10

189 28 23
                                    

Heeseung'un isteğinden sonra Jake'in gözleri şokla açılmıştı. Az önce doğru mu duymuştu? Lee Heeseung ondan kendisini öpmesini istemişti.

"Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu?" diye sordu Jake.

Heeseung kendinden emin bir şekilde başını salladı. "Senden beni öpmeni istiyorum."

"Lee Heeseung senin sevgilin var."

"Benim bir dilek hakkım var, Sim Jaeyun. Beni sorgulayamazsın. Senden sadece beni öpmeni istiyorum."

Jake karşısındaki adamın ciddi olup olmadığına emin olmaya çalıştı. Gayet ciddi görünen adamın suratının ortasına bir tane vurmak istiyordu.

"Sen aklını kaçırmışsın." dedi Jake. "Dün beni yargılayıp bugün öpmek mi istiyorsun?"

"Sen yapmayacaksan ben yapacağım."

Jake, yanaklarını kavrayan ellerle telaşlandı. Heeseung oldukça ciddiydi ve onu öpmek istiyordu. Jake bunun nedenini bilmiyordu. Aşırı derecede merak etse de sormak istemiyor, Heeseung onu öpsün istiyordu. Bu binde bir olacak bir fırsattı sonuçta.

Fakat bunu düşündüğü için kendinden nefret etti. Her şeyden önce Heeseung, Soohee ile sevgiliydi. O kıza bunları yapmaya hakkı yoktu. Jake suçluluk duygusu ile geri çekileceği sırada gözleri Heeseung'unkilerle buluştu.

"Bir kere de olsa bu dudakların tadına bakmak istiyorum. Yasaklı elmadan bir ısırık da ben alamaz mıyım?" dedi Heeseung, baş parmağıyla Jake'in dudaklarını okşarken. "Bana izin veremez misin?"

Jake'in kanına giren bir iblisti sanki. Ona günahı tatlı gösteriyordu. Bunu yaparken kendisi de kanıyordu bu sözlere. Sadece bir kereliğine aklındaki tüm soruların cevabını almak istiyordu. Bunu yapmaması gerekse bile.

Jake'in gardının düştüğü an Heeseung kendi dudaklarını onun dolgun dudakları ile birleştirdi. Yasaklı elmadan bir ısırık aldı ve neden yasaklı olduğunu anladı. Dolgun dudakları öpmek yaşamak gibi hissettiriyordu. Heeseung nefesinin kesilmesi gereken yerde nefes almaya başladığını hissetti.

Yavaşça öptü dolgun dudakları. İlk önce Jake'in üst dudağını kendi dudakları arasına aldı. Yavaş hareketlerle emdi. Jake'in tüm kontrolü eline vermesinden sonra dilini onun dudakları arasından içeri soktu. Jake'in ağzını diliyle keşfederken vücudunu da eliyle keşfe çıktı.

Sağ eli Jake'in tişörtünden içeri girmişti. Aklından hiç çıkmayan o ince beli sıkıca kavradı. Tadını çıkartarak okşadı. Jake'in dudaklarından bir inleme koparken Lee Heeseung onu yatağa yatırma arzusuyla dolup taşıyordu.

Jake ise kontrolünü kaybetmişti. Heeseung'a tutunmasa düşebilirdi belki. Dudakları ısırılarak öpülürken düzgün durmak çok zordu.

Jake kendini güçsüz hissetti. Bundan bu kadar zevk aldığı için kendinden nefret etti. Aklına Soohee geldikçe Heeseung'u durdurmak istiyordu ama devam etmek ona çok cazip geliyordu. Dudaklarının öpülmesi, hem de hoşlandığı adam tarafından... Buna karşı gelmek çok zordu.

Heeseung işi ilerletmek istese de boş bir anında Jake onu itti. Kendini Heeseung'un kollarından çıkardı. Güçsüzce geri gitti.

Nefes nefese birbirlerini izlediler bir süre. Heeseung'un alev alev gözlerinde yaptığı hatanın izleri vardı. Yapmaması gereken bir şeyi yapan bir insan için fazla özgüvenli olan duruşu bir anda çöktüğünde Jake de onunla aynı tepkiyi verdi.

Heeseung, Jake'in yatağına otururken Jake de Niki'nin yatağına oturmuştu. Şimdi ikili karşılıklı bir şekilde yeri izliyorlardı.

"Özür dilerim." dedi Heeseung.

GO BIG or GO HOME [HEEJAKE] *askıda*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin