Giriş

374 10 12
                                    

Merhabaaa

Yeni bir maceraya hazır mıyız?

Hazırsan let's go baby








~|~












Yine bir Pazartesi sabahı, yine bir iş günü. Alarm sesi kadar kötü bir ses varsa o da Amin.. Aminnn diye bağıran kızdır. İşe gitmekten nefret ediyorum. Ama buna mecburum çünkü, babamın kumar borcu yüzünden, lise den sonra okulu bırakıp işe başladım. İki sokak öte de ki pastane de neredeyse bir yıldır çalışıyorum. Annem, başka bir erkeğe kaçtıktan sonra İsmetpaşa mahallesine taşınmıştık. Babam çalışmak yerine hayatının olmazsa olmazlarıyla ilgilenmeyi tercih etmişti. Ne diye sorarsanız o olmazsa olmazları; İçki, Kumar ve karı kız derim. Evin ihtiyaçlarını ve diğer temel ihtiyaçları ben ve abim karşılarız. Abim bir tekel bayi de çalışıyor. 17 yaşında ki kız kardeşim Dicle ise okuyor. Ben okuyamadım bari o okusun. Onun asla çalışmasına izin vermiyorum, sadece ev işlerine yardımcı olur. Üç kardeş, annem denen kadın başka bir erkeğe kaçınca ve babam'ın pis alışkanlıkları olunca kenetlendik birbirimize. Dicle gibi yani kardeşim gibi sevdiğim bir de çocukluk arkadaşım Sena var tabii ondan bahsetmezsem olmaz.

Kıyafetlerimi giyip sonra Dicele'yi okul için uyandırdım. Hemen kahvaltı yapıp beraber çıktık. Dükkanı, her sabah ben açarım. İşe gitmeden önce yan apartman'da yaşayan arkadaşım Sena'yı bekliyorum, Bazen onun yüzünden geç açtığımızda oluyor. Hanım efendi süsüne düşkündür de. Sonunda inebildi. "Hadi hızlı ol, hemen gidelim. Yoksa Menaf dükkanı geç açtığımızı görürse canımıza okur" dedim. Menaf, dükkan sahibi  iyi biri ama dükkânı hakkında katı kuralları var. Sonunda geldik pastaneyi açtık. Ben hemen masaları temizleyip dizdim.
Sena'da  simitleri yapmaya başladı. İşim bittikten sonra ona yardım etmeye başladım. Simitler hazır oldu. Her şey bittikten sonra Menaf ve eşi Leyla geldi. Leyla bizimle arkadaş gibiydi ve çok anlayışlı iyi biri, Menaf ile öğretmenlik yaptığı okulda tanışmıştı. Alın bu bilgiyi napıyorsanız yapın.
Menaf, "aferin çalışkan kızlarıma" diye içeriye girdi. Babam'dan daha fazla kızım demişliği var.
Sonra kapı'dan Mahelleden bir çocuk geldi. "Nisa abla koş, durağın orda baban ve Emin  abi kavga" ediyor. Emin abimdi, hemen durağa doğru koştum peşimden de Sena koşuyordu.
Durağa geldiğimde herkes toplanmıştı. Aralarına girip,"ya ne oluyor, yine neyin kavgası bu" diye yükseldim. Abim, "ne olacak, yine borçlanmış, adamlar dövüp kapıya attılar. Borçların yarısını ödememiz için 2 ay süremiz varmış. Söyle abicim şimdi ben bu adamı öldüreyim mi, yoksa öldüreyim mi hmm hangisini seçersin" dedi.
Söyleyecek sözüm yoktu. Ne dese haklı, daha bir borç ödememişken üstüne yeni borç gelmesi üstelik kira,doğalgaz, su, elektrik varken. Bu adamın bize hiç mi acıması yoktu evet yok.
"Of yeter artık abi, ben gidiyorum sen bu adama napıyorsan yap" dedim ve Sena ile tekrar pastaneye doğru ilerledik. Ne diye bu adamı hâlâ evde barındırıyorsak artık.
Tekrar işin başına döndük. İki dakika sonra abim içeriye girdi. Konuşmak için beni çağırdı yanına. Gittim yanına başladı konuşmaya
"Bak abicim, zorlandığını biliyorum ama hepsi geçicek sana söz veriyorum. Hem sen demiyor muydun biz mücadeleyi bırakmadığımız sürece kaybetmek yok. Ben senin hep yanındayım her zaman sen ve Dicle için varım. Bu günlerde geçicek. Lütfen biraz sabret" dedi.
İyi ki var abim, her koşulda yanımda bize hep babalık yaptı. O olmazsa hayatımda ki herhangi bir zorluğun üstesinden kolayca gelemezdim. Onu çok seviyorum.
"Tamam abi, sen o güzel canını sıkma. Senin ve bize verdiğin emekler için daha güçlü bir şekilde yanında olucam,  merak etme" dedim. Yanağıma bir öpücük bırakıp, "tamam o zaman ben işe gidiyorum" dedi. Yolda yemesi için bir simit verdim sonra gitti.

Başım o kadar ağrıyordu ki dayanamadım akşama az vakit kalınca, dükkanı Sena'ya bırakıp çıktım. Akşam dükkânın anahtarını getirmek için eve gelecekti zaten. Eve gidip dinlenmem lazımdı, ama sürekli çalıştığım için evi toparlayamıyordum. Hemen etrafı toparlayıp her yeri Süpürge atıp hatta camları bile temizledim. Menaf sakın bu performansımı görmesin izin istedim diye kalpten giderdi.
En son babamın odası kalmıştı içeriye girdiğimde gördüğüm manzara içki bardaklarıyla doluydu. Gelen kokudan bahsetmiyorum bile, hemen şişeleri balkona koyup dizdim.
Abim tekel bayi'de şişelerin lazım olduğunu söylemişti.
Sonra kirli çamaşırları ve yatak örtüsünü makineye attım. Yeni nevresim takımları sermek için yastıkları kaldıracaktım. Yastığı kaldırdığımda bir fotoğraf farkettim. Fotoğrafta benim doğum günümde annem ve babamın ve kardeşlerimin resmi vardı. Eski günlerimiz dert ve tasanin olmadığı günler. Babam da o günleri özlüyormuş meğer, fotografları hâlâ sakladığına göre, zaten annem gittikten sonra bu hâle gelmişti. Annem, babamın eskisi gibi yakışıklı olmadığı için terk etmişti yani yazdığı notta öyle diyordu. Çalıştığı otelde ki otel sahibi'ne kaçmıştı. Babam ondan sonra kötü alışkanlıklar edinmişti. Belki bu alışkanlıklar anneme olan sevgisini unutturmak içindi, aman neyse ney sonuçta bize zarar biraz da çocuklarını düşünsünler.

Akşam olmuştu. Dicle ve Sena beraber eve geçtiler. Abim'in geliş saatleri belli olmazdı. Bir gün gündüz, bir gün gece gelirdi.
Babam ise Allah'a emanet, kimsenin evde olmadığı zamanlarda, Ahmet amca yani Sena'nın babası Sena'yı bizde kalsın diye gönderirdi.
İçeriye geçtikten sonra, Dicle ders çalışmak için odasına geçti. Sena ise, "sana bomba bir haberim var. Bu hayatımızın dönüm noktası olacak. Kabul etmekten başka şansın yok, hadi gel anlatıcam" dedi.
Merak etmiyor değilim bakalım neymiş bu hayatımızın dönüm noktası olan haber.




Merhaba tekrar dan

İlk bölüm nasıldı

Nisa'nin hayat mücadelesi nasıl pekii

Sizce dönüm noktası olan o haber neyyy

Yeni bölüm biraz dan geliyor
Hadi eywallah











💖





İllegal Suç (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin