13. BÖLÜM

461 35 12
                                    

İstediğim sınır geçmediği halde okuyan bir iki kişi için bu bölümü de atıyorum. Lütfen bolca yorum yapın

'eski kocam ' kişisini 'Çınar bey' olarak kaydettiniz.

Kendimi çok kötü hissediyordum. Kendimi ne zaman ona böylesine kaptırmıştım, bilmiyordum.

Benimle utanmazca flört etmiş, dahası sevgilisi tarafından aşşağılanmıştım.

Şimdi ise kendimi çizimlerime vermistim. Gönül isterdi ki onunla tüm iletişimimi keseyim lakin paraya çok ihtiyacım vardı.

Elimden gelen tek şey aramıza büyük bir set çekmekti.

Keşke başında kendimi böyle bir duruma düşürmaseydim.

Keşke onunla iş içerisine girince aramıza mesafe koysaydım.

Ama olmamıştı. Kendime ne kadar kızassam o kadar nafileydi.

Zira kırılacak kalp çoktan kırılmış, ezilecek onur çoktan ayaklar altına alınmıştı.

En kötüsü de o kadının dediği gibi bunların hâlâ kötü bir eşşek şakasına inanmaya ihtiyaç duymamdı.

Benden özür bile dilememişti. Özrü geçtim, geri dahi dönüp açıklamada bulunmamıştı.

Yaptığı hata ile
yüzleşmemişti.

Bir süredir odamdan çıkmıyordum. Eminim ki bu annemi endişelendirmişti.

Kapım yavaşça tıklatıldı. Ardından nazikçe aralandı.

İlk önce görüş alanıma annenin yaşlılıktan dolayı buruş buruş olmuş elleri girdi.

"Feyza, kızım. Neden yemek yemiyorsun?"

Sarıldığım yastığı yanıma bırakarak yataktan doğruldum.

"Aç değilim anne."

Çilekeş anama yanıma yaklaştı. Titreyen elleri ile alnıma temas ederek ateşime baktı.

"Hay Allah, ateşin de yok ama." Alnımdaki elini çekip dudaklarıma götürdüm. Nazik birer öpücük bıraktım.

"Sorun o değil annem." Yavaşça yatağa, yanıma oturdu. Bir elini dizime götürüp okşadı. "De hele o zaman. Neyin var senin?"

Gözlerim onun harelerini buldu. Boncuk boncuk yaşlar yuvarlarımı ele geçirmişti.

"Yüreğim anne yüreğim," diye mırıldandı. "Benim haberim olmadan kendini başka birine bırakmış,  onun olmuş. Alışmış bu duruma. Ben farkında dahi olmamışım."

Annemin gözlerinden 'vah yavrum' dermiş gibi bir bakış geçti. Onun da babamdan önce aşık olduğu biri varmış. Vermemiş ailesi. Gömmüş içine. Babamı da sevmiş ama gönlü hiç babam olmamış.

Babam ise anneme tüm sevgisini vermiş ama bir türlü annemin gönlünün sahibi olamamış.

Sanırım bu ailenin bir kaderiydi. Hep karşılıksız aşk yaşıyorduk.

Gerçi ben aşık mıydım bilmiyorum ama Çınar'dan oldukça hoşlandığım ortadaydı.

Şimdi bana mesaj atıp 'bunlar şakaydı,' veya 'yanlış anladın!' dese inanırdım.

Bu da benim ayıbım...

"Çok mu sevdin ki sen o oğlanı?" Kafamı salladım ona bakmadan. "Çok mu bilmem ama onun canımı bu kadar yakmasına yetecek kadar sevdim."

Ağzından "ah, yavrum ah!" Ağitlerı döküldü. Haklısın annem, ah ben ah!

Bir süre daha saçlarımı okşayarak ruhumu dinlendirdi. Annem bu çelimsiz hayatımdaki en değerli mücevherdi.

Varlığı her dakika anneliğini konuşturarak karbimi dağlıyordu.

Acıyıyordu evet, ama geçerdi. Neler geçmedi ki zaten. Şuandan itibaren sadece ekmeğimin peşinde olacaktım.

Çınar devri başlamadan bitmişti...

ZIR DELİNİN ÜNLÜ BEYCİĞİ┃TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin