•Bölüm 11•

5 1 0
                                    

  İyi okumalarrr
☁️

"Gökçe hanımın ameliyatı başarı ile sona erdi. Çok zorlu bir ameliyattı. Beyin kanaması vardı ve çok tehlikeliydi ama şuan tehlikeyi atlattı." Doktorun dediklerinden sonra gözümden bir damla yaş geldi ama bu yaş mutluluktandı."Peki onu görebilecek miyim?" Dediğimde doktor başını olumsuz anlamda salladı."Ameliyatı başarlı geçmiş ve tehlikeyi atlatmış olsa bile biz 24 saat gözlem altında tutacağız. Başından aldığı bir darbe olduğu için hala tehlikesi var bu yüzden şuan yanına kimseyi alamayacağız. Yarın görme izniniz olacaktır." Dediğinde her ne kadar üzülsem de Gökçe'nin iyiliği olduğu için mecburum."Ha bide konuşmamız gereken bir durum daha var." Dedi doktor."Neden, Gökçe'ye bir şey mi oldu ameliyattayken." Dedim tedirgin bir şekilde."Maalesef ki şuan net bir şekilde bilmesekte Gökçe hanımın aldığı darbe çok riskli bir bölgede ve maalesef ki Gökçe hanım..." Doktor duraksadı."Doktor söylesene Gökçe'ye ne oldu. Doktor, söyle." Tedirginliğim sesimede yansıdı."Gökçe hanımın beyninde oluşan sıkıntılardan dolayı her şeyi, herkesi unutmuş olabilir. Ama şuan hala net değil, netleşmesi için uyanmasını beklemeliyiz." Doktorun dedikleriyle kala kaldım." Nasıl yani Gökçe, beni unuttumu. Yada diğer her şeyi unuttumu?" Doktorun olumlu anlamda saldığı başı sayesinde az önce mutluluktan gelen göz yaşlarım şimdi üzüntüden sel oldu."Peki" dedim." Unutmama olasılığı var mı?" Dediğimde doktor direkt "Tabiki var unutmamış olması çok düşük bir olasılık olsada unutmamış da olabilir. Unutmayın Gökçe hanım çok güçlü bir kadın ve unutmuş olsa bile uzun bir sürede bile olsa yeniden hatırlayacak. Hastalarımız da rastladığımız bir durum bu. Dediğim gibi unutmuş olsa bile uzun bir süreden sonra hatırlayacaktır." Doktorun dedikleri bittiğinde omzuma hafif bir şekilde vurup gitti. Bense düşmemek için oturduğum sandalyelerde duvarı izlemeye daldım."Gökçe kurtuldu." Dedim sanki yeni yeni anlamışım gibi."Gökçe unuttu." Dedim ardından ve sonra doktorun dedikleri geldi aklıma "Gökçe hanım çok güçlü bir kadın ve unutmuş olsa bile yeniden hatırlayacak." Dudaklarım da oluşan gülümsemeye engel olamadım.
                                  ☁️
24 saat gözetim  altında kalan Gökçe bugün uyanacaktı. Gözlem için odaya giren doktor tekrar çıktığında hemen doktorun yanına gittim."Doktor hanım Gökçe uyandımı ne zaman uyanacak noldu ona?" Dedim." Kerem bey Gökçe hanım hala uyanmadı ve şu anlık bir sorun gözükmüyor 24 saat içinde uyanacaktır." Dediğinde hemen "Peki onu görebiliyor muyum?" Doktor cevap olarak başını aşağı yönde hareket ettirdi. Hemen Gökçe'nin odasına gidip yanındaki koltuğa oturdum ve güzel yüzünü incelemeye başladım. Çok güzeldi peri kızı gibi. Ben onu izlemeye devam ederken yatağın üzerindeki elini tuttum ve küçük bir öpücük kondurdum. Elini bırakmadan geriye yaslandım ve yüzünü izlemeye devam ettim.

SAATLER SONRA

Ben Gökçe'yi izlemeye dalmış ve koltukta sızıp kaldığımı elimin üzerindeki elin hareketlenmesiyle uyandığımda anladım. Gözlerimi dışarıdan gelen ışık yüzünden zorla açarken onumdeki yatakta uzanan Gökçe'nin  güzel gözlerini fark ettiğimde hızlıca açtım gözlerimi." Gökçe sen uyanmışsın. Nasılsın bir yerin ağrıyor mu? iyi misin?" Ben sorularimi sıralamaya devam ederken Gökçe'nin anlamsız gözleriyle durdum. İşte o an anladım ki Gökçe unuttu." Gökçe beni hatırlıyor musun?" Diye sorduğumda Gökçe " Sen kimsin neden burdasın neden burdayım?" Sorusuyla dengemi kaybettim ve koltuğa hızlıca oturdum. Hayat o dakikadan sonra durdu. Gökçe beni hatırlamıyor. Beyninde yankılanan ses ile Gökçe' ye baktım bana bir  yabancıya bakıyor gibi bakıyordu. Her zamanki Gökçe değildi bakışları. Farklıydı, çok farklı." Sen burda dur doktoru çağıracağım." Diyerek zorla da olsa ayağa kalktım. Gitmeye yelkenirken Gökçe'nin sesi ile durmuş olan akrep yelkovan yine birbirlerini tekrardan  kovalamaya başladı çünkü Gökçe bana tekrardan "Kerem." Dedi. Hızlıca arkamı döndüm ve baktım." Gökçe ha- hatırlıyorsun. Sen beni unutmadın." Diyerek hızlıca Gökçe'nin canını acıtmadan sarıldım. Hemen koridora bakındım ve ordan geçen yaşlı bir doktora seslendim. Hızlıca odaya geldiğinde Gökçe bana bakıyordu,bende ona. Yaşlı doktor Gökçe'nin kontrolünü yaparken Gökçe gözlerini benden hiç ayırmadı. Bende arada bir doktora baksam da her defasında yeniden Gökçe'ye bakıyordum. İçimde hala büyük bir sıkıntı vardı. Sanki Gökçe'nin kalbi tekrar duracakmışta ben yeniden onu kaybedecekmiş gibi hissediyordum. Doktor kontrolünü yaptıktan sonra bana döndü "Onu yormamaya çalışın ve gerek olmadıkça da ayağa kaldirmayin onun dışında 2 güne taburcu olur. İyi günler." Dedi ve gitmeden önce tekrar Gökçe'ye dönerek "Geçmiş olsun." Ardından odadan çıkıp gitti doktor." Bana noldu Kerem?" Gökçe'nin sorusuyla yanındaki koltuğa oturup onu izledim ve ardından "Benim yüzümden..." Gökçe fazla meraklı gözlerle bana bakıyordu "Ne senin yüzünden." Dedi. Gözümden küçük bir damla yaş geldi. Gökçe hemen o yaşı sildi."Kerem niye ağlıyorsun. Ne senin yüzünden oldu. Noldu Kerem?" Gökçe her konuştuğunda yeniden şükür ediyorum Allah'a Gökçe ölmediği için." Benim yüzümden düştün ve başını hızla çarptın. Ben özür dilerim Gökçe." Ben bunları derken gözümdeki yaşlar hızla dökülmeye başladı." Kerem ağlama lütfen. Bak bana bişi olmadı. Yaşıyorum. Lütfen kendini daha çok üzme artık. Lütfen." Yeniden gözümdeki yaşları sildi Gökçe. Sarılmam için açtığı kollarına uzandım ve canını yakmadan uzunca sarıldım ona.
  
                                 ☁️
  
     Biraz geç oldu yazmam ama sınav.            haftası LGS derken yazamadım. Hadi           ben kaçarotti

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖKÇE'NİN FIRTINALARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin