isim

131 10 17
                                    

Yine aynı rüyalar ha.

Sadece karanlık,

Sadece sessizlik,

Sessiz bir şekilde sadece ona söylenenleri yapan o küçük çocuğa ne oldu birden?

Bahçesinde yanlız gezen, arkadaşın ve sevginin ne olduğunu bilmeyen karanlık perdenin arkasındaki çocuğa ne oldu?

O çocuk birgün kaçtı. Bir ışık buldu. Belkide hayatını değiştiren bir ışık.

Çocuk omzunda abisinin elini hissetti
"Hayır" dedi "onlar seni kandırıyor sadece. Kimse seni sevmez, kimse seninle arkadaşlık etmez, buna ihtiyacın yok. Onlar sana ihanet eder"

Çocuk ne kadar saçma olduğunu bilsede korkuyordu. Ilk defa bir arkadaşı olmuştu, ilk defa birini sevmişti.

Çocuk ölmeyi denedi ama vazgeçti.

Eğer ölürse ışık çok üzülecekti.

Çocuk ışığını üzecek kadar kalpsiz değildi.

"Lanet olsun" dedi çocuk "lanet olsun... nasıl birisinki sen? Beni kendine muhtaç bırakacak kadar kalpsizmiydin?"

Çocuk düşündü "hayır" dedi "sen kalpsiz değilsin. Benim kalbimi sen çaldın. O yüzden insanlar bana kalpsiz diyor değilmi?"

Işık sadece gülümsedi. Çocuğun ruhsuz bedeninde bir duygu oluşturucak kadar sıcak bir gülümsemeydi bu.

"Lanet olsun Gon... seni seviyorum"

.

.

.

Nasıl bi rüyaydı öyle?
Sabah kalktığımda saat 12.30 du. Öğlen demeliyim sanarım. Dün bu kadar uyuyacak kadar ne yaşandı ki? Eve gelip Gonla konuştum, ağladım, bağırdım, sonra Gonla hafif bişeyler daha içmiştik, sonra yatak odasına gittik... Ah siktir...

Yüzümde bi sıcaklık hissettiğimde kafamı yastığa gömüp güya kendimi gizledim. Tam o sırada içeri Gon girdi

"Günaydın uykucu hiç uyanmasaydın bari"

"Napiyim ya yorulmuşum sırtım ağrıyo. Yürüyebilirmiyim ondan bile emin değilim"

"Abartmasanmı canım"

"Eben abartıyo canım acıdı be"

"Özür dilerim napiyim ben kendimde değildim o zaman"

Gon yatağa oturup başımı okşadı. Bende o sırada domates gibi olan yüzümü battaniyenin altında saklamaya çalışıyodum. Amına kodumun ailesi genleri bile bana zarar.

"Bidaha içersen öldürürüm seni!"

"Aa neyle minik pençelerinlemi?"

Gonun üsten aşağılayıcı bi bakış attığını görünce iyice sinirlenmiştim

"WIIIGGGG MINIK DEĞILLER!!"

"EVEETTT"

"NAH MINIK"

Gonun kafasina yastık atmamla o an başladı.... savaş....

Yaklaşık on beş dakika süren bu savaşın bi kazananı yok yani berabere

"Tamam bu kadar oyun yeter kalk kahvaltı yapmadın daha"

"Istemiyoruumm iyiyim böyle"

"Killua kahvaltı yapmadan duramazsın kalk hadi"

"Dururuuumm"

"Killua çocuğa zararlı gel kahvaltı yap(!)"

Gonun dediğini anlamam bikaç saniye sürmüştü.

"GON ERKEĞIM BEN NE ÇOCUĞU!"

"Hehehe biliyorum"

"O ZAMAN??"

"hiiç sadece kocamın bu sinirli hali çok tatlıda o yüzden uğraşıyorum seninle"

"Aptal!"

.


.


.

"Killuaaaaa bak kapının önünde ne bulduummm"

"Ne buldun?"

Gon elindeki karton kutuyu bana doğru uzattığında içindeki yavru kediyi gördüm.

"Eve alalımmııı çok tatlıı"

Evde kedi bakabilirmiyiz bilmiyorum ama Gonun hevesini kırmakta itsemiyodum

"Tamam tamam alalım.

"Biliyodum! Şu kedi eşyalarınıda içeri alsana sana zahmet"

"Ne eşyası-"

Evet şaşırdıkmı hayır. Kapının önündeki mama poşetini ayakkabılığın önüne koyup Gonun yanına gittim

"Killuaa bu bizimle yatabilirmii"

"Saçmalama Gon biz yatıyoruz orda"

"Ama iki kedinin sığabiliceği kadar yer var. O da sende yatarız işte"

"Off peki peki"

Yatağa oturup Gonun kediyi sevmesini izledim

"Adı ne olucak?"

"A- bilmem"

"aklında bişey varmı?"

"Hmmmm çocuğumuz olsaydı adını ne koymak isterdin?"

"Ne-" yüzümün ısındığını hissettim

"Biyolojik çocuğumuzun olması mümkün değil. Ama eğer olsaydı ona vericrğimiz ismi buna verelim"

"Şimdi öyle diyince aklıma hiçbişey gelmiyo"

"Tamam o zaman bulunca ismini verelim"


Evet yardima ihtiyacım var bu ketkenin adı ne olsun 🥲

Sadece Sen /GonkilluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin