9.Bölüm

76 3 9
                                    

Hellooo

Beğenmeyi unutmayın

İyi okumalar
















~|~
















Sabah 7.00'ydi. Uyandığımda üstümde bir yorgunluk vardı. Sebebini bilmiyordum. Hemen kalktım toparlandım Emre'ye görünmeden gitmek istiyordum.
Aşağıya sessizce ayak parmaklarımın üstüne basarak yürümeye başladım.
Emre kanepenin üstünde yatıyordu. Üstüne örttüğü ince battaniyede yerdeydi. Kapıya yönelmeden önce ona doğru gittim çünkü üstünü örtecektim. Ona ne kadar sinirli olsamda böyle bırakmak istemiyordum. Ama bu Emre ile bir daha konuşacağım anlamına gelmiyordu. Battaniye'yi yavaşça aldım üstünü örttüm. Ve arkamı dönüp tam adım atacağım sırada bileğim de soğuk bir el hissettim. Ah bu her zaman olmalı mı?

"Nereye gidiyorsun sen bu saatte" her zamankinden daha farklı, bu sefer sinirli bir ses tonu ile konuşmuştu.
"Kamp alanına gidiyorum. Bırak kolumu" dedim sert bir şekilde. "Boş konuşma geç yerine delirtme insanı" dedi.
Emre'nin ani ruh değişimlerine yetişemiyordum.
"Sanane, nerede kalıp kalmayacağımı sana sorucak değilim. Dün yardım ettin eywallah şimdi çekil" dedim. Sonra kapıdan hızlıca çıktım. Geldiğimiz yöne doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Bu sefer gerçekten kararlıydım. Emre'nin bana bir oyuncak gibi davranmasına gelemem. İstediği zaman başkaları ile samimi olan, ben başkası ile samimi olduğumda beni bir yerlere götürüp, öpmeye başlayan ve hiç bir şey olmamış gibi davranan bir erkek istemiyordum.

Hızla geldi tekrar kolumu tuttu ama bu sefer daha sert bir şekildeydi.
"Ne laf anlamaz bir kızsın. Bu saatte bilmediğin yolda tek gidecek kadar aptal değilsin dimi" kızgın bir şekilde bağırdı..
"Evet aptalım başka bir şey yoksa şimdi çık önümden" dedim ve tekrar yürümeye devam ettim. Bu sefer arkamdan gelmemişti evet bu hareketi beni bir tık Korkutmuştu. Çünkü sabahın köründe bilmediğim bir yolda tek gidecek kadar apatldım.
10-15 dakika sonra karşıma üç yol ayrımı çıkmıştı. Şimdi ben sağ dan mı, sol dan mı yoksa direk düz mü ilerleyecektim.
Ah Nisa ne diğe bu kadar inat ediyorsun ki zaten kalsaydın beraber dönecektiniz zaten. Of büyük bir salaklık etmiştim.
Düz gitme kararı aldım ve yürümeye başladım.
Bulunduğum yönde, sağ tarafımda kalan ağaçlık bir kısımdan ses gelmeye başladı. Aniden bir çığlık attım. Kim var orada diğe bağırmaya başladım.
İki üç adım geri attıktan sonra sesler daha da yükselmeye başladı. Ve ağaçlık kısımdan 35-40 yaşlarında olgun, boyları benden bir kaç cm. uzun olan iki adam çıktı. Yutkunmaya çalıştım tüylerim diken diken olmuştu. Çok korkuyordum acaba bana zarar verirler mi diğe düşünmeye başlamıştım.
Sonra cesaretimi toplayarak konuşmaya başladım.
"Kim siniz" korkuyla söylediğim tek kelime, ağzımdan sadece bu çıkmıştı.
Adamlardan en uzunu olan cevap verdi.
"Asıl sen kimsin yoksa ormana gelip iş gören kızlardan mısın?" Diğe sordu.
İş gören kızlar derken neyden bahsetmişti. "Anlamadım, ne demek istediniz" içimde korku hissi çok yoğundu. Bir tarafım arkana bakmadan koş, diğer tarafım ise koşarsan peşine düşerler diyordu. Ama burada kalırsam da üstüme doğru yürüyüp bana zarar verebilirlerdi. Emre, Lütfen bir mucize yap. Çık gel diyordum içimden.
Adam tekrar konuşmaya başladı.
"Anlasana içte yavru Ceylan, biz her gün bu ormanda kızların inleme sesiyle uyanıyoruz. Ormanı hiç iyi niyetler için kullanılmıyor" yüzünde iğrenç bir gülüş ile arkadaşına imalarda bulunarak bu cümleleri kurmuştu. Şimdi demek istediğini daha iyi anlıyordum. Ve niyetlerini açıkça ortaya koymuşlardı.
"Yok, hayır ben o kızlar dan değilim. Eşim ile bir kaç dakika ileride olan dağ evinde kalıyorum. Biraz odun toplamak için çıktım. Eşim de şuan buralardadır". Aynen yaz günü odun toplayacaktım. Kendi mi en iyi şekilde bu yalanla korumalıyıdım sözde eşim olan adam çıka gelse hiç fena olmazdı bence.
"Gel biz seni götürürüz kocana gel" dedi diğer adamlardan biri sinsi bir şekilde tebessüm ederek.
"Hayır istemiyorum ben kendim giderim" dedim ve hızla geldiğim yönden geriye doğru ilerledim. Adam, arkamdan hızla gelip iki kolumu tuttu. Diğeri ise bacağımdan tuttu. Ormanın içine doğru saptılar. "İmdat yardım edin kimse yok mu? Bırakın beni. Emre, Emre" diğe bağırmaya çalıştım. Ama kendi sesimden başka hiç bir şey yoktu. Çırpınmalarım cevapsız kalmıştı. Emre yoktu, bana yardımcı olucak hiç kimse yoktu. Ben öylece iki pislik insanın elleri arasında hiç bilmediğim bir yere doğru götürülüyordum.

İllegal Suç (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin