♧♧♧
"Akıllı durmazsan, en küçük hareketinde öterim."
"Abinim ben senin. Ayıp oluyor."
"Onu beni evde bırakıp, karıyla kızla fingirdeşmeden önce düşünecektin, Park Jay." dedim büyük rahatlıkla. Kozum elimdeydi ve mutluydum.
Mutluydum sonunda. Eve dönüyordum.
"Sunoo'm benim. Bir tanem. Canım abicim. Abisinin gülü-"
"Çok konuşuyorsun abi. Birde boş." Sıkıca kavradı direksiyonu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Başımı cama çevirdim ve yolu izlemeye devam ettim. Tanıdıklaşan yol tebessüm bıraktı yüzüme.
Koskoca beş yıl geçmişti.
Göl evinde kendi kendime yaşadığım beş yıl. Abim bir ala kurttu. Alfa, soyundandı. Bir Alfa'yı asla bir eve kapatamazdınız, o yüzden abim pek benimle yaşamadı. Ayda bir gelip beni kontrol ediyor, sonra geri gidiyordu. Nereye gittiğini bilmiyordum ama eve gitmediğinden emindim.
Evde tek kalmam benim için daha iyiydi ama.
Yemek yapmayı, dikiş dikmeyi, daha çok benliğime bürünmeyi öğrendim. Gölde her gün yüzerken geliştim. Bazen abimle orada burada takıldık ve beni şehre götürdü. İnsanlarla tanıştım ve gezdim. Her şey güzeldi.
Ama bir boşluk vardı.
"Geldik." dedi abim. O an farkedebilmiştim. Evdeydim. Ormandaydım. Sürümdeydim. Kapının önünde annemle babamı gördüm. Hızla kapıyı açtım ve onlara koştum.
Sıkı bir sarılma ve özlem giderme.
Biz farklı varlıklardık. Saygı ve otorite her şeyden önemliydi ama aile... Aile her şeydi.
Belkide yıllardır görüşemediğimizden, gözlerimin doluşunu hissettim. Annemin sıkı sıkı kokumu içine çekişini. Sonra babamda sarmaladı beni. Kıkırdamalar eşliğinde, birbirimize sarıldık. Ne kadar olaylı bir şekilde evden ayrılsam da, onlar benim ailemdi.
"Kocaman olmuşsun."
"Yalan söyleme anne. Sadece beş santim uzamış." Annemin koynundan ayırdığım başımla abime yandan bir bakış attım. Foyasını ortaya dökmeme biraz fazla meraklıydı sanırsam. "Hem Jay'e de hoş geldin sarılması yok mu? Bende yavrunuzum sizin."
"Ne bok yediğinden haberim var. Geç içeri." Babamın tane tane, evin lideri olduğunu belirten konuşmasıyla şaşkınca ona döndüm. Sonra sevinçli halimle abime dönüp ona dil çıkardım.
Annemin bizim için hazırladığı yemeği balkonda, sohbet ederek yedik. Özlem giderdik.
"Yarın yemekler o zaman bende." dedim tabağımdaki son lokmayıda yerken. Yemek yapmada ne kadar geliştiğimi onlara kanıtlamaya çalışıyordum.
"Olur. Yarın toplantı var ama. Baban gecikecektir." Şaşkınca babama döndüm.
"Ne toplantısı?"
"Sen yokken bazı şeyler gelişti ve Yang'ların hastalık durumu kötüleşti. Kısa süreliğine sürünün başında ben varım ama en kısa zamanda, doğru bir törenle Yang'ların oğluna devredilir, Liderlik."