3 bölüm

82 2 0
                                    


Lütfen oy vermeyi unutmayınn

Ellerim ipek gibi olan saçlara gitti her tutamında olan acıyı hissettim hafif kalkarak gözlerinden öptüm "La mia ambra (kehribarım)"  diye kulaklarına fısıldadım çok zor olsada kalktım yanından son kes yeşillerimi kapalı bile olsa kehribarlarda gezdirdim buruk bir tebessümle çıktım odadan

...

Alçin
Gözlerim yorgunlukla açıldı yüzyıl uyuyup uyanmış yorgun bir ruh gibi hissettim bir an
Tüm vücudumda kol gezen bir ağrı zihnimi istila eden düşünceler
Zaman mekan kavramını yitirmiş gibiyim şuan sahi ne yapıyordum ben neredeydim o yeşil göz ..

ormanın karanlığını andıran gözler hayal mıydı?

Düşüncelerimle eş zamanlı Kapı açıldı elinde poşetle içeri addımlarken gözleri gözlerime kaydı

Bu kes kehribar rengi gözlerle bal rengi gözleri kenetlendi

Bian şasirsada istifini bozmadan ireli Adımladı

Yeşil gözleri vardı rüya mı görmüştüm..

"La mia ambra (kehribarım)"dedi kaşlarımı çattim bu yabancıya ne diyordu.

"Uyanmışsın " Diyerek devam etti bozuk Türkçesiyle

"Neden gözlerin bal rengi " sorumla kısa bian şasırsada kendini toparlayıp boğazını temizledi.

"Senin sevmediğin hiç bir şeye sahip olmak istemedim"
Bu cevab beni afallatmış onu gülümsetmiş  o yeşil gözler hayal değildi birer rüya değildi o karanlık orman

Elindeki poşeti karıştırmış içinden merhem çıkarmıştı sessizce izliyordum gözlerimi bile kırpmıyor sadece her hareketini izliyordum neden tüm her şey durmuş gibi hissediyordum.

"Kafanda şuan ne tavuklar döndüğünü biliyorum " söylemine bozuk Türkçesine kıkırdayarak "kuş ,tavuk değil " dedim bian takıldı gülüşüme gözleri oda güldü. "Ne fark eder tabuk'ta bir kuş"  diyib koca adam dudağını büzdü. Gülümseyerek "tavuk" dedim. "Bişey diyim mi ?" Söyle dedim kafamla onaylayarak "Türkçe sözlük gibisin TDK görse seninle gurur duyardı " İşte buna kahkaha atılırdı yine bozuk Türkçesiyle konuşuyordu. ama bu kes sustum gözlerimi yere dikerek gülümsedim.
"Ben niye burdayım?" Dedim ancak bu soruma şaşırmadı . yatağın önüne çöktü yukarıdan ona bakıyordum gözlerini gözlerime kenetledi ve konuşmaya başladı "Sana anlatacaklarım var ama şuan değil 'kırmızı kuş'" dedi tereddütle ama bu merakımı endişemi arttırdı.

"Neden benim niye burda olduğumu bilmeye hakkım var "

"Babanı tanıyorum " İşte bu kalbimin durmasına sebeb oldu hışımla yataktan kalktım. "Nerden  tanıyorsun ?" Dedim gözlerim titrerken ağlamama ramak kalmıştı.

"Babamın en sevdiği arkadaşı hakan çetinoğlu "  babamın adını duyar duymaz gözümden sıcak sıvı akmaya başladı. "Baban kim ?" Dedim titrek nefes alarak "sorrentino enzio" dedi kısa ve öz enzio amca aklıma düşen anılarla tebessüm ettim

"Alçin kızım" naif sesiyle enzio amcaydı bana kollarını açarak adımı seslenen

Anında koşuşturmaya başladım "yuppi enzo amca gelmiş ezno amcaa " çığlık atarak koşarak kucağına atladım hemen beni kuşlar gibi özgür hissettirmek için havaya doğru kaldırdı çok özgürdüm havada uçan kuşlar ve ben onlar gibi özgürdüm...

Aklıma düşen anılarla tebessüm ederek Gözlerimden yaşların akmasına izn verdim

KIZIL ŞARAP🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin