18

492 23 15
                                    

Yıldızlamayı unutmayın, ona göre bölüm atıyorum:)

*
Sabah çalan telefon ile kucağımda kıpraşma oluştu. Gözümü açtığımda mile telefonu açıp, tekrar göğsüme yattı.

Gözlerimi kapattım. Uyumak istiyordum, fazlasıyla yorgundum.

Sessizce konuşan mileyi dinliyor bir yandan da gözlerimi dinlendiriyordum.

Yani gözüm kapalı olsa da bir kulağım miledeydi. Sanırım yeslinin kuzeni ile konusuyordu. Pek aldırış etmedim ama uykum kaçmıştı. Yataktan kalktığımda mile ile göz göze geldik, gülümsediğinde bende gülümsedim.

Elimi yüzümü yıkadım ve geri döndüm. Mile telefon ile konuşmayı bırakmış, telefon ile ilgileniyordu.

"Aşkım" dedim, bana bakıp elindeki telefonu yana bıraktı ve yataktan kalktı.

"Efendim" dedi ve tam karşımda durdu.

"Kiminle konuştun?" dedim, yalandan kıskançlıkla. Kıskanmıyor değildim,  ama kıskanacağım kişi de yeslinin kuzeni değildi.

"Yesliyle" dedi, işte şimdi kıskanabilirsim. Ama yobaz olmadığım için medeni bir kıskançlık diyelim.

"Onu sevmiyorum" dedim, gülümsedi ve aramızdaki mesafeyi azalttı.

"Biliyorum" dedi, tane tane konuşarak.

"Beni kıskanıyorsun" dedi, aramızdaki mesafeyi sıfırladı ve dudaklarını dudağımın kenarına sabitledi.

"Biliyorum" dedim, tıpkı onun bana dediği gibi.

Bu sefer ben dudaklarımını onun dudağının yanına getirdim. Dün geceye rağmen ona doyamıyordum.

Dudaklarımı dudaklarına yaklaştırıyordum ki telefon çaldı.

Geri çekildiğimde mile İspanyolca, bir şeyler söyleyerek (muhtemelen küfür ediyordu) telefonunu açtı.

Mile telefonu kapatıp gitmemiz gerektiğini söylediğinde itiraz etmeden giyindim ve dışarı çıktık.

*

Kahvaltı yapıp yeslinin evine getirildiğimde, biraz huzursuzluk sarmıştı içimi.

Yesli salonda uzanıyordu, ben de karşısındaki tekli koltukta oturuyordum.

Arada bana baktığını fark ediyordum, bakışlarımı çekmeden ona bakıyor ve bu küçük savaşı kazanıyordum.

Mile ile yeslinin kuzeni mutfağa gitmişti. Beklemekten sıkılmaya başlamıştım ki, mile içeri girdi.

Yesli hemen oturuşunu düzeltmişti, gözümden kaçmadı.

İspanyolca bir şey söylemişti yesli, mile biraz agresifce cevap verdiğinde ne olduğunu merak etmiştim. Napsam çeviriyi mi açsam?

Bir kaç dakika daha birşeyler konuştuklarında içeri yeslinin kuzeni dw girdi.

Yine İspanyolca konuşmaya başladıklarında cidden sıkılmıştım.

"Mile" dedim ve yerimden kalktım. Mile dahil herkes bana bakmıştı. Mile yanıma geldiğinde uzaklaştım salondan.

"Ne zaman gideriz?"

"1 saate gideriz" dedi ve gülümsedi.

"Güzel, bir yerlere gideriz olur mu?" diye tekrar sorduğumda "olur gideriz" dedi. Dudağıma ani öpücük kondurduğunda ilk başta şaşırsam da hoşuma gitmişti.

İçeri tekrar geldiğimizde yesli kıvranmaya başladı. Ne olmuştu buna durduk yere?

Mile yeslinin yanına gittiğinde birşeyler konuşmaya başladılar. Muhtemelen ne olduğunu soruyordu.

Keko ve KarakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin