Choi krallığına, yakın olduğun krallıktan, veliaht prenslerinin kayıp olduğu haberi gelir. Bunun üzerine dört kardeş veliaht prensi ülkelerinde aramaya çıkarlar. Peki bu arama onlara nelere mal olacaktır?
- - - - -
"Deneyin lütfen, emin olun yediğin...
"Ne için yapıyorsunuz o zaman, demiştin ya. Bunun için işte, hoşlanıyorum senden."
- ☆ - ☆ - ☆ -
22 Ekim • Pazar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- ☆ - ☆ - ☆ -
"Her şey geçen sene babamın ilginç ölümü ile başladı. Babam çok sağlıklıydı, gerçekten çok sağlıklıydı ve herhangi bir rahatsızlığı da yoktu. Aniden ölmesi ve doktorların ölüm sebebini bulamaması çok garipti. Bu işte bir terslik vardı ama çözemiyordum."
"Suikast falan düzenlenmiş olabilir mi?"
"Evet, bende öyle düşünmüştüm ama bunun tek bir yolu vardı o zaman için... o da yemeğine zehir katmaktı."
"Çalışanlardan birini ayarlamışlardır yüksek ihtimal."
"İlk başta bende öyle düşündüm ama... katil tahmin bile edemeyeceğim birisiydi..."
"Kimdi?"
"Nişanlımdı... Tahta daha erken çıkabilmek için babamı öldürmüştü."
"Ne? Yok artık!"
"Bende bunu öğrendiğim an sözde nişanlımı daha da araştırmaya başladım, sarayda yaptığı işleri öğrendim ve son öğrendiğim ile buraya geldim."
"Ne öğrendin?"
Derin bir nefes verdim. Bunu nasıl hafifleterek söyleyeceğimi bilemiyordum. Bende bodoslama söylemeye karar verdim.
"O sizi öldürmek istiyordu Yunho. Seni ve kardeşlerini. Soyunuzun devam etmesini istemiyordu."
"Ne demek soyumuzun devam etmesini istemiyormuş? Ne hakla?"
"Küçükken babasını öldürmüş baban, bu yüzden sizin krallığınıza büyük bir kin besliyormuş."
"Peki sen buna neden engel olmadın?"
"Öğrendiğim zaman çok geç kalmıştım, görevlendirdiği askerler çoktan ülkeden ayrılmışlardı."
"Peki nişanlına nasıl bir tepki verdin?"
"Bilmiyormuş gibi davrandım, yoksa iş daha da uzayacaktı. Bende aptalı oynamayı tercih ettim... diyeceğim ama asıl aptal o. Belki de hala benim ülkeye döneceğimi falan zannediyordur, yazık."
"Sen neden ülkene dönmeyeceksin?"
"Döneceğim, en kısa sürede hem de. Ama önceliğim kardeşimin tahta çıkması. Sonrasında nişanlım yetkisini kaybedecek ve kardeşim onu sınır dışı edecek. Bende rahatça dönebileceğim ülkeme."
"Hemen mi?"
"Aa ben onu ayarlamayı unuttum, limana gidip kaptanlarla konuşacaktım."
