Tekrardan selam. Geldim ve yazacağım. Normalde yazmayacaktım bugün ama sıkıldım ve yazıyım dedim ve şimdi yazıyorum. İYİ OKUMALAR
☁️Kerem ile yan yana yürürken sebepsiz bir sessizlik vardı. Sessizliği bozan ben oldum. "Kime gidiceğiz? Şeyy aslında senin evine gitsek bence olur. Çünkü benim evim hiç olmadığı kadar dağınık. Ama eğer sen senin evinde istemezsen benim dağınık evime gidebiliriz." Dedim. Sanki biraz duygu sömürüsü oldu. Yok yok olmadı. "Aslında bana fark etmez. Benim evime gidebiliriz. Ama biraz uzak. Ne yapsak otobüse mi binsek?" Dediğinde otobüslerden nefret ettiğimi anladım o adam yüzünden. Ona korkarak baktım. Tıpkı küçük bir çocuk gibi. "Korkma bu sefer ben seni korurum. Kimse sana bakamaz bile." Dediğinde içimde değişik bir şey hissettim. Bu çocuğa karşı bir şey hissetmiyorum dimi. Şey aslında olabilirde. Ama olmayadabilir. Peki diyelim ki ben onu seviyorum ya o. O beni seviyormu. Sevmiyordur beni belki sevgilisi vardır. Belki konuştuğu birisi. Eğer sevgilisi varsa nasıl benimle bu kadar yakın davranıyor. Galiba yok sevgilisi. Ben düşüncelere dalmış giderken Kerem öylesine etrafa bakıp otobüsü bekliyordu. Ben gerçekten bir gün cesaretimden öleceğim neden biliyormusunuz? "Sevgilin varmı?" Dedim. Bana bakmadı. Sadece etrafa baktı ve derin iç çekti. "Var dı." Dedi. Neden dı yoksa öldü mü ne ya. "Var dı çünkü aldattı. Yani aldatmış, bana şehir değiştirmeden önce havaalanında söyledi. Zaten şehir değiştirme fikrinden haberim bile yoktu her şeyi gizlice yapmış. Aldattığı kişiyle ilişki bile yaşamış tabii ben bilmiyordum. Uçağa binmeden anlattı ve gitti. Arkasına bile bakmadan. Bana veda etmeden. Beni veda amaçlı değil aldattığını söylemek için çağırmış." Dedi. Benim Emre de şehir değiştirdi. Bu arada ben size demedim ama Elif biz Emre'yle hala sevgiliyken sevgili olmuşlar. Yani bara gitmişler bayağı içmişler felan. Sonrada ilişki yaşamışlar. Şehir felan değiştirdiler. Bu konuya açıklık getirmem gerekti. " Sen Elif'i nerden tanıyordun. Yani beni gözetlemek için geleceğin zaman Elif'i nerden tanıyordun da sordun?" Soruma anında cevap verdi "Elif benim eski sevgilimdi." Çok seslice NE diye bağırdım. Şaşırmıştı. Tabi benim aklımı okuyamadigi için neden şaşırdığını bilmiyordu. "E-Elif senin eski sevgilimi?" Dedim. Evet anlamında başını salladım. "Elif benim eskiden en yakın arkadaşımdı, Emre eski sevgilim,Elif senin eski sevgilin,Emre ve Elif sevgili. Eski sevgililerimiz sevgili yani." O da NE diye bağırdı. Otobüs geldi. Bindik benim için yine basmıştı. "2 oldu borçluyum." Dediğimde sırıttı. "Ne borcundan bahsediyorsun arkadaşlar arasında borç olmaz." Dedi. "Bende sana kahve ısmarlarım." Güldü. En arkada 3'lü koltuklardan 1'i dolu diğerleri boştu. Cam kenarı ve ortası. Bana verdiği sözü tutmak için cam kenarına oturttu. Yolumuz çok uzun değildi. 10 dakikaydı. 10 dakika boyunca konuşmadık sadece arada birbirimize baktık.
☁️
Sonunda Kerem'in evine gelmiştik. Kerem anahtarla kapıyı açtıktan sonra ilk önce benim girmemi söyledi. İçeriye girdikten sonra hemen evi incelemeye başladım. Evin geneli gri ve siyah renkti ve bayağı iyi görünüyordu. Mutfağı Amerikan mutfaktı. Orası da gri ve siyahtı. Küçük bir salonu vardı. Gerçekten beğenmiştim. Hemde çok. "Bir şeyler içer misin? Yemek yer misin? Rahatına bak senin evinmiş gibi davran." Dediğinde başımı salladım. "Aslında kahvaltı yapsak iyi olacak sabah erken kalktım ve bu saate kadar hiç bir şey yemedim. Sabahtan beri bir sürü olay oldu ve bunlar acıkmamı sağladı açıkçası." Dediğimde sebepsiz yere dediğim komik geldi. "Süper o zaman. Ne yemek istersin. Ben yemek yapmayı bilmiyorum. Genelde hep dışarıdan söylüyorum." Dediğinde şaşırdım. Tek başına yaşıyor ve yemek yapamıyor. İlginç. " Dışarıdan yemek olmaz. Hep dışarıdan yemek sağlıklı değil. Ben bir pankek yapıyım birlikte yiyelim. Nasıl fikir." Dedim. Başını evet anlamında salladı. Çantamı koltuğa bırakıp direkt mutfağa gittim. Kerem'den malzemeleri bana vermesini rica ettim. Birlikte yemek yapıyorduk.
☁️
Pankek hazırdı. Masaya koyup yemeğe başladık. Kerem pankekten bir ısırık alırken ben " Burcun ne?" Diye sordum. Bir süre ağzındaki lokmayı bitirmeye çalıştı. Pankeki yutunca boğazını temizledi ve " Burcum aslan. Seninki ne?" Dedi. "Benimde başak. Pekii burçlara inanır mısın?" Dediğimde. " Burçlar bana saçma geliyor. Çünkü aslan burcu olmayan birisi bile benimle aynı özelliklere sahip onun burcunu araştırdığımızda farklı özellik çıkıyor ve söylenen özellikler yalan bilgi gibi bir şey oluyor. Ya sen?" " Benim burçlarla aram yok senin gibi. Yani saçma bulmuyorumda ilgilenmiyorum diyelim." Dediğimde başını sallamakla yetindi. "Peki en sevdiğin hayvan ne? Benimki kedi özellikle yavru." Dediğimde meraktan çatlayacağım. "Benim en sevdiğim hayvan köpek seninkinin aksine büyük köpekleri severim." (Bende abimi bu arada sjsjsjsj) neden zevklerimiz çok uymuyor. Aman neyse uymasın arkadaşların zevkleri uyacak diye bir şey yok. Yemek bitene kadar hiç konuşmadık.
☁️
ikimizin de pankeki bittiğinde bütün bulaşıkları lavaboya yerleştirdik. "Film izleyelim mi? Sever misin?" Dediğinde evet anlamında başımı salladım. "Ne tür peki izleyelim. Bana fark etmez." Dediğimde biz yemek yiyeli çok sürmüş galiba. Hava kararmaya başladı. O sırada aklıma günlerin kısalığı geldi. Ve saat epeyi geç olmaya başlamıştı. "Korku filmi senin için uyar mı?" Dedi. Ona korktuğumu söyleyemezdim. Dalga geçebilirdi. "Uyar bana sen filmi seç ben içecek felan getiriyim." O bir şey demeden koltuğa oturdu ve film seçmişti. Yabancı bir film seçip altyazı almıştı. Bende hemen içecekleri ve yiyecekleri getirdim. Onun yanına oturup filmi izlemeye başladım. Hafif tırsmaya başlamadım değil. Filmden korkmaya başladım bile. Biz uzun süre film izlerken bir anda filme daldığımda bir anda korku karakteri ortaya çıktı ve beni çok korkutmuştu. Refleks olarak Kerem'e sarıldım ve yüzümü göğsüne bastırdım. Filmi durdurdu ve bana bakıp sırıttı. "Korktun mu?" Dediğinde başımı evet anlamında salladım. "İstersen kapatabiliriz. Başka açabilirim." Dediğimde istemediğimi belirttim. Bunu izleyecektim. Sarılmayı bıraktım. Kolumu tuttu "Sarılabilirsin benim için çok sıkıntı değil. Sonuçta korktun." Dedi. Utanmıştım. Kesin yüzüm kızardı. Sarılmak istedim. Sarıldım. Filmi izlemeye devam ettik. Epey bir süre geçince mutfağın tezgah üstü ışığı ve televizyon kapanmıştı. Ne olmuştu. Hayır elektrik gitti. Bu sefer gerçekten çok korkuyorum. Bir anda çığlık attım. Kerem bana daha sıkı sarıldı. "Sakin ol Gökçe ben buradayım. Sen burda otur ben şaltere bakıp geleyim." Dediğinde "Gitme çok korkuyorum. Bırakma beni lütfen." Dedim. "Şey yapalım sen de gel kolumu tut gidip bakalım." Dedi. "Hayır bende sende gitmeyelim. Bir şey olur kesin birisi var kesin evde cin var hayır." Dedim kahkaha attı. Benim korkmam onu bu kadar mutlu mu ediyor. "Gökçe bak bana korkuyorsun biliyorum ama gidip bakmamız gerekir eğer bakmazsak geceye kadar gelmez ve daha uzun karanlıkta kalırız. Hadi gel." Haklı. Ayağa kalktım birlikte giderken mutfaktan tavanın düşme sesi geldi. Çığlık attım. "Kerem korkuyorum dur. Cin hırsız birisi var hayır. Korkuyorum." Ağlamaya başlayacaktım sanırım. Gözüm doldu. "Gökçe dur bir. Bakalım. Korkma tut elimi. Hırsız cin hiç bir şey yok evde sadece bulaşıkları düzgün koymamışızdır." Dediğinde çoktan ağlıyordum. Kerem mutfağa değilde şalterleri açmaya gitmeye devam ediyordu. Cebinden telefonunu çıkarttı ve şaltere baktı. Şalteri kaldırdı ama elektrik gelmedi. Neden gelmedi. "Neden elektrik gelmedi hala Kerem." Dedim ağlamaklı sesimle. "Sen ağlıyor musun?" Ne alaka şimdi. Başımı salladım. "Elektrik şalter atmasından olmamıştır ayrıca. Ben bir arayim neden gitmiş." Kerem gerekli kurumu arayıp konuşurken ben etrafa bakıyordum. "Elektrik gitmiş çünkü yol çalışması varmış ve 24 saat boyunca gelmeyecekmiş. Şimdi ne yapacağız. Şarjım varmış ama çok şükür." Bende telefonuma baktım. Ekranı açılmıyor. Hayır yaa. Şarjım yok ve kapanmış. "Açılmıyor." Dedim. "Ne açılmıyor Gökçe?" Dediğinde umarım fesat anlamamıştır diye dua ettim. "Telefon... kapanmış. O açılmıyor." Dediğimde "Hee öyle desene. Tövbe tövbe." Lanet olsun fesat anlamış. Neyse yapacak bir şey yok. "Şeyy saat kaç ben eve nasıl gideceğim?" Dedim. "Saat 12 buçuk. Şuan eve dönebileceğini sanmıyorum. Gece burda kalsan sıkıntı olur mu?" Nedense burada kalmak iyi olabilir. Neyse mecburen burada kalayım. "Galiba mecburum." Dedim. "O zaman sen geç benim odama. İstersen kıyafet verebilirim de." Dedi. Kıyafetlerini giyecek miyim? Neden olmasın😈. "Kıyafet dert değilde sen nerede yatacaksın. Benim yüzümden rahatsız olma. Ben koltukta yatabilirim." Dedim. "Tabiki yatamazsın. Benim rahatım bozulmaz. Kıyafet istersen dolabımdan alabilirsin. Orada pilli ışık var onuda yak korkma." Dedi. Televizyonun yanından bana bana bir mum uzattı ve cebindeki çakmakla yaktı. Bende odasına geçtim. Üzerimi değiştirdim ve yattım.
☁️
Biraz uzun oldu. İdare edin,bir de dün
Atamadım geç olduğu için kusura bakmayın.
Neyseee Hadi görüşüz kendinize iyi bakın