Atınç: Özzğr dişerim (03.43) (Özür dilerim)
Atınç: Çyle dwmek istememiltim (Öyle demek istememiştim)
Atınç: Öok ksba davrandım drpil mi (Çok kaba davrandım değil mi)
Atınç: Soryn şu kş sendwn etkilenirorum (Sorun şu ki senden etkileniyorum)
Atınç: Ve birksç gecedir aklıms gelmw diye sarhoş oldcak kadae iöiyorum (Ve birkaç gecedir aklıma gelme diye sarhoş olacak kadar içiyorum)
Atınç: Gwçmişimdeki yeribden nqfret de etswm senden edeöiyorum (Geçmişimdeki yerinden nefret etsem de senden edemiyorum)
Atınç: Çpk sarjoşum (Çok sarhoşum)
Atınç: O ksdar sarjoşym ki kapınds bekliuorum (O kadar sarhoşum ki kapında bekliyorum)
Atınç: Açsab olmsz mi? (Açsan olmaz mı?)
Tutku o gece de uyumamıştı, balkonda pijamalarıyla 7. sigarasını içiyordu. Bugün 13'ünü 14'üne bağlayan geceydi, her ay olduğu gibi Tutku'nun kalbinde söndürmesi gereken kor alevler vardı.
Yine de art arda titreyen telefonuna kayıtsız kalamadı. Oturduğu sandalyede kendine çektiği bacaklarını aşağı sarkıtıp kafasını dizlerinin üstünden kaldırdı ve telefonu eline aldı. Son bir nefes nikotini içine çekerken telefon yüzünü algılayıp kilidi açtı. Sigarayı küllüğe bastırdı ve mesajlara girdi.
Gördüğü şey onu şaşırtmıştı, Atınç sürekli alkol aldığından direnci çok yüksekti, buna rağmen klavyeyi göremeyecek kadar sarhoş olmuştu. Sabah hiçbir şey hatırlamayacağına emin de olsa, aşağı indi ve o kapıyı açtı.
Sahiden de kapısında gördü onu, alnını kapıya yasladığı için Tutku kapıyı açınca sendelemişti. Tutlu refleksle koluna girdiğinde aptalca sırıttı Atınç. "Tutkuu," dedi son harfi uzatarak.
"Efendim?" Tutku'nun sesi tuhaf ve derinden geliyordu. Ağlayası vardı, yine de Atınç'ı bu gece o halde bırakmak istemiyordu. Zaten her ay 13'ü gecesi kalbi mezara dönerdi. Bir geceye iki tabut fazlaydı.
"Sen beni seviyor musun?" Atınç kendini deri koltuklara bıraktı.
"Hayır, Atınç." dedi Tutku düz bir sesle.
"Ben de seni sevmiyorum zaten. Ama çok güzelsin."
"Biliyorum, Atınç."
Atınç, Tutku'yu kayan gözleriyle baştan aşağı süzdü. Tutku bembeyaz tenli, normalde kumral ama sarıya boyalı saçları olan, 170 boylarında, sütun bacaklı ve dolgun hatları olan bir kadındı. Atınç ondan etkileniyordu. Bunu biliyordu, önünde zonklayan sertliği görmezden gelemezdi. Hele ki Tutku bordo renkteki, satenden yapılmış şortlu pijama takımını giyerken.
Atınç Tutku'nun yüzüne bakmadı, yüzü ona korkuyu hatırlatıyordu. Onun yerine boynuna baktı, oldukça zarifti. Ardından köprücük kemiğine takıldı gözleri, dolgun hatlarına rağmen fit olduğundan kemiği çıkıktı. Tutku evde sütyen giymezdi, saten askılıdan belli olan göğüs uçlarını görünce yutkundu Atınç. İyice sertleşmiş ve belirginleşmişlerdi, zaten üçgen yakalı pijama üstünden taşan göğüsleri bile Atınç'ı zorlarken o şişmiş göğüs uçlarını görmek sınırlarda dolaştığını hissettiriyordu.
Gözleri daha da aşağılara indi, ince belinde biraz oyalandı. Ardından kalçaları geliyor, hatları genişliyordu. Güzel ve yusyuvarlak o kalça... Bazen hayallerine girmiyor değildi.
Bacaklar... Atınç'ın en çok zorlandığı yer bacaklarıydı. Uzun, sütun gibi ama ince de olmayan dolgun bacaklar... O bacaklarını omzuna alıp Tutku'nun içine gömülmek istiyordu.
Tutku bıkkıntıyla ofladı. "Atınç, sarhoşsun."
"Sen de çok güzelsin."
"Hayal ettiğin şeyleri kafan bir milyonken yaşamayacağız Atınç."
"Sikeyim ya," dedi Atınç yüzünü sıvazlayarak. "Kahve mahve yok mu, ayılsam?"
"Yok kahve falan," demişti Tutku sinirle. "Ben uyumaya gidiyorum, ne halin varsa gör."
Ardından arkasını dönüp merdivenleri tırmandı. Atınç da koltukta sızmıştı.
Tutku sabaha kadar yatakta cenin pozisyonunda kıvrılmış, ağlayarak uyuyakalmıştı. İpek çarşafları göz yaşı lekesi olmuştu, Atınç sabaha karşı inanılmaz bir baş ağrısıyla uyanınca ilk işi Tutku'yu bulmak olmuştu. Öfkeli hissediyordu, sebebini bilmiyordu.
Kızın o halini görünce sebepsiz öfkesinden eser bile kalmadı. Tutku çok savunmasız ve masum duruyordu. Atınç derin bir iç çekti ve hışımla açtığı kapıyı sessizce kapatıp evden çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Nefret Ediyorum (+18)
RomansaTutku: Seni istiyorum ve bunu senden saklamayacağım Atınç Kankaya. Atınç: İlk dostum, tek düşmanım :) Atınç: Bu ne güzel bir sürpriz böyle.