28

326 27 5
                                    

İyi okumalar, voteleri unutmayın.

***

Vargasın gözünden Ebrar'ın arkadaşlarının yanına gelmiştik ve geldiğimizden beri ebrarı izliyordum. Kafamda bazı sorular vardı, şuan çok mutlu görünüyordu ve ben sadece izliyordum. 

Sanki arkadaşlarını özlemiş, daha doğrusu benden önceki hayatını özlemiş gibi gelmişti. 

Önceki günlerde gördüğüm bir tweet her ne kadar inkar etmesem de beni etkilemiş ve git gide ebrardan uzak durma isteği uyandırmıştı.

"Ebrarın gözleri sen yokken daha ışıltılıydı, keşke küsseniz. Ebrar da eskisi gibi başarılı olurdu."

Bu gerçekten böyle miydi? O bana seviyor ki, neden gözlerindeki ışıltı gitsin? 

*

Zehra ile konuşmak için gözlerimi ebrardan çekmiş ve düşüncelerimden ayrılıp zehra ile kalabalıktan uzaklaşmıştım.

-Neyin var Mile?

-Bir şeyim yok

-Mile!

-Ebrar ben yokken daha çok mu mutluydu?

-Neden böyle düşünüyorsun

-Bir tweet gördü-

-Mile güzelim ebrarı ne kadar mutlu ettiğini, onun senin yanında ne kadar huzurlu hissettiğini görmüyor musun? Tweetlere kulak asma sen, aranızı saçma bir tweet yüzünden bozma.

-Evet, ama bilmiyorum. Sadece bir anlık öyle düşündüm ve ister istemez ondan uzaklaşırken buldum kendimi.

-Bunu ona söylesen?

-Olmaz 

-O da farkında eskisi gibi olmadığının söylememen daha çok üzer onu

-Bilmiyorum zeze

-Ben biliyorum mile. Onu çok uzun zamandır tanıyorum, ikinizi de çok seviyorum ama ebrarı göz göre göre üzmene dayanamam.

-Üzmüyorum

-Emin misin?

-(...)

-Bak tamam kafan karışmış anlıyorum ama toparlanman gerek yoksa onu kaybedersin, en önemlisi o da kendini kaybeder. Ebrar her ne kadar eğlenceli ve mutlu gözükse de içini çok iyi biliyorum. İçinde kalabalık içerisinde yalnız.

-Onun yalnızlığı olmak istiyorum, ama yetememekten korkuyorum.

-Mile, ona yetiyorsun.

-Umarı-

(İçeriden sesler gelir)

Gelen ses sözümü bölmüştü. Ciddi bir ses olmadığını düşünerek sözüme devam edecekken Zehra, 'Bunları Ebrara söylemeyeceğim, seni dinlediğimi ve biraz zamana ihtiyacın olduğunu söylerim.' dedi.

Yanımıza tanımadığım biri koşarak gelip "Ebrar." dedi. Zehra endişeyle kızı takip etmeye başladı, ben de peşinden gittim. Ebrarla bir erkeğin kavgasını görmeyi beklemiyordum, birinin yakasını tutmuştu.

"Ebrar!" 

Ebrar'ın sesimi duyup bakışlarını bana çevirmesiyle yüzüne yumruk yemesi bir olmuştu. Zehra'nın ve diğerlerinin Ebrar'a yumruk atan kişiyi zapt etmesiyle Ebrar'ı kalabalıktan aldım ve dışarı çıkardım.

Ben diyecek bir şey bulamamıştım ki Zehra'nın gelip Ebrar'a sarılmasıyla buna pek de gerek kalmamıştı.

Ebrar'ın yüzünü inceliyordum, belirli yerleri kızarmıştı ve yüzünde kan vardı. Zehra'nın yaptığı açıklamadan sonra ona bu sefer endişe yerine sinirle bakıyordum. Ona sinirliydim, çünkü kavga etmişti. Kendime sinirliydim, çünkü kavganın sebebi bendim.

Keko ve KarakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin