3.Bölüm

134 18 5
                                    

Kırmızı Lamborghinimin kapısı açıp poşetleri aldım.Arabamı kilitleyip İnfitiny'te doğru yürüdüm.Hafif eskimiş bina sanki ben burada Aeonları eğiteyim diye yapılmış gibiydi.Burayı seviyorum.Burayı çok seviyorum.Özel kapı vurma şifresi olan;hızlıca iki yumruk,yavaş bir yumruk ve üç parmak tıklatması.Evet biraz saçma fakat bunu bulduğumda 18 yaşımdaydım ve herkes beni arıyordu.kapıyı çaldım
"Merhaba bebek"
"Ne haber Rooney ? " Elimdeki poşetleri alıp bana kısa bir bakış attı.Rooney'le burada tanışmıştık.Evi olmadığı için burada yaşıyordu.Bana kaçtığım zamanlar da çok yardım etti.İyiki onunla tanışmışım.Rooney merdivenlerden inip düğün salonu kadar büyük olan mutfağa girdi.Elindeki poşeti tezgahın üstüne bıraktı ve bana doğru döndü.Karamel rengi saçları toplamıştı.Tam kırmızı dudaklarını aralamıştı ki...
"Auro ! "
"Sorun ne Rashida ?"
"Sorun yok."
Gözlerini devirdi.Kesin birşey saklıyor.
"Rashida..."
"Gerçekten sorun yok.Sadece yeni dersimizde be yapacağımızı bilmek istedim."
Gülümsedi.
Anlamıyorum.Bir sorun var ama o gülüyor.
"Pekala.Yarın salı yani yarın öğrenicez."
Hala gülüyordu.Şuan suratına indirmek istiyorum.
"Şimdi git Rashida"
Yüzündeki gülümseme silindi ve kafa sallayıp büyük mutfaktan çıktı.
Rooney paketlerin içindekileri çıkartıp tezgaha koydu.Elinde cips paketiyle bana döndü.Pis bakışları üzerimdeydi.
"Ne ! "
"Cips mi yiyorsun ?"
"Evet."
"Ne zamandan beri ?"
"Şuan başlaya bilirim."
"O zaman yemiş sayılmazsın."
"Yiyeceğim ve yediğim zaman yemiş olacağım."
Gözlerini devirdi.
"Şunu yapma çirkin gözüküyorsun."
Beni takmışa benzemiyordu.
"Cips yiyemezsin.Sen bir..." durdu.sanki tiksinmiş gibiydi.Tükürerek konuştu,"vampirsin."
tekrar durdu,"Vampirler öyle şeyler yemezler.Yiyip ne halt edeceksin.Ayrıca tadını bile alamazsın."
Birşeyi unutuyordu.
"Ben yarı vampirim."
Sustu.Hala bana bakıyordu.Düşüncelerini hissettiğim kadarıyla düşünüyordu.
"Evet ama..."
"Konu kapanmıştır."
Diyip yürümeye başladım.Sinirlendiğini hissedebiliyordum.

İnfitiny üç katlı bir bina.Burayı Akademiden kaçarken buldum.Şimdiki haline karşın eskimiş ve böceklerin hatta sadece böceklerin değil her türlü canlı türünün parti alanıydı.İlk gördüğümde eski bir alışveriş merkezi olduğunu düşünmüştüm.İçerisine girdiğimde küf kokusu böceklerin parti alanı teşhisime tam uyuyordu.Şuan mutfak olan yere doğru gittiğimde ise Rooney'i bulmuştum.kirden ağlayacak duvarlar arasında beyaz bir sedir duruyordu.Ve tabiki üstünde karamel saçlı Rooney.Soğuktan dudakları yaprak yaprak olmuş ve birbirine yapışmıştı.Ondan beri yanımda.

Akademiyi şimdiki haline getirmek için çok çabaladık.Bazen şehre inip boya çaldık.İlk zamanlar param yoktu.Tabi ailemin bıraktığı mirası öğrendiğim zaman işçi tutarak gerekli malzemelerle bu hale getirdik.Büyük değişim İnfitiny'i mutlu etmişe benziyordu.kirli duvarları dolduracak eşyalarımız ve halkulade bir düzen yapmıştık.
Tabi en son nokta ağaçlar oldu.İmfitiny'nin gizli olması gerekiyordu.Dışının siyah olması işe yaramıyordu.Etrafına biraz daha ağaç dikerek gizlemeye çalıştık.Tabiki çok işe yaramadı ama dikkatli bakmazsanız göremezsiniz.

İnfitiny'nin ilk katında yemekhane bulunuyor.Yemekhane olan yerde odalar var.Yani biz büyük koridoru-koridordan çok büyük bir düğün salonudur kendisi-kullaniyoruz.Odalar ise ders yerleri.Odalara Aeonlular "İnfi" diyor.2.katında ise Aeonların odaları var.3.katında ise benim ve Rooney'nin odası var.

Odama doğru çıkarken herkes uyumuştu.Ben hariç.Odama girdim.Rooney,bugün aldığım kitapları çalışma masamın üstüne koymuştu.Kitapları alıp,boydan boya kitaplık olan duvara doğru yürüdüm.Hepsini yerleştirdikten sonra bi tanesini alıp,yumuşak L koltuğuma uzandım.Her gece yaptığım gibi.Sabaha kadar kitap okurum.Bazen Aeonların bekçisi olduğumu düşünürüm.Saatlerce onları koruduğumu falan...saçma düşüncelerden kurtulup,kitabımı okumaya başladım.

Yıldızın Düştüğü YerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin