Sabah pencereden gözüme vuran ışıkla uyandım. İlk başta nerede olduğumu hatırlayamadım ama sonra Ryan amcanın beni akşam onlarda kalmam için ikna ettiği aklıma geldi. Ah başım! Başım ağrıyor. Acaba uyurken bir yere mi vurmuştum? Akşam başımı vurduğumu hatırlamıyorum.Ben bunları düşünürken Ryan amcanın odaya girdiğini fark etmemiştim.
"Oh, Leah uyanmışsın! Ya da Lia diye mi sesleneyim?"
"Leah diyebilirsiniz."
"Peki Leah, kahvaltıda ne yemek istersin?"
"Gerçekten fark etmez Ryan amca. Size kalmış."
Ben aşağı inerken size biraz dışarıdaki hayattan bahsedeyim. Yaklaşık 2 sene önce İngiltere'de bir salgın ortaya çıktı. Salgın hormonlara göre; 18 yaş altındaki insanları iletişime geçtiği varlıklardan bulaşarak öldüren bir mikroptan oluşmakta. Kimin bu salgını ortaya çıkardığı hakkında bir bilgi yok.
Banyoya doğru giderken iç geçirdim. İyiki Ryan amcada kalmayı kâbul etmişim. Evde tek başıma kalmak zorlayıcı oluyor. Özellikle teyzem ile...
Eski eşi Amber teyze ile sahip oldukları çocukları Archer de burada. Annesi yaptığı bir araba kazası nedeniyle ölmüştü. Archer bana annesinden bahsedip beni güldürüyor. Sanırım gülmekten titremem hoşuna gidiyor. Archer, ela gözlere ve dalgalı kızıl saçlara sahip. Ben ise siyah saçlı ve kahverengi gözlüyüm. Onunla küçüklükten beri arkadaşız.
Archer, annesine çok benziyor. Amber teyzemi küçüklükten beri tanırım. Hatta ben doğduğumda beni ilk ziyaret edenlerden biri de oymuş. Archer sakinliğinide annesinden almış. Babasına hiç benzemiyor.
Yüzümü yıkamak için gittiğim banyodaki kapı kapalıydı. Kapıyı tıklattım.
"Dolu!"
Archer'ın banyoda olduğunu öğrendiğim için oradan uzaklaştım. Çıkmasını bekleyecektim. Zaten genelde çok durmaz.
Hemencecik çıktı ve ben girdim. Başım hâlâ çok ağrıyordu. Ağrı kesici içsem iyi olacaktı. İşimi halledip banyodan çıktım ve mutfağa gittim. Dolaptan bir ağrı kesici aldım ve tam içecekken Ryan amcanın bana seslenmesiyle irkildim.
"Leah, gelmiyor musun?"
"Geliyorum!"
Koşarak salona indim. Yemeğe başlamışlardı. Her zamanki gibi Archer'ın yanına oturdum. O sırada Ryan amca öksürdü. Ona doğru döndük.
"Çocuklar biliyorsunuz ki İngilterede'da bir hastalık yayıldı ve bu hastalık sevdiklerimizi kaybetmemize sebep oldu. Uzun zamanadır bu konu hakkında araştırma yapıyordum, bu araştırmalar sonucu bir panzehir elde ettim. Ancak bu panzehirin test edilmesi gerekiyor. Archer deneyebilirdi ama panzehirdeki malzemelerden birine alerjisi var."
Ryan amcanın ne demeye çalıştığını anlamıştım.
"Benim mi denememi istiyorsunuz?"
Başını salladı ve heyecanla konuşmasına devam etti.
" Evet- tabii sen de kabul edersen. Bu panzehir bir çok kişiyi kurtarabilir! Bir düşün, milyonlarca can kurtulacak! Sadece emin olmamız lâzım."
Başkaları için hayatımı riske atmak... Ama 17 yaşındayım, panzehir üzerimde ters etki yapabilir. Panzehirin işe yarayıp yaramadığı belli olmayadabilir. Ryan amca bir şeyler planlıyor. Bunu öğrenmem lâzım.
"Olur, denerim. Nerde buluşacağız?"
Archer şok içinde bana baktı ama bir şey demedi. Kâbul etmeme şaşırmış olmalıydı. Ryan amca gülümsedi.
"Güzel! Yarın kahvaltıdan sonra çalışma odama gel."
Hafifçe gülümsedim ve teşekkür ederek odama çıktım. Bugün de burada kalacaktım. Karnımda garip bir his vardı ama baş ağrım geçmişti. Ben bunları düşünürken içeri Archer girdi.
"Hey Arche-"
"Neden kâbul ettin? Ciddi misin Leah?"
"Neden ciddi olmayayım ki?"
"Şaka mı yapıyorsun? Daha ne olduğunu bile bilmediğin şeyi içmeyi kâbul ettin! Hem sen 17 yaşındasın , panzehirde zararlı olabilir."
Haklıydı ama bir kere kâbul etmiştim. Geri dönüşü yoktu.
"Haklısın. Ama onun bir planı olduğuna eminim. Öğrenmem lazım!"
"Umrumda değil! Yarın oraya gitmiyorsun ve vazgeçtiğini söylüyorsun anladın mı?"
Archer'e laf edemeziniz. O yüzden kâbul etmekten başka çarem yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Zehirli İntikam-
Azioneİngilterede'de 18 yaş altını öldüren yeni bir salgın. Birileri intikam istiyor ve çok gizliden ilerliyor. İntikamını almak için canını feda etmeye çalışıyor. Peki kurbanı kurtulabilecek mi?