Ben etrafı incelerken abim resepsiyondaki sarışın kadına doğru yaklaştı.
"Biz kayıt yaptıracaktık. Sınavdan tam burslu."
"Öğrenci, burayı burslu olarak kazandıysa kayıt işlemi çoktan tamamlanmıştır. Adı neydi?"
"Katy, Katy Winson"
"Bu kartı alsın, giriş ve çıkışlarda lazım olacak. A bloğu dördüncü kat oda 52'de kalacak oda arkadaşlarından gerekli bilgileri alabilir. Yurt için hemen arka tarafımdaki bağlantı kapısından geçebilirsin. "
Kadının bana uzattığı kartı alarak gülümsedim. Abimi uğurladıktan sonra neler olacağı tamamen belirsizdi. Ne oda arkadaşlarımla aramın nasıl olacağını biliyordum, ne de böylesine görkemli bir okulun sistemi nasıl olur herhangi bir bilgim vardı. Bu belirsizliği Heisenberg* bile çözemezdi, emindim. Abime attığım boş bakışlar söylemesinden korktuğum cümle ile sona ermişti.
"Sanırım yapacak hiçbir şey yok. Ben gitsem iyi olacak. Gerisini sen halledebilir misin"
"Tabi ki, sana iyi yolculuklar abi."
Ona sıkıca sarıldıktan sonra benden ayrılışını ve hiç arkasına dönüp bakmadan binadan çıkışını izledim. Devasa girişte ve etrafımı kale duvarları gibi saran yüksek duvarların ortasında bir bavulumla bir başıma kalmıştım.
Genişlikte çağ atlamış koridorun sonuna kadar yürüdüm. Camdan yapılmış kapıda gezdirdim gözlerimi. Üzerinde büyük harflerle A bloğu girişi yazıyordu. Kartımı yandaki girişe okutarak açılan kapıdan geçtim. Az önceki ortama göre daha yoğun bir havası vardı. İnsanlar acelesi varmış gibi oradan oraya koşuşturuyor, bavulların tekerlik sesleri geniş koridorda yankılanıyordu.
Kendi katıma çıkarak odalara bakmaya başladım. 50, 51 ve burası 52. numara. Oda arkadaşlarımı gerçekten merak ediyordum. Dahilerle dolu bir okulda nereden ne çıkacağı belli olmaz dedim kendi kendime. Kapıyı yavaşça açarken endişe dolu bir ses beni olduğum yere sabitlemişti.
"Dikkat et!"
Ellerimi refleks olarak kendime siper etmiş, gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Derin bir nefes alıp sakince gözlerimi araladığımda elindeki yayı ile şaşkınca bakan kızı fark ettim. Korkuyla kafamı çevirip arkama baktığımda ise kapıya yapıştırılmış adam resmini alnının ortasından vurmuş bir oku gördüm. Az kalsın sonum bu zavallı adam gibi olacaktı!
"İyi misin? Neden önce kapıyı çalmadın!" dedi endişeyle bana doğru gelerek. Çekik gözleri, yapılı bedeni ve uzun boyu kesinlikle ona hayran kalmama neden olmuştu.
"Böyle bir şeyle karşılaşacağımı düşünmemiştim." dedim olduğum yerde duruyorken. Derin bir nefes alarak güldüğünde tek ayağını kapıya bastırarak oku çıkarttı. Tamam girişim istediğim kadar sakin olmamıştı ama en azından hala yaşıyordum değil mi. Çok yetenekliyim. Boş yatağa doğru ilerlerken etrafa biraz göz gezdirdim. Onun dışında 2 kız daha vardı. Oda dört kişilik olmasına rağmen oldukça geniş görünüyordu. Aralıklarla dizilmiş yatakların her biri farklı bir yaşam tarzının izlerini taşıyor gibiydiler.
"Ben Victoria. "
Valizimi yatağın kenarına bırakarak bana yaklaşan kıza baktığımda düz ve sarı saçlarının nasıl da bakımlı olduğuna imrendim. Abimin 'senin saçların aslında sarı ama küflendiğin için kahverengi görünüyor' demesi aklıma gelmişti. Kaşlarını çatma Katy, gülümse gülümse.
"Ben de Katy" dedim sakinlik içerisinde.
"Soyut matematik A sınıfı öğrencisiyim. Peki ya sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAHİLER OKULU
HumorOrası sihirbazlık ya da büyücülük okulu değil. Orada vampir ya da kurt adamlar yok. Orası gayet sıradan gözüken Dahiler Okulu. Katy için 'X' kadar gereksiz ve 'karbon kimyası' kadar sıkıcı bir yer. O, dünyanın dört bir yanından dahilerin toplandığ...