GELDI GELDI GELDI
YETİŞİN A DOSTLAR FİNAL BOLÜMÜ GELDİİ
Evet sona geldik sanırım :(
Neyse bütün konuşmaları sona sakladım
İyi okumalar sizee
●●●
(YAZARDAN)
Bugün aramadım ama bilir o beni
Her şey bir şarkı sözüyle başlamıştı belki. Basit bir şarkı iki kızın kaderi oluvermişti bir anda işte.
Çok şey yaşanmıştı. Çok zorlu yollardan geçmişlerdi. Aşk nefrete çok yakındı ve bunu bize göstermişlerdi.
Hande, sevdiği kadının bu hayatta en nefret ettiği, kardeşinin ölümüne sebep olan adamla çıktığını öğrenince bir yıl boyunca nefret etmeye çalışmıştı yeşil gözlü kızdan. Ama bir saniyeliğine bile olsa başaramamıştı bunu. Evet, aşk nefrete yakındı ama Hande aşkını nefrete çevirmeyi becerememişti. İyi ki de becerememişti.
Onlar mutlu olmuştu bu hikayenin sonunda belki ama herkes Hande ve Zehra kadar şanslı değildi.
Evet, Ebrar'dan bahsediyorum. Bu geçen zamanda Ebrar zor da olsa kabullendi Saliha'nın onu asla sevmeyeceğini. Bu kabullenişte Yusuf ve Saliha'yı beraberken görmeninde payı yok değildi. Aşkını kalbine gömdü bir şekilde ve kendini işine verdi. Bunu o kadar güzel yaptıki turnuvanın MVP'si oldu. Türk takımını şampiyonluğa taşıdı. Aşkta kaybetti ama voleybol da kazandı.
Saliha'ya hiç söylemedi onu sevdiğini. Saliha'da hiç fark etmedi zaten. İki kadın birkaç saat önce Ebrar İtalya başkentine giden uçağına binmeden önce sarılıp vedalaştılar. Ebrar son kez sevdiği kadının kollarında huzur bulma iznini verdi kendine sonrasında ondan ayrıldı ve elinde bavuluyla arkasına dönüp Saliha'ya bir kez daha bakmadan gitti uçağına.
Onların aşkı yarım kaldı. Saliha Ebrar'ı bir arkadaştan öte olarak hiç görmedi. Ebrar Saliha'dan başkasına çoktan kör olmuştu oysa.
Bazı aşklar yarım kalmalı.
İşte bu aşkın karanlık yüzüydü. Karşılıksız ve acı dolu.
Ama Saliha sevdiği adamın yanında mutluydu şu an. Ebrar'da öğrenecekti mutlu olmayı. Zor olacaktı ama başaracaktı.
Aşkın güzel yüzüne sonunda kavuşmuş olan Hande ve Zehra'ya dönelim isterseniz tekrardam.
Şimdi boynunda altın madalyası ve elinde beyaz papatyalardan bir buketle aşinası olduğu mezarlıkta sevgilisiyle yan yana yürürken yaşanan her şeyin sonunda güzel sona ulaşmanın mutluluğu vardı üzerinde Hande'nin.
Zehra, başını çevirip yüzünde bir gülümsemeyle önüne bakarak yürüyen ve kucağındaki papatya buketini sıkıca tutarak bir çocuk gibi göğsüne bastıran sevgilisine baktı. Kalbinde aylar geçmesine rağmen asla eksilmeyen aksine her sefeirnde dahada artan bir heyecan oluşmuştu yine. Hande'ye her baktığında, onun elini her tuttuğunda, onu her öptüğünde kalbi deli gibi çarpmaya başlıyordu. Her seferinde ruhunda aynı sıcaklığı hissediyordu.
Mermerin üstünde 'Ayşenur Baladın' yazan mezarlığın önüne gelince durdu iki kadın.
"Biz geldik Güzelim." dedi Hande neşeyle ve hemen mermerin yanına çömeldi. Elinin kardeşinin isminin üzerinde gezdirdi önce sonra kucağında sıkıca tuttuğu papatyaları bıraktı toprağın üzerine.
Zehra'da bu sırada onun yanına gidip Hande gibi dizlerinin üzerine çöktü. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı.
Hande heyecanla konuşmaya başlarken onu dinledi sessizce. "Sonunda sözümü tuttum. Beni izledin değil mi? Bak altın madalya aldım ben. En iyisi oldum. Tıpkı sana söz verdiğim gibi. Ayşenur, senin ablan artık bir şampiyon. Benimle çok gurur duy olur mu?"
Hande boynuna takılı duran altın madalyayı çıkardı ve mermer taşının üzerine koydu. "Bu madalyayı sana takmayı çok isterdim. O şampiypnluk maçında tirübünlerden beni izlemeni ve şampiyon olduğumuzda yanıma koşup bana sarılmanı çok isterdim. 'Benim ablam rüya takımına seçildi' diye hava atmanı isterdim."
Hande'nin dolan gözlerini görünce Zehra elinin onun omzuna sardı yanında olduğunu belli etmek için.
Hande başını kaldırıp ona baktı ve dolan gözlerine rağmen gülümsedi sevdiği kadına.
Bazı şeylerin telafisi yoktu. Ölüm gibi. Ölüm gelip her şeyi alırdı sizden ve size kalansa sadece keşkeler olurdu.
Hande bunu çok yaşamıştı. Kardeşini kaybettikten sonra o kadar çok keşkesi olmuştu ki. Ama elinde olmayan şeyler yüzünden kendini hırpalayamazdı. Geçmişe değil geleceğe odaklanmalıydı. Daha fazla 'keşke' dememek için çabalamalıydı.
Zehra'nın elini avcuna aldı sıkıca ve tekrar kardeşinin mezarına döndü.
Devam etti onunla konuşmaya. Yaşadığı birkaç komik anıyı anlattı gülerek. Zehra'da katıldı arada ona.
Ve benim aklımda bir kez daha aynı şarkı başa sarıldı.
Bugün aramadım ama bilir o beni
Çok uzaktayım ama görür o beni
Eve dönemedim ama bulur o beni
Bana acımadı ama sever o beniGerçektende şarkının dediği her olmuştu. Her şey yaşanmışı.
'Sever o beni' demişti Hande ve gerçekten de Zehra onu sevmişti.
Karşıma geçsin, göğsüme vursun
Ben soru sormam, o bana sorsun
Kim daha yorgun, kim daha üzgün
Bilir o beni, bilir o beni, bilir o beniMezarlığın başına çökmüş iki kadının gözleri buluştu. Gülümsediler aynı anda birbirlerine.
Ve mutluluğun sayfalarında sonsuzluğa uğurlandı sonunda bu hikaye.
...
●●●
Bitti 🥺
Sever O Beni için sona geldik artık.
Şimdii duygusal bir veda konuşması falan yapmam gerekir mi bilmem ama bu konularda çok beceriksizim ve bu bir veda değil
O yüzdeeeeeeeen değinilmesi gereken önemli bir konuya değineceğim direkt
Ebrar ve Saliha konusunda biliyorum benim gibi ikisinin birlikte olmasını isteyenler vardı ama biraz gerçekçilik katmak istedim hikayeye
Ve bu işin sonunda yanan Ebrar oldu biraz :(
Her aşk karşılıklı değildir, mutlu sonuçlanmaz. Ebrar ve Saliha bunun güzel bir kanıtı oldu. Evet belki bu kitapta yarım kaldılar ama yeni kitabımda size güzel bir sürprizim olabilir ;)
Evet efenim siz şu an bu satırları okurken yeni Hanzeh kitabım 'ŞİİRLER VAR ARAMIZDA' çoktan yayınlandı.
Koşun koşun orada buluşalım hemen.
Sever O Beni içinse söyleyeceğim son şeyler:
Bir hatam bir kusurum olduysa affola
Gidin bir final hatrına Bilir O Beni dinleyin
Hoşça kalınnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sever O Beni (Girl×Girl) [Hanzeh]
Fanfiction"Zehra." dedim dolu gözlerimle. "Lütfen bana bunu yapmadığını söyle." Yeşilleri üzgünmüş gibi bakıyordu bana. Gerçekten üzgün olduğuna inanmak istedim. "Özür dilerim Hande. Ama ben duygularıma engel olamam. Sen Eren'den nefret ediyorsun diye bende o...