~15

113 20 41
                                    

jisung ağzından anlatım*

minho ile sevgili olduğum zamandan bu yana 4 gün geçmişti, iyiki sevgilim olmuştu artık daha rahattım ve onu gerçekten sevdiğimi anlamıştım. Onun yanında mutlu hissediyor huzulu oluyordum, o his nasıl anlatılır bilmem ama gerçekten aşık olmuştum. Hayatımda ilk aşkım olabilirdi, hatta olmuştuda çünkü çizgi roman karakteri olan birinin aşık olması biraz olanaksızdı fakat ben gerçekten Minhoma aşıktım. Evet Minhoma aşığım, dikkatli bakarsanız Minhoma aşığım. Minho benim.

Çizgi roman dünyasında hiçbir gelişme olmuyor zaman hızla akıp gidiyordu, fakat sorun değildi çünkü mutluydum. Tek sorun markete gitme sorunuydu, insanların bizi tanıma oranı oldukça yüksekti. Evde yenilecek yemekler bittiği için marketten birşeyler almaya gidecektim.

kendimi iyice gizlemeye çalışmıştım, bol bir mont giymiş, siyah maskemi takmış ve beremide kafamı iyice örtecek kadar geçirmiştim. Cebime bir miktar para atıp evden çıkmadan önce minhoya haber vermek için alt kata slona indim. Salon kapısını açıp daha içeri girmeden minhonun bağırışlarını duydum

"annem bana hergün söylerdi erkeklere karşı dikkatli ol diye, aşk ateşle oynamak gibidir incinebilirim"

kulaklığının biri kulağında diğeride boynundan aşağı sarkıyordu

"minho" diye seslendim. Tek kulaklığınıda çıkarıp bana döndü.

"şarkı dinliyordumda birşeymi oldu"

"ben markete gidiyorum" dedim. Minho kafasını tamam anlamında sallayıp kulaklığını geri takmıştı.

markete gergin gergin girip hızlıca birkaç birşey alıp çıkmıştım eve doğru dönerken yürümekten ayaklarım kopmuş gibi hissediyordum çünkü ne arabam vardı nede taksiye binebilirdim sonuçta etrafta suçlu biriymiş gibi geziniyordum. Aslında evet suçluydum herşeyin mahvolmasını sağlayan bendim örneğin chan ve seungminin ölmesi gibi... Ben öldürmemiştim ama ölümlerinin kaynağı bendim.

eve girip minhoya "Ben geldim" diye seslendim fakat ses alamadım, şarkı dinliyordu diye düşünüp umursamadım. Üst kata çıkıp mutfağa poşetleri bıraktım, poşetleri dememe bakmayın sadece bir poşet vardı. Odama girdiğimde yutkunamamıştım ve sadece yataktaki Minhoya bakakalmıştım

"M-Minho"

"ah, geldin mi bebeğim"

"Minho iyi misin"

"sıcak sanki üstünü mü çıkarsan"

Minho tişörtünü ve pantolonunu çıkarmış kasları ve iç çamasırı ile yatağımda yatıyordu.

"Minho git üstünü giy manyak mısın hava buz gibi"

"istersen seni ısıtabilirim"

"kendine gel lan"

Minho yataktan kalkıp üstüme doğru yaklaştığında dayanamayıp gözlerimi kapatmıştım çünkü iç çamaşırının içindeki çok belli oluyordu ve bakmaya utanıyordum.

Beni yatağa doğru itip montumu ardındanda tişörtümü çıkarmaya başlayınca kendimizi felixin evinde bulmuştuk, ee evet şuan felix ve changbinin yatağındaydık.

Felix odadaydı ve üstünü giyiniyordu.

"oha oha oha oha yani" diye bağırmaya başlamıştı Felix

"tamda şimdi mi gelinir gerçek dünyaya ama" diye yakınmaya başlamıştı minho ben ise utancımdan yerin dibine giriyordum. İyiki sokağın ortasına gelmemiştik

changbin sesleri duyacak olmuşki odaya dalmıştı

"oha siz napıyordunuz"

"hiçbişe işinize bakın siz"

"kıyafet veriyim size çünkü yatağımı kirletmenize izin vermeyeceğim"

Felix dolabından kıyafet çıkarıp üstümüze doğru fırlatıp odadan çıktı. Üstüme fırlatılan kıyafetleri çekip giyinmek içim ayağa kalktığımda minho arkamdan konuşmuştu "devam mı etsek"

"kes sesini, giy kıyafetini" diyip üstümü giyinmeye başlamıştım. bir süre sonrada odadan çıkıp felix ve chanbinin yanına gittim

"biz sizi çizgi romanı sonlandırın diye gönderiyoruz siz ne yapıyorsunuz"

"felix sus konuşma"

"iyi tamam be"

❀❀❀

bölümü yazmaya başlarken hiç böyle bir bölüm yazacağımı düşünmüyordum ne oldu böyleee ayy

Clone |ᴹᶦⁿˢᵘⁿᵍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin