Uyanmıştı fakat kendinde asla gözlerini açabilecek bir enerji bulamıyordu. İçeriden duyduğu kahkaha seslerinden anladığı kadarıyla çoktan sabah, hatta öğlen olmuştu bile. Yatakta doğruldu ve birkaç gerilme hareketi yaptı. Ayağa kalktı. Aynanın karşısına geçti. Gözleri ilk önce ayak parmaklarını buldu. Daha sonra bedenine doğru tırmandı gözleri. Üzerindeki siyah, kadife pijama takımına baktı dikkatli dikkatli. Daha sonra boynuna baktı. Boynundan göğsüne doğru inen uzun zincir kolyeye baktı. Kolyenin ucunda takılı olan gümüş yüzük yüzünde manidar bir gülümseme yaratmıştı. En son yüzüne ve saçlarına baktı. 5 yıl önce değişiklik olsun diye kestirdiği ama 5 yıldır uzatmadığı siyah küt saçlarına... Gözlerine ve altındaki mor halkalara baktı. Beyaz solmuş tenine , okkalı burnuna, küçük dudaklarına baktı sırayla. Büyümüştü. Beyza yani Mavi çok büyümüştü.
Hızlıca üzerindeki pijamalardan kurtuldu ve onun yerine lacivert bir eşofman altı ile beyaz bir t-shirt giyip üstüne siyah bir hırka giymişti. Odasından çıktı ve bir kat aşağıya inip mutfağa girdi. Mutfak masasında oturan ve elindeki kupadan kahve yudumlayan Yazgı'yı görünce gülümsedi. ''Günaydın.'' dedi Mavi . ''Günaydın. Biraz geç uyandığın için biz kahvaltı yaptık sana bir şeyler hazırlamamı ister misin ?'' diye sordu Yazgı. Mavi biraz düşündü ve canının herhangi bir şey istemediğine karar verdi. ''Gerek yok. Kahve içerim sadece.''diyerek dolaptan bir kupa aldı ve içine kahve makinesinden kahve doldurdu.
''Aç karnına kahve içmek pek iyi bir şey değil dikkat etmelisin'' Mavi duyduğu sesle kafasını mutfak kapısına çevirdi ve Afra'nın çatık kaşlarla ona baktığını gördü. Umursamaz bir şekilde omuz silkti ve kahvesini yudumlamaya devam etti. Afra ile aynı yaştalardı fakat Afra ona göre hem daha olgun hem de daha ciddiydi. ''Diğerleri nerede? ''diye sordu Mavi. ''Açelya ve Yansı yeni açılan alışveriş merkezine gittiler. Yalın'da henüz gelmedi muhtemelen oda senin gibi geç uyudu ve geç uyanacak.'' Afra'nın imalı bir şekilde Yalın'dan bahsetmesi Mavi'yi utandırmıştı.
''Neyi acayip bunun Afra? Kaç yıldır sevgililer geceyi beraber geçirmeleri gayet normal. '' Yazgı yine Mavi'yi savunmuştu ve her zamanki gibi Afra'ya böyle şeylerin çok normal olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Fakat Afra bunu hiçbir zaman kabul etmiyordu çünkü ona göre Mavi'nin hayatına giren her erkek onu üzecekti ve bu yüzden hayatına hiçbir erkek girmemeliydi. Mavi ve Yalın ilk tanıştıklarında Afra onları birbirlerinden uzak tutmak için her şeyi denemişti. Fakat Mavi ve Yalın birbirlerine o kadar bağlanmışlardı ki Afra başarısız olmuştu. Neredeyse 3 yıldır sevgililerdi ve Yalın Mavi'yi tek bir an bile üzmemiş bilakis ona çok iyi gelmişti.
