15| Date Akşamı

88 12 29
                                    

Kusmamak için can çekiştiğim son dakikada elimdeki çöpü çöp poşetinin içine atıverdim. Derin nefes alarak elimdeki eldiveni çıkarıp yan taraftaki çöp kutusuna attım ve rahat bir nefes verdim. Bir saattir çöp toplayarak parka ilerliyorduk.

Elimden geldiğince toplamıştım ve yorgunluktan artık bırakmak zorunda kalmıştım. Bir saat içinde birçok şey yaşasak da sonuç olarak eğlenmiştim. Changbin sürekli diğer ağaçlara çıkıp meyve almaya çalışırken hoca onu zorla indirmeye çalışmıştı.

Önüne gelen her ağaca çıktığında "Yavrum kaç yıldır açsın?" diyerek onun peşinden dolaşmak zorunda kalıyordu.

Şimdi de hepsi çimenlere oturmuş aralarında sohbet ediyorlarken ben yalnızca kenarda dalgın duran Hyunjin'e bakıyordum. Canını sıkan bir şeyler vardı ve canını sıkan her neyse onu yok etmek Hyunjin'i mutlu etmek istiyordum. Yerimden doğrulup arkamı silkerek Hyunjin'e ilerledim. İlk birkaç saniye beni farketmedi ama yanına geçip otururken bakışlarını bana çevirdi.

"Moralin bozuk dünden beri." dediğimde tahammülü kalmamış gibi nefes verdi.

"Moralim bozuk değil Felix, günlük endişeler."

"Neymiş günlük endişelerin? Bana soğuk davranmak gibi falan mı? Farkında mısın dün çikolatayı verdiğimden beri bana çok soğuksun, konuşmamak için kaçıyorsun, ayrıca sarı cimcime de demiyorsun."

Elleriyle saçlarını arkaya atarken omuz silkti ve dizlerini göğüslerine çekti.

"Sarı cimcime demem hoşuna mı gidiyordu?"

"Ah cidden takıldığın nokta bu mu?" dedikten sonra gerginlikle devam etti.

"Sadece son zamanlarda bazı şeylerin farkına vardım, senlik bir şey yok Lixie."

"Benlik bir şey yoksa sorun bendeymiş gibi bana soğuk davranma, anlaştık?"

Elimi uzattım tutması için, yumuşaması için de sevimli bir gülümseme kondurdum yüzüme.

"Anlaştık." diyerek elimi tuttu ancak kısa süre sonra hemen bıraktı.

"Hocam parka girebilir miyiz artık? Basketbolcu çocuklar kaçacak."

"Hadi ama! Sırf onlar için böyle giyindin değil mi?"

"Hey! Neyim varmış benim? Ayrıca sen beni mi kıskanıyorsun?"

Hoseok hoca elleri arkasında gülümseyerek gökyüzüne bakarken Jungwon ve Jay'i duymamıştı. Hyunjinle birbirimize bakarak kıkırdadık, doğrularak kalktığında ben de onunla beraber oturduğum yerden kalktım.

"Hocam parka gidebilir miyiz?"

Daha yüksek sesle hocaya seslendiğinde hoca arkasını dönerek başını salladı.

"Dikkatli gidin çocuklar, isteyen kalabilir ben temiz havanın tadını çıkaracağım."

Jay'le Jungwon hızla ortamdan ayrılırken Hyunjin gerneşti ve gözüyle gidenleri işaret etti.

"Gitmek ister misin?"

Elbette gidecektim anca Chan gelirse bizi burada bulamayabilirdi. En azından telefonla haber verebilirdim öyle değil mi? Başımı sallayarak onayladığımda koşanların arkasından yavaşça ilerlemeye başladık.

"Buraya ilk defa geliyorum." derken çevreyi inceliyordum.

"Buralı değil misin sen?" derken sesinde ufak bir merak ve şaşkınlık vardı.

"Demiştim ya, buraya taşınacağız kısa zamanda. Buralı değilim, ondan yurtta kalıyorum. Annem uygun fiyatta ev bulabilirse evde kalmaya başlayacağım."

Boy İmamhatipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin