The Wall Between Us (texting+düz yazı)

The Wall Between Us 37. Bölüm

Kim Taehyung

"Kucağıma gel."

"Ne!?"

"Beni duydun Taehyung, kucağıma gel."

                                        . . .

Tüm herkesin bakışları üzerimizdeyken en çok beni geren bakış Bay Jeon'un bakışları olmuştu. Bana babasının önünde kucak teklifi etmişti ve bir cevap vermemi beklemişti. Bakışlarım Bay Jeon'a kaydığında yüzündeki sırıtmayla kızarmıştım. Yavaşça Jungkook'a baktığımda kaşları alayla havalanmıştı. "Hadi aşkım herkes bizi bekliyor." dediğinde sinirle tebessüm etmiş ve ona 'eve gittiğimizde sıçtım ağzına' bakışlarımı göndermiştim. "Peki.." diyip sustuğumda zafer gülüşünü yüzüne yerleştirmişti.

Bay Jeon'un karşısında, Yoongi Hyung'un hemen yanında olan koltuğa oturmuş ardından beni de belimden kavrayıp kucağına çekmişti. Utana sıkıla bakışlarımı yere indirdiğimde araç hareket etmeye başlamıştı. Sessiz geçen yolculuk ne kadar sürerdi kestirememiştim. Ancak içimden şöföre ana avrat bacı sövdüğüm kesindi. Aptal adam tümseklerden hızlı geçtiği için istemsizce Jungkook'un kucağında zıplamış oluyordum. Neyse ki herkes telefonlarına odaklanmıştı. Jungkook kulağıma yaklaşıp fısıldayınca gözlerimi büyütmüştüm.

"Immhh Taehyungiee evde de zıplamaya devam edeceksin bunu biliyorsun değil mi?"

Şaşkın bakışlarımı omuzum üzerinden dibimdeki Jungkook'a gönderdiğimde pişkin pişkin sırıtmaya başlamıştı. Aniden savrulan arabayla Jungkook'a sürtünmüş ve refleksle ellerimi boynunda birleştirmiştim. "Sikeyim!! Taehyung neden sürtünüyorsun?" diye bağırdığında daha fazla utanmamak için bende sesimi yükseltmiştim. "Tanrım ne diyorsun Jungkook!? Arabayı nasıl kullandığını görmüyor musun?" gözlerini sıkıca kapatıp sakinleşmeyi beklemişti. Aradan geçen 10 saniyenin ardından gözlerini açmış ve saçlarımı geriye doğru itip yanağımdan öpmüştü. "Özür dilerim bebeğim, haklısın." demişti. Anında bakışlarım yumuşarken Hobi bağırmıştı.

"Aman Tanrım arabanın tavanındaki kalpleri görebiliyor musunuz!?!?" bir saniye ciddi kalamıyordu. Araçtaki herkes gülmeye başladığında -ki buna Bay Jeon da dahil- somurtmuştum. Biricik sevgilim Jungkook da tavşan dişleriyle güldüğünde yüzümdeki tüm gergin kaslar gevşemişti. Çok güzel gülüyordu.. eğilip gülüşünden öptüğümde gözlerini yüzüme çıkamıştı. Gözlerinde sakladığı galakside kaybolurken dudaklarımda bir tebessüm belirmişti.
Bol zıplamalı bir yolculuğun sonunda eve vardığımızda derin bir nefes almıştım. Hepsinin inmesini beklemiş sevgilimin kucağından kalkmamıştım.

Jimin dönüp bize baktığında yapmacıktan gülümsemiş ve "siz gidin geliyoruz biz şimdi." demiş ve onları gönderip sevgilime dönmüştüm.  "Aşkım iyi misin?" diye sırıtarak sorduğumda neyi ima ettiğimi çok iyi biliyordu. "Bu bir sex teklifi mi? Aşkım." diyerek sırıttığında keyifle başımı geriye atmıştım. "Nereye çekersen.." dediğimde alaycı sesiyle "senin çekmeni tercih ediyordum oysa." dediğinde arsızca sırıtmaya devam etmiştim. Boynundaki ellerimi vücuduna sürterek şişmiş penisine getirdiğimde okşayıp sıkmıştım. Yaptığım bu harekete karşın aldığım yüksek sesli inlemeyle gülümsemiştim. Eğilip dudağına bir buse kondurduğumda şöföre seslenmiş ve mesaisinin bittiğini söylemişti.

"Jungkook.."

"Sevgilim?"

"Babanla konuşmak istiyorum."

"Ne hakkında konuşmak istiyormuş bakalım  babamla benim sevgilim?"

"Babamı."

derin bir nefes verip konuştuğumda Jungkook'un az önceki arsız bakışları gitmiş yerine ilgili erkek arkadaş bakışları gelmişti. "Bak güzelim, konu hakkında hiçbir fikrim yok ama belli ki seni bir şeyler üzüyor. Tabiki babamla konuşabilirsin istediğin zaman ama unutmaki seni her koşulda sevip destekleyeceğim. Yaraların mı kanıyor? Öyleyse sana yara bandı olacağım." dediğinde gözyaşlarımı daha fazla tutamamış ve başımı yavaşça eğip ağlamaya başlamıştım. Ellerimi yüzüme götürüp başımı göğsüne yaslamış ve ağlamaya devam etmiştim. O ise bu sırada bana sarılıp saçlarımı öperek şarkı mırıldanıyordu.