Choi krallığına, yakın olduğun krallıktan, veliaht prenslerinin kayıp olduğu haberi gelir. Bunun üzerine dört kardeş veliaht prensi ülkelerinde aramaya çıkarlar. Peki bu arama onlara nelere mal olacaktır?
- - - - -
"Deneyin lütfen, emin olun yediğin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- ☆ - ☆ - ☆ -
Yunho... hayatımda gördüğüm en iyi insanlardan biri gerçekten. Çok nazik, yardımsever, iyi niyetli, kibar ve bir o kadar da tatlı birisi.
Ama... benim sorumluluklarım var. Yönetmem gereken bir ülkem var. Korumam gereken bir halkım var.
Benim aşk meşk olayları için hiç vaktim yok be Yunho...
Alexa'nın dedikleri, korkutmuyor değil beni. Acıdan bahsetti, ne acısıydı bu?
'Aşkına kolayca mı ulaşmak istersin yoksa acıyla mı?'
Birimize fiziksel bir şey mi olacak, yoksa duygusal darbeler mi yaşayacağız? Belki de hiç tahmin bile edemeyeceğim bir şeydir.
- - - - - - - -
"Merhaba Mingi hyung, ben Gunil'in oğluyum. Babam biraz rahatsızlandı da bunları saraya götürmeme yardım eder misin? Babam senden rica etmemi istedi."
Duraksadım. Bugün Yunho'yu hiç görmek istemiyordum ama geçen bu saatte gittiğimizde ok antrenmanı yapıyordu...
Ama şimdi bu çocuğa yardım etmezsem de çok ayıp olacak. Neyse kaderim buymuş...
Umarım Yunho duygularım konusunda beni sıkıştırmaz.
"Peki, götürelim birlikte."
"Şu kasayı da taşıyabilir misin Mingi hyung."
"Taşırım, koy elimdeki kasanın üstüne."
"Teşekkür ederim Mingi hyung."
Saraya olan yolda hiç konuşmamıştık, Gunil hyung'un çocuğu oldukça mutlu gözüküyordu. Sabah sabah sahip olduğu bu enerjisinin sebebini çözememiştim.
Sarayın bahçesine geldiğimizde istemsizce duraklamıştım. Arkamdaki çocukta benim durmamla durmuştu. Yunho oradaydı ve ok antrenmanı yapıyordu...
İlk beni vurduğu günkü gibi... Elim istemsizce karnımdaki yaranın olduğu yere gitmişti.
Yunho tam odaklanmış ve nişan almışken gözü bana kaymıştı. Sonrasında ciddi olan yüz ifadesi değişti, sakin ama bir o kadarda meraklı gözlerle bakıyordu bana.
Okunu geri çekerek yayını yavaşça yere indirdi. General dönüp bana bakmış ve gözünü devirmişti.
Yunho hızlıca yürüyerek yanıma gelmeye başladı. İleri gitmeye çalışsam da ayaklarım izin vermedi ve olduğum yerde kalakaldım.
