Choi krallığına, yakın olduğun krallıktan, veliaht prenslerinin kayıp olduğu haberi gelir. Bunun üzerine dört kardeş veliaht prensi ülkelerinde aramaya çıkarlar. Peki bu arama onlara nelere mal olacaktır?
- - - - -
"Deneyin lütfen, emin olun yediğin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- ☆ - ☆ - ☆ -
"Hey! Ne yapıyorsun!"
"Bahçemi suluyorum, ne oldu ki?"
"Yaran hala tam olarak iyileşmedi."
"Ama ağrımıyor da, hem ben iyiyim merak etmeyin. Verdiğiniz kremde çok yardımcı oldu toparladım baya."
"Olsun, daha kaç gün oldu ki? Salı günü yaraladım seni, daha cumartesideyiz. 5 gün bile olmadı neredeyse."
"Ben iyiyim, merak etmeyin prensim."
"Olsun ver onu sen bana, sen otur şuraya."
"Olmaz prensim, ben hallederim."
"Yaralı yaralı yaptırmam sana, hayır."
"Peki o zaman."
Yan tarafa gitti ve musluğu kapattı. Neyin inadı be adam, zaten benim yüzümde böyle olman beni çok üzüyor. Bari şunu yapma be.
"Gel içeri geçelim, dışarısı buz gibi."
Yanıma geldi ve önden geçmemi işaret etti. Kolundan tuttum ve yanımda çekiştirerek onu eve soktum. içeri girince birlikte koltuğa oturmuştuk.
"Tehlike hala geçmedi galiba, yanınızda askerleriniz ile gelmişsiniz."
"Tam olarak geçti diyemeyiz, aslında kesinliği bile yok ama önlem alıyoruz işte. Hem yakında tahta çıkacağım."
"Evleniyor musunuz?"
"Tam olarak kesin değil, sadece biri var..."
"Anlatmak istemiyorsunuz sorun değil, muhabbet olsun diye açmıştım."
"Evlenmek istediğim bir var, görüşüyoruz şu an o kişiyle ama daha sormadım. Tepkisini kestiremiyorum çünkü ama tepkisinden emin olunca soracağım ve onunla evleneceğim."
"Eminim ki o kişi çok şanslıdır."
"Kim bilir."
Şanslı olduğunun farkında olman güzel en azından, her ne kadar daha beni göremesen de.
"Size yiyecek bir şeyler hazırlayayım mı prensim, ne istersiniz?"
Başladı yine şu çocuk, yaralasın zaten neyin hareketliliği bu. Zaten seni böyle gördükçe içim acıyor.
