9.BÖLÜM

9 8 0
                                    

.

.

.

.

.

Beni bekleyen Ali'nin yanına giderken elimi tutacakken çantamı diğer elime bahaneyle aldım. Arabanın anahtarını çantamda ararken sinirle konuştu.

Gerek yok, benim arabamla gideceğiz. Anahtarı yerine koyup ben önde evden çıktık.

Otoparka inip arabasına doğru yürürken elimi tekrar tutacakken elimi çektim ama bu sefer sesiz kalmadı.

Ne oldu, bir sorun mu var?

Demesiyle yerimde kaldım, yanıma gelip.
Susman, bize büyük felaketler açacak.

Diyip Arabaya bindi ne yapacağımı bilmiyordum, ondan uzak durmak istedim ama bir yanım kendini akışına bırakmam gerektiğini söylüyordu. Diğer yanım çok erken olduğunu düşünüyordu. Derin düşüncelerle arabaya yaklaştım ve ön koltuğa oturdum.

Kemerimi bağlarken Ali sinirli bir şekilde derin nefesler alıp veriyordu. Kendisini tutamayıp bana döndü.

Bak açık konuşayım, kafan karışık. Nasıl davranacağını mı bilmiyorsun? yoksa benimle yalnız mı kalmak istemiyorsan? Eyer öyleyse
Zorlama kendini ve yukarı çıkmak istiyorsan git. Senin için yukarıdakiler daha önemli, ama artık ben senin için  önemli olmalıyım.Ve şunu bil, seni git-gelmelerin bir zaman sonra ikimizi de yıpratacak. Seni kırmak istemiyorum ama yanımda rahat ol. Biz ortadan engel olan her şeyi kaldırdığımızı sanıyorum. Beni engelleme ki sana ulaşayım, kalbine ulaşayım.

Varlığımı hissettireyim.

Hislerin açık olsun.

Sorunların ne ise anlat.

Bana alışmak istemiyor musun?

Korkuyor musun?

Derdin ne?

Biraz önce herşey yolundayken şimdi ne oldu Anlat bana.

hareketlerin beni sinir ediyor. Bu yüzden seni kırmaktan korkuyorum.

Ona dönüp baktığımda, benden beklenmeyecek bir şey yaparak elimi yanağına koydum.

Yeni çıkmış sakalları avcumda hissederken içim huzurla doldu. Bu dokunuş bile beni mutlu ederken, ondan uzak durmanın daha iyi olacağını nasıl düşündüm.

Bana şaşkınlıkla baktıktan sonra, üst dudağı yukarı kıvrıldı. Bu beni heyecanlandırırken gözlerine baktım.

Ben sadece ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl davranacağımı da beni anla karma karışık duygular içindeyim. Bana zaman ver, kendimi toparlayıp sana öyle gelirim. İnan bana, seni kırmak istemiyorum. Seninle nasıl evlendiğimizi de biliyorsun ve ben yıllarca erkek gibi yetiştirildim. Hep kendimi korumayı öğretildi. Kusura bakma, bunu nasıl bozacağımı bilmiyorum.

elini yanağıma koyup.

kendini sadece bana bırak. Ne olur kendini bana mahrum etme. Beni yıllar sonra 11 yaşındaki Alim dediğin çocuk olarak hatırla.

Gözlerine baktım çünkü bana öyle bir bakıyordu ki anlatılamaz gülümseyip başımı salladım beni kendine çekip sarılmasıyla yine robot gibi kaldım ama bunu umursamadı, geri çekilip gülümseyip arabayı sürdü.

Nereye gidiyoruz?

Fotoğraf çekimine.

Ne?

Ne duyduysanız o.

MAHİ DEVRAN BAYRAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin