11| Dudak Numarası

71 14 8
                                    

Aslında içeride ne olup olmadığı umrumda değil. Özellikle havuzdaki işaret hiç umrumda değil. Hayatımda istediğim kaos, aksiyonu bu okulda yaşamak istediğim için her şeyi dramatikleştiriyordum.

Şuan yaptığım gibi, elimdeki flash ile kazan dairesine iniyor sanki bir cesetin izlerini süren bir dedektif gibi havalara giriyordum. Tabi tek ben değil, Sunoo ve Mingi de bizimle beraber gelmişti. Hyunjin, Yunho ve Beomgyu'yu gelmeleri için ikna etmeye çalışmıştı ama onlar korktuğunu söyleyerek gelmeyi reddetmişlerdi. Biz de bu sefer diğer iki kişiyi alarak giriyorduk içeri.

Yol boyunca Hyunjin diğerlerine dün gördüğümüz her şeyi bahsetmekte meşguldü. Ben ise sadece yürüyor, kazan dairesine girmek için can atıyordum o saatlerde.

Sonunda merdivenlerden inerken Sunoo burnunu kapatıyor, Mingi inanılmaz bir rahatlıkla elleri cebinde yürüyordu. Gerçi merak ettiğim tek şey Sunoo'nun burnunu kapatmasıydı.

"Küflenmiş ekmek arası makarna gibi kokuyor." dediğinde gülerek yürümeye devam ettim.

"O nasıl benzetme be!"

"Öyle işte ne bileyim! Ayrıca buraya neden geldim bilmiyorum. Sınıfta işledim vardı!"

Hyunjin'in göz devirdiğini gördüm.

"Hayatında kozmetik ürünlerinden başka bir heyecan yok amına koyayım biraz kaos olsun hayatında."

"O ürünleri almak için yeterince kaos yaşıyorum zaten. Babam gay muamelesi yapıyor, Gay olmadığımı kanitlamak için ne yapmalıyım bilmiyorum."

"Allah başka dert vermesin kanka senin işlerin de çok zormuş."

"Tartışmayı bırakın da Felixi takip edin, şuan bu yolun nereye çıkacağını merak ediyorum."

İkisinin tartışmasını Mingi bozduğunda ona hak vererek başımı salladım. Karanlıkta yürümeye devam ederken önümüze her an bir şey çıkacakmış gibi hissediyordum. Hyunjin koluma girdiğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Sonrasında kolumu çekerek yoluma devam ettim. Korkmayı bırakıp cesur bir şekilde gelmeliydi, ikide bir koluma girmesi yüzünden sinirleniyordum. Sunoo da korkuyordu tabi, o da Minginin kolunda dolaşıyordu sürekli. Açıkçası en başta onun gelmesine şaşırmıştım çünkü onu tanımaya başladığımdan beri sürekli kozmetik ürünleriyle ilgileniyor, kimseyle çok iletişim kurmuyordu. Maçta olmasına bile şaşırmıştım, görünüşüyle karakteri arasında hiçbir benzerlik yoktu.

Önümüzdeki karanlık yoldan ilerlemeye son hız devam ederken koridorun en ilerisinde hafif aydınlık vardı ve benim heyecandan götüm tutuşuyordu. İşaret parmağımla orayı işaret ettiğimde hepsi işaret ettiğim yere bakarak ağızlarını beş karış açtılar.

"Yemin ederim orada bir şeyler var." dediğinde Hyunjine güldüm.

"Var zaten! Sadece bu yolun nereye çıktığını öğreneceğiz bu kadar."

"Hiç beklemediğimiz bir yere çıkarsa?"

Bu sefer Mingi arkadan konuşunca omuz silktim.

"Her ne çıkarsa beklemediğimiz bir şey olacak zaten, sadece oraya gitmek istiyorum."

Her bir adım attığımızda aydınlık taraf daha da yakınlaşıyordu ve o yakınlaştıkça heyecandan kalbim hızla atıyordu. Sunoo Minginin kolundan çıkınca benimle aynı hizaya geçerek yürümeye başladı. Tabi aydınlık yakınlaştıkça önümüzü daha rahat gördüğümüz için korkumuz da azalıyordu. Nihayet önümüzü tam görmeye başladığımızda flashı kapatıp küçük kapıya ilerledim. Kapı küçüktü ama çok fazla güneş ışını giriyordu içeri. Okulun bodrum katlarından ilerleyerek başladıktan sonra yeryüzüne çıkmamız şaşırtmıştı. Kapının önüne geldiğimizde Hyunjin kapının penceresinden şaşkınca bakıyor, içeriyi görmeye çalışıyordu. Belki de dışarıyı...

Boy İmamhatipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin