prolouge

479 33 28
                                    

♧♧♧

Her nefes alıp verişimde hissettiğim haraketlilik, çimenlerinde benimle beraber hareketlendiğini gösteriyordu. Hissediyordum, resmen içimde nefesleniyordu doğa.

Yüzüme küçük tebessümüm daha da yayıldı. Anadan doğma, çırılçıplaktım. Bu uzun çimenler beni saklıyorlardı, emindim. Kulağıma fısıldadılar çünkü. Seni koruyacağız. Rahatça gözlerimi yumdum.

Çiğerlerim parçalanana kadar, koşabildiğim kadar koşmuştum. Belki de daha toyluğumdandı bu.

Ben normal gençlere göre, kendimi zar zor keşfedebilmiştim.

Annemle babamın, gitmediği kahin kalmamıştı. Normalde beş yaşında kendi benliğini keşfederlerdi diğerleri ama ben o zamanlar sadece etrafta kelebek yakalamaya çalışan bir aptaldım. Dalga konusu oldum, ailemi utandırdım. Günlerce odamda oturup ağladım.

Dün akşam benliğime kavuştum.

Daha on üç yaşımdayken, umudu kestiğim zaman kavuştum. Ailem, asillerdi. Hepsi birbirinden güzellerdi ve abim onlara inat, 'yaramaz' doğduktan sonra benimde öyle olacağımı düşündüler ama ailemin ırkına karşı çıkmadım.

Dediklerine göre şuana kadar görülmüş en güzelleri bendim.

Dün gece evimizin kapısını çalan kaç kahin, kaç lider oldu sayamadım. Ünüm o kadar çabuk yayılmıştı ki... Şoklar içerisindeydim. Daha dün, dalga geçip dışlandığım âlemde, birden parlayı vermiştim.

Bu beni biraz ürkütüyor, birazda heycanlandırıyordu. Ve tanrım, sonunda olmuştu!

Bu yüzden sabah en erken saatlerde, kimseye haber vermeden evden çıktım ve bedenime kavuşarak koşabildiğim kadar koştum. Bir yaylaya geldiğimde dayanamadım ve uzandım yere. Dinlemeye başlarken öyle mutluydum ki...

Ama üstüme bir ceket kondu.

"Neredesin sen? Ne kadar endişelendim, haberin var mı?"

Gözlerimi açmadım ve çaktırmadan cekete gizlendim. Anadan doğmaydım şuanda!

"Nereden buldun beni?"

"Kokunu takip ettimde, konu bu mu şuan Sunoo?" Tek gözümü açıp onu kontrol ettiğimde oldukça kızgın duruyordu. Üstünde sadece gri bir şort vardı. Üstü çıplaktı her zamanki gibi. Yavaş yavaş şekillenmeye başlayan vücudu büyüdüğünü yüzüme vururken gözlerimi çektim hemen.

Etkileniyordum.

"Duymadın mı neler olduğunu?"

"Kahinlerin ve liderlerin kapınızın önünde yattığını mı? Evet, duydum."

Ofladım. Oflarken yanıma attı kendini. Onun üstünde sadece bir şort, benim üstümde ise onun getirdiği ve saklanmamı sağlayan bir ceket vardı. Yanağımın altına koyduğum ellerimi biraz ovuşturdum ve yanıma uzanmasını izledim. Saçları, çamur ve yaprak doluydu. Üstü her zamanki gibi pisti. Eli saçlarıma yaklaştı ve bir otu çıkarıp attı. Daha sonra yanağımda kaldığını düşündüğüm bir çamur lekesini sildi.

"Pis olmaya alışamadım."

"Bende." dedi ve yuktundu. Biraz yaklaştı bana. Sanki eskisi gibi değildik. Eskiden olsa ona peşimden uzaklaşması gerektiği hakkında çirkefleşir, nazlanıp dururdum. O da asla yanımdan ayrılmazdı. Bebekliğimiz böyle geçmişti bizim. Bir iki gün önce de böyleydi hatta. Ama şuan garipti. Sadece kalbimin sesi sanki kullaklarımda çınlanıyordu. Yutkundum. On üç ve on beş yaşındaydık hala ama değişikti işte. Olgunlaşmış gibiydik. Hepsi, benliğime kavuştuğum içindi.

"Bende alışamadım, pis olmana."

"Sensin pislik. Abime söyleyeceğim seni."

"Çekerim Jay'in fişini."

"Sus."

Kıkırdadı. O da farkındaydı. Farklıydık. Gözleri bir kere bile çıplak bedenime değmemiş, gözlerime kenetlenmişti.

"Asla pis olmana izin vermeyeceğim."

Yutkundum.

"Kurt sözü mü?"

"Kurt sözü."

♧♧♧

HER ZAMAN#TEAMJACOB

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

HER ZAMAN
#TEAMJACOB.

you watching disney channel
meali; dunaynin 1 numarali kurt adam fanindan, kurt adam fanfici okuyaosujuz.

eyes on fire, heesunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin