*Yüreği cesur olmayanın öyküsünde, aşk olmaz.*
Eve gelen tüm ağalar dağılmış ve konağa fırtına öncesi sessizlik hakim olmuştu.Kimsenin yüzüne bakmadan odama girmiştim. Zaten kimsenin yüzüne bakacak hâlimde kalmamıştı. Evlenirsem hanımağa olacakmışım, peh pabucumun ağaları ben zaten hanımağay'dım.
Odanın içinde volta atarken neler yapabileceğimi düşünüyordum. Hiç tanımadığım bir adamla evlenmem söz konusuydu. Ama adam da yakışıklıydı şimdi ona laf yok.
Yarın akşam nişan için geleceklerdi ve yüzük takılacaktı. Bu kadar çabuk olmasını hiç beklemiyordum. Hava kararmış, geç olmuştu. Üstüme geceliklerimi giyip yatağıma yattım. Birkaç dakika sonra da uyumuştum.
⛅⛅⛅
"Rozerîn giyin hayde kızım gelirler şimdi." Diyen annemle sandalyeden kalkıp sarsak adımlarla odama gittim. Üzerimdeki yorgunluğu bir türlü atamamıştım. Vakit öğleni geçerken konak içinde büyük bir telaş vardı. Evin erkekleri büyük işleri hallederken, kadınlar ise ev işleri ve yemeklerle ilgileniyorlardı.
Odama çıkarak sabahtan hazırlamış olduğum beyaz fistanım üzerime giydim. Hafif bir Makyaj yapıp bitirmiştim. Anı olarak kalsın diye aynadan kendimi çekmeyi de ihmal etmedim,
Tüm hazırlığımı bitirmiştim. Misafirlerin gelmesine de az kalmıştı, Avluya indiğimde herkes hazırlanmış ve hazırlıkların çoğu bitmişti. Avlunun kapısı çalmaya başladığında nefesimi tuttum. İşte gelmişti hayatımın dönüm noktası.
Oturanlar ayaklanmış kapıya yaklaşmışlardı. Herkes selamlaşırken ne yapacağımı bilemez bir şekilde ben de yanlarında durarak gelenleri selamladım. En başta içeri giren O'ydu. Elinde büyük bir gül buketi ve çikolata paketiyle bana yaklaştı. Alayla gülümsedim, "Bunlara hiç gerek yoktu Zinar ağa."
Elindekileri aldığımda daha çok yaklaşma fırsatı bularak dibime girdi, "Daha da iyilerine layıksın Hanımağam" dedikten sonra hafifçe çekildi ve göz kırptı.
Üzerindeki simsiyah takımla çok çekici duran Ağa'nın, göz kırpmasıyla hafifçe başımı eğdim. Elimdeki güller kızarmış yanaklarımla çokta uyumlu duruyordu.
Pek konuşamadan selamlaşma bitmiş herkes yemek masasına oturmuştu başta. Toplamda 5 büyük masa, donatılmış yemeklerle doluydu. Herkes yerlerini almış yemekler yenmişti. Şimdi ise çay ve kahve sırasındaydı.
Zinar Ağa'nın kahvesini bizzat kendim hazırlıyordum. İçine iki tatlı kaşığı tuz da eklemiştim. Tadına tad katıcağına emindim. Kahve hazır olduğunda sunum tepsisine koyarak avluya çıktım. Hiçbir şekilde ellerim titremiyor, içimde düşürecek korkusu taşımıyordum.
Kahveyi önüne koyarak, yanındaki boş sandalyeye oturdum ve kahvesinden yudum almasını izledim.
İlk yudumunda hiçbir şekilde yüzünü buruşturmadı. İkinci üçüncü derken kahve bitmişti ama Bu böyle bitemezdi. Tam kahvenin yanındaki suya uzanacakken önce davranıp bardağı ben aldım."Sana yeni bardakta gelecek su, bu benim." Dedim elimdeki suyu içerek. Berşah'a kaş göz işaretiyle suya 3-4 tatlı kaşığı tuz eklemesini söylemiştim.
Beyimiz çok sevmiş galiba tuzlu kahveyi birde üzerine tuzlu su içsin bakalım.
Berşahın elinde getirdiği bardağı gördüğümde şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Elinde kireç gibi bembeyaz olmuş bir su vardı. İçine ne kadar kattıysa artık su buğulu beyaz olmuştu. Yapacak birşey yoktu, içecekti o suyu.
Zinar ağa eline aldığı bardakla bir berşaha bir bana baktı. "Bunun su olduğuna emin misiniz?"
Kafamı salladım, "Şifa şifa, iç."
Dövme kaplı elindeki bardağı dudaklarına götürmesiyle yüzünü buruşturdu. "Tuzu basmışsın be kızım." Dediğinde kendimi gülmekten alıkoyamadım. Sessizce fısıldayarak "Ee, olacak o kadar ağam. Kız evi naz evidir sonuçta." Dedim.
Tüm suyu tek yudumda içerek masaya bıraktı. Yüzünde tek mimik oynamazken kolumla hafifçe dürterek bana bakmasını sağladım,"İyi misin?"
Kafasını salladığında artık vakit yüzük takma vaktiydi. Ayağa kalkarak yan yana durduk, büyük ağa gelerek ikimizin de eline yüzükleri geçirdi. Birşeyler söyledikten sonra kurdeleyi kesti.
Hava çokça kararmış ve geç olmuştu. Tüm herşey konuşulmuş, ve karara varılmıştı. Berzan abimle Havine çoktan yüzükler takılmıştı. Son bardaklar da içildiktan sonra herkes ayaklandı.
"Biz artık gidelim dünür, düğün de belli oldu bir hafta içinde tüm eksikler tamamlanır," bana dönerek "Kendine iyi bak gelin kızım." Dedi.
Herkes azaldıktan sonra Zinar ağa yanıma yaklaştı. Benden baya uzun olan adama başımı kaldırarak bakıyordum.
Gözlerinde şeytani bir parıldama vardı, dudakları yukarı doğru hafifçe kıvrıldı.
"Tuzlu su'nun acısını ilk gecemizde çıkaracağımdan emin olabilirsin Hanımağam."
SELAMMM🐥
Çook uzun bir aradan sonra buradayım. Biliyoruum kızgınsınız ama bölümler gelmeye devam edecek. Bu bölüm biraz kısaydı ama hemencecik atayım da fazla arayı açmış olmayayım diye yazdım.Bölüm yazmaya devam edeceğim eski düzenimiz yerine oturacak, yeni bölümler her cuma gelmeye devam edecek duyuruları panomda görebilirsiniz. Vee son olarak yorum yapmayı, yıldızı parlatmayı unutmayıın.⭐
Kitapla ilgili editlere tiktok hesabımdan bakabilirsiniz. Öpüldünüzzz💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROZERÎN
Teen FictionMardinli güzel Rozerîn'in hikayesi... "Eğer seni sevdim diye kızdıysan, sende beni sev al intikamını." "Gerçekten sevmek, fırtınalı havalarda bile birlikte yürümeyi seçmektir." Zinar ve Rozerîn'in hikayesi, zorunlu bir evlilikle başlasa da, zamanla...