurup "kaptın gül gibi çocuğu tabi kaçarsın böyle." Gülüp, vedalaştı.

Bende masama bıraktığım bir kitap kalmıştı. Onu elime aldım yerine götürmek için ama kitabın ismi ilgimi çekmişti. 'İki yabancı olamadan önce'

Bu kitabı masamın çekmecesine yerleştirip, İş çıkışı  alıp okumayı düşünüyordum.

***

"Sıkıldım ben ya." Gökçe mızmızlanarak yanıma gelmişti. Bende sıkılmıştım. Ama yapacak bir şey yoktu. "İş çıkışı bir şey mi yapsak?"

"Vallahi Gökçe hiç eğlenceye gidecek halim yok. Eve gidip yatacam." Gökçe göz devirip, yanıma oturdu. "Annemler eve değiller, Anahtarda yok yanımda."

"Olmadı bizde kalırsın Gökçe. İlk seferin değil ya." Demiştim. Başımı okuduğum kitaptan kaldırarak. "Öyleli?" Başımı salladığımda, oda beni onaylamıştı. "Zahmet olmasın?"

"Eğer dışarda yaşamaya meraklıysan zahmet." Gökçe göz devirip. "İyi be tamam. Bir teşekkür ettirmiyorsun."

"Böyle yapacaksan yapma be kanka. Gel kal diyorum işte neyi uzatıyorsun. Tamam mı?"

"Tamam canısı."

Kitabı kapatıp kalktım. "Hadi müşteri geldi ilgilenmem gerek." Diyerek, Müşterilerimin yanına ilerledim.

İş çıkış saatine kadar kendimi işime kaptırmıştım. Kapatmadan öncede, Kütüphaneyi temizlemiştik Gökçe ile. İkimizin sevdiği bir şarkı açmıştık. "Gökçe sen masaları ve sandalyeleri sil." Diyerek, Bezi atmıştım. "Bende çöpleri boşaltıp, Yerleri süpüreyim."

İşlerimiz bitikten sonra, Montlarımızı giyip çıkmıştık zaten.

Her zamanki gibi yine Emre abimin arabasını almıştım. Arabaya binip çalıştırmıştım. Eve gidince direkt duş alıp yatmayı planlıyordum.

Eve geldiğimizde, anahtarı çıkarıp kapıyı açmıştım. İçeri geçtik. Kapıyı kapatacakken kitabı almadığımı fark ettim. "Gökçe, Sen geç içeri benim bir işim var, gidip geleceğim."

"Nereye? Abinlere ne diyeceğim?"

"Telefonunu kütüphanede unuttu dersin." Diyerek, konuşmasına fırsat vermeden, gitmiştim.

Kütüphaneye geldiğimde, kilidi açıp, içeri girmiştim. Zaten masam hemen görülüyordu. Masama gidip, Çekmeceyi açmıştım. İçindeki kitabı alıp, Çıkmıştım.

Koşar adımlar arabaya doğru giderken, birine çarpmamla, dengemi kaybedip yere düşmüştüm.

Düşmenin etkisiyle, elimi yerde kırılan cam parçaların üzerine koymuştum. Elimi hızla çekip, Acıyla yüzümü buruşturmuştum. "Hanımefendi iyi misiniz?"

Gözlerimi ellerimden ayırıp, bana seslenen kişiye çevirdim. "Yavaş olsanıza beyefendi."

"Pardon? Sen koşarak geçiyordun. Ben mi suçlu oldum."

"Dursaydın!" Dedim çemkirerek. Yaralı olmayan elimle, yerden destek alarak ayaklanmıştım. Üstümü temizleyip "özür dikeceğiniz yerde... herneyse." Diyerek oradan uzaklaşmıştım.

"Bugününde böyle atlatalım ne yapalım." Kitabı yan koltuğa bırakarak, kemerimi takmıştım.

Arabayı çalıştıracakken, telefonum çalmıştı. Arayan Arda abimdi. Telefonu sessizle alarak 'yoldayım' yazarak mesaj atmıştım.

_______

Bir bölümün daha sonuna geldik bebeklerim 😽❤️ Umarım beğenmişsinizdir.

Kırılıyorum ☹️ okuyup ne yorum yapıyorsunuz nede oy veriyorsunuz bebekler

Başka bir bölüme kadar byeee guysss 😝🥰

_PianoX

Lavanta Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin