SEN HEP BURADAYDIN

15 3 3
                                    

Merhabaaaag ben geldimmmmmm kusura bakmayın,ya da bakın bilmiyorum orası size kalmışş. Bir kaç gündür okyanusta kaybolmuş gibiydim pek aktif olamadım;) her neyyyseee iyi okumalarrrrrr



∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆



"Karanlık bir yolda yürürken ihtiyacınız olan fener değil aydır..."




Sanki bu son nefesim her şeyi son defa yapıyormuş gibiyim. Son defa dünyanın bana güldüğünü hissediyormuş gibiyim... İçimden bir ses diyorki "yak ne varsa..."

Artık nefes almak bile istemiyorum,nefes alırken bile bu nefesi başkası alsaydı onun daha çok hak edeceğini düşünüyorum,çünkü ben hayatımın hakkını artık veremiyorum bir yandan aldığım her nefese şükür ediyor bir yandan da keşke bu nefesi başka biri benim yerime alsaydı diyorum...



*3 yıl sonra*


Gözlerim yavaş yavaş aralanıyordu ama her şey M.Ö'ki telefonumun kamerası gibiydi hiç bir şey net değildi. Bir kaç dakika sonra gözüm netleşti ve, beyaz florasan lambaları olan bir tavan görüyordum. Kafamı yavaşça ellerime çevirdim sağ ve sol kolumda toplam dört tane serum vardı. Yanımdaki ekranda kalp atışlarımı gösteren bir ekran vardı,ekrana baktığımda her şey normaldi. Keşke o çizgiler düz olsaydı.

Ardından odaya bir hemşire girdi. Dalgalı saçları vardı saçının doğal rengi sarı gibi gözüküyordu uçlarını da o kadar belli etmeyecek şekilde turuncuya boyatmıştı. Üstünde normal mor hemşire tişörtü vardı ve altınada rahat siyah bir eşofman giymişti,terlikleri dikkatimi çekmişti. Beyaz terliği ve üstünde büyük bir ihtimalle kendi çizmiş olduğu süngerbob karakteri vardı.

Ardından "Taha Bey!" Diye bir ses duydum.

Bir dakika Taha mı?

Hafifçe gülümsedim o gitmemişti. Gözümden bir damla yaş süzüldü.

Ardından koşarak gelen Taha'yı gördüm. Sanki benim uyandığıma hala inanmıyormuş gibi ellerimi tutuyordu. Ağzımda nefes almamı sağlayan bir cihaz olduğu için bir şey diyemiyordum. Hemşire bunu fark edip ağzımdaki şeyi çıkardı. Hiç bir şey diyemedim sadece Taha'ya sımsıkı sarılarak ağladım,Taha'da aynısını yaptı. Öyle bir ağlıyordum ki sanki gözlerimde yılların yağmuru birikmişti...

Taha'dan ayrıldım ve "Gitmemişsin"dedim. Öne düşen saçlarımı arkaya atarken "Zaten hiç gitmedim ki,ben her zaman buradaydım" dedi ve kalbini göstererek "sende her zaman buradaydın" dedi kısık ve sevgi dolu sesiyle. Ona karşılık olarak sadece tebessüm ettim.

Arkamızdaki hemşire sesini temizleyerek "Öhhmm öhhmg Taha Bey şimdilik Mavi Hanım'ın dinlenmesi gerek,o yüzden sizi dışarı alabilir miyim?" Dedi.

"Maalesef Yıldız Hanım alamazsınız"diyerek gülümsedi.

Bu kadının adı Yıldız'dı ve bu saçlarından dolayı olmalı diye düşündüm kadının gözlerine daha dikkatli baktığımda ormanın en derinliklerine inmiş gibi oldum çünkü gözlerinin rengi yeşilin en koyu tonu gibiydi.

Taha'nın cevabına karşılık Yıldız anlayışlı bir şekilde başını sallayıp odadan çıktı. Yıldız odadan çıktıktan sonra Taha'ya "Ne oldu bana?" Diye sordum.

Taha sanki anlatmak istemiyormuş gibi baktı ve bir süre gözlerimin içine bakarak oyalandıktan sonra başladı anlatmaya

"Sen komaya girdin ama 3 yıl önce"

Neee! 3 yıldır uyuyor muydum ben!!!


∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆


Evetttt bölümün sonuna geldik kitabı kısa bir sürede bitirmeye çalışacağım çünkü yeni bir kitaba başlayacağım neysee sorulara geçelimm:

1)Yıldız hakkında ne düşünüyorsunuz?

2)Sizce bu 3 yıl içerisinde neler olup bitti yani otelle ilgili

3) Bölümü beğendiniz mi?


Kendinize iyi bakın yada bakmayın bu kimsenin umurunda değil bunu da unutmayın 🏴🏴🏴


OTELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin