8.Bölüm

151 3 10
                                    

Merhaba

İyi okumalar

Beğenmeyi unutmayın












~|~













Sabah uyandığımda Sena çoktan kalkmıştı. "Hadi kalk kahvaltı için çağırıyorlar" dedi. Kalktım hem şık, hem rahat bir kombin giydim. Sabah regl olduğumu farkettim. Kampa gelmeden önce olmuştum. Ama düzensiz olduğu için yine olmuştum. Tek sıkındım dayanamayacak kadar ağrılı geçmesi. Ağrısı yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Hazırlandık servise doğru gittik. Kahvaltı ormanın içinde büyük bir masada olacaktı. Bunun için grup seçimini ertelenmişlerdi.
Servise binmiştik. Yola çıkarken Sena'ya dün yaşananları anlattım. Efe'nin bacağında yattığına çok şaşırmıştı. Çünkü onu bacağına koyan Efe'ydi.
Sena'ya ciddi ve gayet kararlı bir şekilde konuşmaya başladım.

İkisinin hislerinden emin olana dek ikisine karşı herhangi bir duygu beslemicektik. Tamam bu zor olabilir. Ana mecburduk çünkü içimden bir his bizimle oyun oynadıklarını söylüyor. Kendim ve arkadaşımın iyiliği için bunu yapmam gerekiyordu. Zaten Sena her konuda beni dinleyen destek çıkan biriydi. Sorgulamadan kabul etti.
Sonra abimi aradım. Durumlarını sordum. Bana "yarış ne olursa olsun sen eğlenmene bak. Bir aylık süreyi tatil gibi geçir" dedi. Canım abim sırf onun için bu yarışmayı kazanmalıydım.

Kahvaltı alanına gelmiştik. Sena ile birlikte bizim servisin rehberini takip ettik. Kahvaltı alanına geldiğimde farklı bir masa vardı. Görevliye "bu ne için" diye sordu erkeklerden biri. Görevli "Emre ve Efe beylerin yeri. Aynı zamanda diğer patronların" dedi.
Sonra Emre'nin arabası geldi.
Servisçilerin yanında park etti. Arabadan Efe indi sonra Emre ve samimi bir şekilde ismi Bahar olan kız arabadan indiler. Bu kız her bokun içinde çıkıyor. O kızla bu kadar samimi iken gelip bana yanaşması sinirimi hoplatıyor. Hemen Sena'ya, "sakın bakma asla muhattap olma" dedim. Karnımın ağrısı zaten beni öldürüyordu, yani benim derdim başımdan aşkındı. Şuan Emre'yi düşünmezdim. Kafamızı telefona gömdük. Sadece telefonla uğraşmaya başladık. O sırada kahvaltı kuruluyordu. Ben artık dayanamadım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Sena, "çantamda ağrı kesici var. Kahvaltını yap ilaç iç" dedi. "Yapamam kahvaltı çok acıyor" dedi. O sırada yanımda bir çocuk, "pardon konuşmalarınıza kulak misafiri oldum. Eğer bir sakıncası yoksa size kahvaltı yedirebilirim" dedi. Bana garip gelmişti ama iyi fikir görünüyordu. Sena'ya dönüp "ne dersin" dedim. "Bir sakıncası yok" dedi. Kabul ettim. Ellerim karnındayken o çocuk da benim ağzıma yavaşça yemek veriyordu. Sena kulağıma yaklaşıp "Emre sana bakıyor" dedi. "Sen bakma" dedim. Tekrar çocuğa döndüm. Hepsini bana yedirtmişti. Dayanamayıp sarıldım. Teşekkür de ettim. Çünkü bebek mişim gibi ilgilendi benimle. İsmini sordum. "Hakan" dedi. "Bende Nisa tanıştığıma memnun oldum" dedim.

Ama benim karın ağrısı hâlâ durmuyordu. Ortamın sessizleştigi bir anda görevlilere "lütfen su verir misiniz? İlaç içmem gerekiyor" dedim. Emre bana bakıyordu. Aklından geçenleri merak etmiyor değildim şahsen. Görevli su verdi. Sena dan ilaç alıp içtim. Sena tekrar bana "Emre sana bakıyor" dedi. Emre'ye baktığımda Bahar onu öpüyordu. Artık bu manzaraya dayanamıyordum. Karın ağrım zaten ağırlaşıyordu. Ormana doğru yürümeye başladım. Herkesten uzaklaştıktan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladım. Sırf bu ağrıyı çekmemek için yumurtalıklarımı aldırabilirdim. Artık bir süre yürüdükten sonra dayanamayıp yere oturdum. Sinir ve ağrıdan karnımı yumruklamaya başladım. Kıyafetlerim kan olmuştu. Hüngür hüngür sesli ağlamaya başladım. Sonra biri ben farketmeden yüzümü tuttu. Emre'ydi yüzümü ellerinin arasına almış "sakin ol Nisa. Yeter zarar veriyorsun kendine" dedi. Neden ağlıyorsun diye sordu endişeyle.
Ellerimle bileklerini tutarak "Emre karnım çok ağrıyor. Ölmek istiyorum" dedim. "Şşşt öyle deme" dedi. Ve başımı göğsüne koyup sakinleştirmeye başladı. "Regl misin?" diye sordu. Sadece başımı salladım. Eline telefonunu aldı. Aradığı kişi Efe'ydi.
"Efe kimseye farkettirmeden arabayı ormanın çeşme kısmına getir" dedi. Sonra beni ayağa kaldırdı. Arkamın kan olduğunu görmüştü ama bana söylemedi. Ceketini çıkardı belime bağladı. Sonra beni kucağına aldı. Geldiğimiz yere Efe bir dakika sonra geldi. Arabaya bindik sürmeye başladı. Konuşacak kadar gücüm dahi yoktu. Bir tesisin önünde durduk. Arabadan indi. 5 dakika sonra poşetle döndü. Poşeti arkaya atıp tekrar direksiyonun başına geçti. Gaza bastı. Geçen geldiğimiz dağ evine geldik. Beni kucağına aldı eve girdik odaya doğru götürdü. Beni yatağa yatırdı. Sonra üstümü çıkardı. "Emre çıplak mı kalıcam" dedim. "Daha önce yapmadın mı?" dedi. Sanırım bakire olup olmadığımı soruyordu. "Hayır yapmadım. Daha önce vücudumu hiç bir erkek görmedi" dedim. Şaşırmıştı "ilkin mi olucam" dedi. Sonra yüzüme doğru yaklaştı "ilk ve son" dedi sonra göz kırptı.. Tam konuşacağım sırada karnıma bir sancı girdi. "Ahh!" diye bağırdım ve tekrar ağlamaya başladım. "Tamam geçti sakin ol" dedi. Sonra üstümde ki gömleği çıkardı. Sonra cropumu pileli shortumu çıkardı karşında iç çamaşırıyla duruyordum. Önce sütyenimi sonra külotumu yavaşça çıkardı. Utandığım için bir elimi göğsümü diğer elimle vajinamı gizliyordum. Kulağıma doğru eğilip "utanma güzelim" dedi. Sonra beni banyoya doğru götürdü. Duşa soktu oturdum yere. Sonra sıcağa yakın ılık su açtı. Sırtımı yaslayıp sadece keyfini çıkardım. 5 dakika sonra Emre geldi. Çıplaktı sadece boxer la girdi duşa. Belimden tutup kaldırdı. Yere baktım hepsi kandı. "Emre yere bakma lütfen" dedim. "Tamam güzelim sorun etme" dedi. Sonra "sarıl bana kayıp yere düşme" dedi. Sıkıca sarıldım. Duş başlığını alıp sırtıma doğru götürdü. O kadar rahatlamıştım ki sadece göğüsüne yaslanıp keyfini çıkardım. Sonra beni oturttu. "Sen biraz daha burada dur ben giyinmeye gidicem" dedi. "Tamam" dedim oturdum. 10 dakika sonra geldi. Sadece shortla geldi beni kucağına aldı havluya sardı. Yatağa doğru götürdü. Odaya geldiğimde her şey toplanmıştı. Beni yatağa oturttu sen giyin birazdan geliyorum dedi çıktı. Yatakta kullanılmamış iç çamaşırı, yeni ped, ve siyah eşofman, oversize t-shirt vardı. Önce iç çamaşırını giydim. Ped taktım. Eşofman giydim. Sonra Emre geldi elinde bir sürü çikolata ve kahve vardı. Gülümseyip "tam da ihtiyacım olan şey" dedim. Gülümsedi. Ona sütyenimi takmasını istedim. Taktı, t-shirt'ümü giydim. Saçımı kuruttu. Sonra yatağa geçtim verdiği kahveyi içtim. Yatağa o da uzandı. Beni üstüne çıkardı. Üstünde uzandım. Başımı göğsüne yasladım. Sırtımı örttü ve masaj yapmaya başladı.
Çikolata yiyerek uyumaya başladım. Emre bana bir Hızır gibi yetişmişti bu iyiliğini asla unutmayacaktım.

İllegal Suç (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin