~16 (Final)

120 22 80
                                    

gerçek dünyada bir haftamızı bitirmek üzereydik, hâlâ çizgi roman dünyasına gitmemiştik zaten gitsekte ne yapacağımızı bilmiyorduk. Olması gereken zamanında olurdu zaten. Akşam yemeği için Changbin ile beraber sofrayı kuruyorduk. Sofra hazır olduktan sonra Felix ile Minhoyuda çağırıp yemeğe oturduk.

Changbin internette türk yemeği olan dolma tarifini yapmıştı. Hepimiz onu deneyecektik, pek beğeneceğimi düşünmüyordum. Yüzümü istemsizce buruşturmuştum ve yavaşça önümdeki patlıcandan bir ısırık aldım, pek kötü değildi fakat pek beğenemedim. Sarma denilen uzun olandan da bir ısırık aldım, evet sarmaya aşık olmuştum bu güzeldi. Yemeklerimizi yiyip sofradan kalktık.

changbin ile Felix yatak odalarına geçmişti biz ise salonda oturuyorduk. Minho karşımda koltukta oturuyordu. Oturduğu yerden kalkıp yanıma adımladı.

"Jisung ben sıkıldım artık böyle"

"nasıl yani"

"geleceğimizin belirsiz olmasından, şu lanet kitap final olmak bilmiyor"

"yapabileceğimiz birşey mi var Minho, biz mi istedik çizgi roman karakteri olmayı"

"benim bir planım var zaten, özür dilerim" sesi giderek kısılmıştı. Ayrıca niye özür diliyordu?

"niye özür diliyorsun sen"

Minho soruma cevap vermeden dudaklarıma yapışmıştı, o alt dudağımı emdikçe ben üst dudağını emmeye başlamıştım. Evet amacı çizgi roman dünyasına gelmekti, şuan labaratuvarımın tam ortasındaydık.

"öpeceğin için mi özür diledin cidden" diyerek gülmüştüm.

"hayır başka bie şey için özür dilemiştim, yakında anlars-" sözüne devam edememişti, zorlanmıştı fakat neden zorlanmıştı bu kadar söylemesi zor olan şey neydiki. Gerilmeye başlamıştım ne vardı aklında.

"Minho planın ne çabuk söyle"

"Jisung sorma bunu ikimiz için yapacağım ayrıca Chan ve seungmin için üzülmüyormuydun artık üzülmene gerek kalmayacak"

"ne saçmalıyorsun sen"

"senin şu silahın nerde"

"neden istediğini söylemezsen vermeyeceğimi biliyorsun"

"o zaman ben bulurum"

Minho ağzından anlatım*

Hızla bulunduğum yeri karıştırmaya başladım. Labaratuvarın içinde bi oraya bi buraya gittim, Jisungta peşimde bana sorular yöneltiyordu fakat hiçbirini duymuyordum. Ardından klonları beklettiği odanın kapısına yöneldim, kapı kilitliydi.

"Anahtarı nerede"

"Minho ne yaptığını söyleyecekmisin artık"

dayanamayıp kapıyı tekmelemeye başladım, bir kaç saniyede sinirden deliye dönmüştüm. Kapıyı kırıp içeri dalmam ile odanın tam ortasına koyulmuş silahı gördüm, yerden hızlıca alıp yutkundum. Silahı iki elimle tutup Jisunga doğru kaldırdım. Jisungun gözleri kocaman olup bana yapma dercesine bakıyordu.

"Ö-özür dilerim, sonumuz sadece böyle olabilir"

"Minho saçmalıyorsun, biraz daha sabredebiliriz daha güzel bir sonumuz olabilir"

"beklemekten sıkılmadın mı Jisung, aylardır bekliyoruz sonucu ne oldu?"

"sonuç ölüm olamaz Minho hemen kötü yola girme bi bekle bi sabr et"

"kötü yola girme diyen sen misin Jisung?"

Jisung derin bir iç çekip yavaşça yanıma doğru yaklaştı, kafasını silaha doğru dayayıp "sık ozaman" dedi. Nefes alış verişimi kontrol edememle birlikte göz yaşlarımıda kontrol edemiyordum

hıkçırarak ağlamaya başladığımda "yapamam" kelimesi ağzımdan çıkıverdi. Finali ölümle sonlandırmazdım, bırak ölümle sonlandırmayı Jisungumu minik bebeğimi öldürmezdim. O görüntüyü ikinci kere görmek istemiyordum. silahı yavaşça indirdim.

"Bu dünyada kaçak suçlular olarak yaşayalım mı Jisung"

Jisung cevap vermeden bana kocaman sarılmıştı, yaptıklarıma rağmen şuan hiç düşünmeden beni affedebilecek bir kalbi vardı. Göz yaşlarım yavaşça yok olurken etraftaki eşyalar yok olmaya başlamıştı. Jisung korkarak "ne oluyor, herşey yok oluyor!" diye bağırmıştı

"Korkma birtanem ben burdayım"

etrafı beyaz bir boşluk kaplamıştı, çizgi roman dünyasından eser kalmamıştı heryer beyaza gömülmüştü. Boşlukla beraber havaya doğru kalkmaya başlamıştık bir nebze uçuyoruz denilebilirdi. Aniden yüksekten düşme hissiyle kendimizi Felixin evinin salonunda yere serçe düşmüşüz gibi ağrıyan vicudumuzla bulmuştuk. Hızlıca ayağa kalkıp Felixin odasına koştuk

"Felix!"

"Finali yaratmışsınız bende hemen yayımladım çocuklar kurtuldunuz! "

"dur bir dakika vicudunuzda yaralar var" Changbin araya girmişti.

"o mu önemli olan Changbin biz burda mutlu sona kavuştuk diyoruz" Jisung konuşurken heycandan kucaklarıma atlamıştı

"Jisung beni yanlış yoldan çevirdiğin için çok teşekkür ederim iyiki varsın seni çok seviyorum"

"bende seni seviyorum bebeğim"

"seni hiç bırakmayacağım bizi ayıran tek şey ölüm olacak"

"kes sesini bizi ölüm bile ayıramayacak çünkü bu dünyada ölümsüzüz" diyerek gülmeye başlamıştı Jisung. Gözlerimi kucağımdaki Jisungun gözlerine daldırdım kahverengi gözlerinde boğulmaya başlayınca, gözlerimi yavaşça dudaklarına indirdim, dayanamayıp dudaklarına yapıştım. Felix ile Changbin ooo'lamaya başlamıştılar biz ise tutkuyla birbirimizi öpüyorduk.

❀❀❀

angst yapıcaktım
gönlüm el vermedi mutlu sona çevirdim 🥲💗
bence güzel bir final oldu, okuduğunuz için teşekkürler 🤍

Clone |ᴹᶦⁿˢᵘⁿᵍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin