12

3.1K 286 60
                                    

Tüm gece uyku tutmaması ve bir kaç gündür öğün atlamamdan dolayı vücudum yorgun düşmüştü.

Arkadaşım beni yemekhaneye sürüklerken kaçmak için delik aradığı alfayı arıyordu gözleri.
Kimse ruh eşlerini birbirinden koparmazdı özellikle böyle bir durumda ama olsun insan merak ediyordu.

Yemekhanenin önüne geldiğimizde kenardan gelen pişt sesine bakışlarımız döndü alfa bizi daha çok Jimin'i yanına çağırıyordu.

Adımlarımızı hızlandırıp yanına gittik.
Dün geceyi öğrenme fikri yorgunluğumu biraz olsun almıştı.

"Alfa."

"Omega."

Yoongi Jimin'i taklit edercesine konuşmuş ciddi olduğumuzu anlayınca da jeno'nun iyi olduğunu Mark'ın yanında olduğunu gün içinde onu görebiliceğimizi söylemişti.

Duyduklarımızdan sonra sevinçle Jimin'e sarıldım.
Gözlerim dolmuştu,en azından birileri sevdiği insana kavuşuyor diye düşündüm.

Tam gitmek üzereyken alfa Jimin ile konuşmak istediğini söylemişti o yüzden açlıktan ölen midemle beraber yemekhaneye girdim.

Kahvaltı saatlerinin sonuna doğru gelmiştik.
O  yüzden çoğu yer boştu.
Jeno'yu görebiliceğimizi öğrendikten sonra da burda hızlıca işimi bitirmek istiyordum.
Kalan kahvaltılıklardan biraz aldıktan sonra kenardaki masalardan birine geçtim kafamı kaldıracak enerjim olmadığı için elimi çeneme yaslayıp yavaş yavaş önümdekileri yemeye başladım.

Dalgın bir sekilde yemeğimle oynarken karşı sandalyenin çekilme sesiyle

"Hayırdır alfa erken salmış seni bakayım dudakların şişmiş mi?"

demem bir oldu.

Gerçi karşımda deltayı görme ihtimalim olduğu aklımın ucundan bile geçmezdi.

Dediğimle gözlerini kocaman açmış büyük ihtimalle bana merhaba demek için açılan ağzı şaşkınlıktan daha da büyümüştü.

Bakışlarımı kaçırıp utançla önüme döndüm.
Belki de kalkıp gitmeliydim.

Bir kaç dakika süren garip sessizlikten sonra delta sakin bir sesle günaydın demişti.
Bu günler sonraki ilk iletişimimizdi.

Yüzüne bakacak cesaretim yoktu.
Sessizce merhaba diye mırıldandım.

Kafasını yavaşça bana doğru eğmiş göz göze gelmeye çalışmıştı.

Kafamı kaldırıp -istemsizce de olsa- doğrudan gözlerine baktım.
Göz temasını çok seven biri değilim biriyle yalnışlıkla göz göze gelirsem bakışlarını ilk kaçıran ben olurum.

Yine öyle oldu.
Ama bu sefer oturuşumu düzeltip omuzlarımı dikleştirdim,biraz da olsa bir şeyler yemek iyi gelmişti.

Kaşlarımı  çatıp yemekhaneyi şöyle bir taradım.
Benden sonra o da aynısını yaptı.

"Boş yer bulamadım da."

Bakışlarımı o kadar boş yer var neden yanıma oturdun şeklinde algılamış olacak ki açıklama yapmak istemişti.

Ağzımı açıp Yalnış anladınız demek istesem de ilk konuşan yine o olmuştu.

"Hasta olduğunu duydum."

Kafamı yana eğip anlamamış bir şekilde ona baktım.

"Biraz yorgun da duruyorsun dikkat etmiyor musun kendine?"

Elini yan sandalyeye astığı ceketine gitti içinden küçük bir kese çıkartıp bana uzattı.

"İçinde bir kaç ilaç var kasabadan getirdiğin şifacı işe yaramamış sanırım dünden daha yorgun duruyorsun."

Cinderella Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin