The Wall Between Us 16. Bölüm

425 36 32
                                    


Jeon Jungkook

Taehyung birden yatmış ve kendini uykuya hazırlamaya başlamıştı. Aslına bakılırsa şuan gerçekten aşırı tatlı görünüyordu.. birden nasıl olduğunu bile anlamadan yanına uzanmıştım. Gözlerini hafifçe aralamış ve kahvelerimizi buluşturmuştu. Aramızda santimler vardı ve ben onun hızlanan kalp atışlarını duyabiliyordum. Bu benim gülümsememe sebep olmuştu. Bunu gören Taehyung da hemen kapatmıştı gözlerini..

Kulağımı delip geçen kuş sesleriyle gözlerimi açmıştım. Tanrı aşkına kuşlar ne zamandan beri bu kadar rahatsız edici olmuştu ki. Yerimden doğrulmaya yeltenmiştim ki belime dolanan kollar ve bacaklarımı kavrayan bacaklarla geri yatmıştım. Tamam Jungkook sakin ol, sadece gece uyurken farkında olmadan sarılmışsınız. Eğer şimdi yatmaya devam edersem uyandığında her şeyi yanlış anlayabilirdi. Ama isteğimde bu değil miydi zaten? Yanlış anlarsa iddiayı kazanma ihtimalim artmış olurdu.

Hemen kendimi daha çok Taehyung'a yaklaştırmıştım. Benim kıpırdanmamla o da kıpırdanmış ve başını boynuma gömmüştü. Yumuşacık saçları yüzüme dağılırken aklıma sadece iddiayı getirmeye çalışmıştım. Çünkü aksi olursa bunun sonu da diğerleri gibi bitecekti. Ne kadar erken uyanıp fark ederse o kadar iyi olurdu benim için. Elimi saçlarına atmış ve okşamıştım. Ellerini belimden göğsüme kadar sürtmüş ve yavaşça başını kaldırmıştı. Zorla açtığı sol gözüyle olayları kavramaya çalışıyordu.

"Günaydın güzelim."

Alelacele üzerimden kalkmış ve ellerini saçlarına geçirmişti. "Tanrım! Üzgünüm Jungkook seni rahatsız etmiş olmalıyım. Gerçekten özür dilerim.." heyecanla karışık hızlı soluklarla konuşmuştu.

Artık iddiaya odaklanmalıydım. Bir an önce bitmeliydi bu saçmalık. "Ahh saçmalama güzelim ne özürü? Hayatımda geçirdiğim en güzel geceydi. Senin kokunla uyumak tıpkı cennetteymiş gibi hissettirdi bana.." dudağının kenarını ısırarak bakışlarını yere indirmişti. Yavaş yavaş kızaran yanaklarından utandığını anlamak çokta zor olmamıştı. "Ahh Taehyung şuna bak minicik kaldın!"
Ben keyifle gülerken o daha da küçülüyordu karşımda.. etrafa yayılan insan sesleriyle diğerlerinin de uyandığını anlamış ve üzerimi giyinme kararı almıştım.

Aniden çıkardığım tişörtüm ile Taehyung'un gözleri büyümüş ve ağzından küçük bir çığlık kaçmıştı. "Aman Tanrım ne yapıyorsun Jungkook? Daha gözlerimi kapatmamıştım!" gerçekten bir çocuk gibiydi. "Kapatma.. ilk defa mı yarı çıplak bir insan görüyorsun?" sinirle bakan gözlerini gözlerime çıkarıp söylenmişti. "Aynı şey mi Jeon!?" Bu sefer soyadımla seslenmişti. "Jeon mu?" Jungkook'a ne olmuştu? "Evet Jeon? Bu değil mi ismin?" onun kaşları havalanırken benim yüzüm düşmüştü.

"Haklısın.. bu."

Hemen üzerimi değiştirmiş ve eşyalarımı toplamaya başlamıştım. O sırada Taehyung da giyinmişti. O da tıpkı benim gibi eşyalarını toplamış ve hazır olmuştu. Çadırın fermuarını açtığımda dışarı çıkmıştık. Herkes yavaş yavaş toplanmaya başlanmıştı. Taehyung'u bırakıp RapMon'un yanına gitmiştim. "Günaydın RapMonie" düz bir sesle "Sana da." demişti. Bu da neydi böyle? Bir insana bir şeyi karşılık olarak söylerken başını söyleyip devamını getirmemek sinir bozucu geliyordu bana. "Ney bana da?" sinirli çıkan sesime karşın bana dönmüş "sana da günaydın Jungkook." demişti. Ahh Tanrım bugün herkesin nesi vardı? Biri Jeon der, biri Jungkook der.. evet bunlar benim ismim ve soy ismimdi ancak bunlar bana sesleniş şekilleri değildi.

"Dün gece beni neden içeri almadın Jungkook?" kaşlarını çatarak sorduğu soruyla ağzım şaşkınlıkla açılmıştı. "Sakın bana bu yüzden kızdığını söyleme!" eğer sebebi buysa cidden buraya oturup ağlayabilirdim. "Tanrı aşkına başka ne olabilir ki!? Seninle hiçbir sorunum yok. Sadece Taehyung'u görmek istemiştim.. iyi geceler diyip gidec-" yine sinirlerim bozulmuştu. "Sana inanamıyorum. Git Taehyung orada, iyi geceler diyemedin ama günaydın diyebilirsin.." yanımıza gelen Yoongi ile ikimiz de susmuştuk. "Bu ne ciddiyet lan? Gören sanar gezi yerine cehennemin dibine getirmişler.." ağzımın içinden "pek de bir farkı kalmadı zaten." demiştim. Ama fazla sessiz söylemediğim için duymuşlardı.

The Wall Between Us (texting+düz yazı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin