Choi krallığına, yakın olduğun krallıktan, veliaht prenslerinin kayıp olduğu haberi gelir. Bunun üzerine dört kardeş veliaht prensi ülkelerinde aramaya çıkarlar. Peki bu arama onlara nelere mal olacaktır?
- - - - -
"Deneyin lütfen, emin olun yediğin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- ☆ - ☆ - ☆ -
Gözlerimi açtığımda hava aydınlanmıştı, daha doğrusu oda aydınlamıştı. Etrafına bakındığım da odanın hala akşamdan kalma aynı şekilde durduğunu fark etmiştim...
"Uyandırdım mı sizi prensim? Sadece odayı havalandırmak için açmıştım camı, üşüdüyseniz hemen kapatayım."
"Gerek yok, zaten fazlasıyla uyumuşum. Şu gözümdekini çözebilir misin?"
"Yukarı çekip çıkarsanız, daha kolay olmaz mı?"
"Başım ağrıyor ve saçımın bozulmasını istemiyorum. Lütfen çöz şunu."
"Peki prensim, siz nasıl isterseniz."
Net olarak göremesemde generalin bana yaklaştığını görebiliyordum. Dikleştim ve yatağın kenarına doğru oturdum. O ise hafiftem eğilerek düğümü çözmüştü ve görüş açım netleşmişti.
Yüzü yüzüme çok fazla yakındı.
Dudakları...
Geri çekileceği sırada elinden tuttum ve gözlerinin içine baktım.
Yandaki masamın üzerindeki içi dolu tepsiyi aldı ve bana uzattı.
"İsterseniz rahatça uzanın öyle alın."
"Masamda yemek istiyorum."
"Peki prensim."
Yemeği komodinin üzerine bıraktı ve elini bana uzattı. Anlamayan bakışlarıma karşı öksürdü.
"Masanıza götüreyim sizi prensim."
Elinden tuttum ve ayağa kalktım, vücudum o kadar yorgunmuş gibi hissediyorum ki hareket edecek halim yoktu. General Jongho'nun omzundan tutundum ve masama doğru ilerledik.
O sırada gözüm istemsizce yüzüne kayıyordu. Yanakları o kadar pürüzsüz gözüküyordu ki saatlerce sıkılmadan oynayabilirdim onlarla. Ayrıca dudakları...
Neden bir anda bana baktı? Yoksa ona çok mu garip bakıyordum.
"Oturmayacak mısınız prensim?"
Önüme baktığımda masama geldiğimi fark ettim. Neden bu kadar kısa sürmüştü, ben daha seni izlemeye doyamamıştım general...
Beni sandalyeme oturttuktan sonra komodinden tepsimi getirip yavaşça masama bıraktı. Teşekkür ettim ve o camı kapatarak yeniden yanıma geldi.