''Bavullarınızı hazırladınız mı ?'' Yazgının sorusuyla Afra'da Mavi'de birbirlerine baktılar. İkisi de hazırlamayı unutmuştu. Üçüde aynı anda kahkaha atmaya başladı. ''Birazdan çıkar hazırlarım.'' dedi Mavi. Kızlar biraz daha mutfakta oturup karavanla gidecekleri İzmir tatiliyle ilgili planlar yaptılar. Hepsi bu tatil için çok heyecanlıydı. Onlar böyle sohbet ederlerken Yansı ve Açelya eve gelmişlerdi. Kapının çalmasıyla Yazgı ayağa kalktı. Mavi Yazgı ayağa kalkınca Yazgı'nın giyindiği kahverengi boğazlı kazak ve klasik pantolonla hayranlıkla baktı. Ondan başka hiç kimse bu tarzı bu kadar güzel taşıyamazdı. Yazgı kapıyı açtı ve karşısında elleri en az 10 tane büyük alışveriş poşetleriyle duran Açelya ve Yansı duruyordu. Yazgı ikizine dik dik baktı ve kaşlarını çatarak ''Gerçekten mi? Daha geçen hafta yine böyle bir alışveriş yapmıştın.''dedi. Yazgı tatlı bir şekilde dudaklarını kıvırdı ve ''Ama hepsi çok güzeldi'' deyip içeriye girdi. Onlar içeriye geçerken Açelya lafa karıştı ve ''Tatile gidiyoruz farkındaysanız. Kendimize mayo,bikini alırken size de aldık. Ne yapacaktınız çocukken yüzerken plastik şişme havuzlarda giydiğiniz neon sarı mayolarınızı mı giyecektiniz?'' dedi. Açelya'nın bu tavrı herkesi güldürmüştü. Yazgı Yansı'ya hala kınar gibi bakıyordu. Mavi içinden ''İkizler fakat nasıl bu kadar zıt olabiliyorlar?'' diye geçirdi. O sırada tekrar kapı çaldı. Bu kez kapıya bakmak için Mavi ayaklandı. Kapıyı açtı ve karşısında gördüğü kişi içinde çiçekler açmasına sebep oldu. Karşısında siyah deri ceketi, siyah güneş gözlükleri ve dağınık saçlarıyla tek kolunu kapının pervazına yaslamış Yalın duruyordu. Kapıdan içeriye adımını attı ve Mavi'nin yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Mavi ise kocaman gülümsemişti. İçeriden Afra'nın sesi duyuldu:''Mavi kim gelmiş?''. Mavi'nin cevap vermesine gerek kalmadan Yalın ''Ben geldiiiimm.''diye bağırdı. İçeriye girip Mavi'nin elini tutu ve beraber mutfağa doğru ilerlediler. Yalın elindeki pastane paketini gösterip ''Sana poğaça aldım. Kesin birşey yememişsindir.''dedi. Mavi ise gülümseyip başını salladı ve paketi alıp masaya oturdu. Poğaçalardan yemeye başlamıştı. Yalın'da Mavi 'nin karşısındaki sandalyeye oturdu ve ''Bir insan nasıl poğaça yerken bile bu kadar güzel olabilir anlayamıyorum ben ya...'' dedi. Mavi'nin utançtan yanakları kızarmaya başlamıştı. Afra bıkmış bir ifadeyle bir Mavi'ye bir Yalın'a baktı ve ''Ben kalkıp bavulumu hazırlayayım en iyisi. Sizde her şeyinizi tamamlayın.Ben bavulumu hazırlayıp dışarı çıkacağım halletmem gereken bazı işlerim var.'' dedi. Kalktı ve yukarı kattaki odasına doğru çıktı. Merdivende çıktığı her basamakta evin her yerine daha dikkatlice baktı ve kendiyle bir kez daha gurur duydu. Mimarlık okurken hayalindeki evi tasarlamış ve mimar olur olmaz da o evi yapmıştı. Ev 2 katlı dublex geniş bir evdi. 2. Katta bir merdiven daha vardı ve o merdiven terasa çıkıyordu. Çocukluğundan beri böyle bir ev istiyordu. İstediği evi yapmıştı. İçinde Mavi ve Açelya ile yaşıyordu. Yansı ve Yazgı aileleriyle aynı evde yaşamaya devam ederlerken Yalın da kendi evinde kalıyordu. Fakat genel olarak herkes bu evde oluyordu. Hatta bu evde yaşamayan Yazgı, Yansı ve Yalın'ın bile birer odası vardı.
Afra odasına girmiş bavulunu hazırlamaya başlamışken Mavi ve Yalın mutfakta bir süre daha oturmaya devam etmiş, Açelya odasına çıkmış, Yansı ve Yazgı'da akşam yemeğine geri gelmek üzere evlerine gitmişlerdi.
Yarın sabah uzun zamandır istedikleri tatile çıkacaklardı. Bütün planı Yalın yapmıştı. Hatta bu ve bunu gibi tatillerde kullanmaları için bir karavan bile almıştı. Kızlar karavanı görünce sevinç çığlıkları atmış başta Yansı olmak üzere hepsi çok sevinmişti. Afra ne kadar sevinmiş olsa da Yalın'ın ailesinin kim olduğunu bilmemesine rağmen ve şuan sadece elinde mühendislik diplomasıyla durmasına rağmen ona bu paranın nereden geldiğini merak ediyordu. Çünkü Yalın herhangi bir maddi güvencesi olmadan gayet güzel bir hayat yaşıyordu. Afra bu konuda Mavi'nin ağzını birçok kez aramayı denemişti. Fakat Mavi o kadar da bir şey bilmediğini ne zaman sormak istese Yalın'ın sinirlenmeye başladığını bu nedenle uzatmadığını söylemişti. Afra bunu düşünürken Yalın'a güvenemiyordu. Ve bunu eninde sonunda çözecekdi...
Akşam
''Çok yavaşsınız hadi artık öldüm açlıktan ben yaa'' Açelya'nın bir saatteki en az 5. Söylenmesini duyan Afra dayanamamış ve elindeki bıçağı bırakıp ayağındaki terliği ona doğru fırlatmıştı. ''Allah'tan bıçağı bıraktı. Bi an onu fırlatacak sandım. Deli misin ya?'' Açelya ona doğru gelen terlikten kılpayı kurtulmuştu fakat Afra'nın bıçağı sertçe koyması gözünü korkutmuştu.
''Açelya eğer bir daha o ağzını açarsan bıçağı bir yerinde hissedeceksin zaten. Çok acıktıysan gel yemeğe yardım et daha çabuk olsun. Ama yok ne yardımı! Anca oturduğun yerden laf yetiştir. Mavi hanım desen Yalın'la bir girdi odaya giriş o giriş. Hayır napıyorlar ben anlayamıyorum ki'' Afra ve Yazgı saatlerdir mutfaktalardı ve hiç kimse onlara yardım etmemişti. Yazgı durumdan şikayetçi değildi çünkü yemek yapmaktan çok memnundu. Ama Afra Yazgı tek başına yapmasın diye ona yardım etmeye gelmişti. Kapı sesi kulaklarını doldurduğunda kimse kıpırdamadı. Açelya oturduğu sandalyeden kızlara dönüp ''Kapıya baksanıza yaaa '' dedi. Afra bu kez elindeki bıçakla arkasına dönüp ''ONUDA MI BİZ YAPALIM!'' diye bağırmıştı. Açelya oflayarak ayağa kalktı ve kapıyı açmaya gitti. Gelen Yansı'ydı. ''Ben geldiimm'' diyerek Açelya'nın boynuna atlamıştı. Açelya ve Yansı'nın arası aşırı iyiydi. Sanki Yazgı ve Yansı ikiz değilmiş de Açelya ile Yansı ikizmiş gibilerdi. Birbirlerine olan benzerlikleri, hayat enerjileri... Ve daha birçok şeyleri birbirine benziyorlardı. Beraber mutfağa girdiler. Onlar girerken yukarıdan Mavi ve Yalın da iniyordu. Herkes bir anda çok koyu bir sohbete başlamıştı. Mavi ayağa kalktı ve dolaptan servis tabaklarını çıkarıp masaya yerleştirdi. Hazır salatayı, bardakları ve içecekleri de koydu. Yazgı elindeki mantı dolu borcamı masaya koydu ve herkesin tabağına mantı koymaya başladı. İlk tabak tabikide Açelya'nındı.
Herkes yemeğini yemişti ve sohbet ediyolardı. Yalın birden öksürüp tüm dikkatleri üstüne çekti . sonra bakışları Maviyi buldu ve eli Mavi'nin masanın üzerindeki eline doğru gitti. Kızlara doğru döndü. ''Biz bir karar aldık.'' Dedi. Herkes onlara bakıyordu. Mavi Yalın'a gülümsedi. Ardından Yalın ''Biz evlenmeye karar verdik.'' Dedi. Herkesin yüzüne bir şaşkınlık yayılmıştı. Yankı evlenmelerini zaten bekliyordu fakat bu kadar erken beklemiyordu. Açelya ve Yansı ise çok sevinmişlerdi. Fakat afra birden ''Henüz çok erken değil mi ?'' diye sormuştu. Mavi Afra'ya '' Artık mutlu olmak istiyorum Afra. Bu açıklamayı şimdi yapacağım çünkü bir daha hiçbir zaman bu konu açılsın istemiyorum. Ben kendi denizimde kendimi boğarken Yalın geldi. Esti sert bir rüzgar gibi. Sularım daha da dalgalandı. Onunla öğrendim ben denizin en büyük dalgasının bile en küçüğü olduğunu. Ben artık boğulmak değil o denizde yaşamak istiyorum. Hayatım boyunca böyle olsun istiyorum.'' Dedi. Afra bu kadar ciddi bir açıklama beklemiyordu. Konu orada kapandı. Biraz daha sohbet ettiler ve herkes dağıldı. Afra duş alıp yatağa girmişti. Herkes mışıl mışıl uyuyordu. Fakat onu uyku sarmıyordu. Yalın kimdi diye düşünüyordu. Veya Mavi'yi üzüp üzmeyeceği hakkında kendince analizler yapıyordu. Bir süre daha öyle düşündü. Ve sonra uykunun sıcak kollarına dayanamayıp kendini bıraktı.
Afra Mavi üzülecek diye korkuyordu. Çok korkuyordu...
Haberi yoktu fakat korkmakta çok haklıydı. Abisi gözlerinin önünde kanlar içinde ölen kadın, elleri kan kokan bir adama aşık olmuştu...