The Wall Between Us 18. Bölüm

404 40 145
                                    

Arkadaşlar bu bölüm yetişkin içeriklidir eğer rahatsız olacak olan varsa bu bölümü okumadan 19. bölüme geçmesi iyi olur. Bu arada ilk defa böyle bir şey yazıyorum o yüzden utancımdan diri diri gömüldüm yani.. kıymetini bilin ficimin🥲

Jeon Jungkook

Gün bitmiş ve biz tekrar kamp alanına dönmüştük. Herkes eşiyle çadırlarına ilerliyordu ama ezik etrafta yoktu. Onu beklemeden çadıra girmiş ve üzerimi değiştirmiştim. Çantamdan çıkardığım atıştırmalıkları yemiş ve açlığımı dindirmiştim. Hava birazdan kararırdı, çok kalmamıştı güneşin batmasına.. gökyüzü çok güzeldi, hava çok güzeldi, ortam çok güzeldi ama bir şey eksikti işte. Kim Taehyung.. bizim biricik eziğimiz. Ne olacaksa bu gece olacak, artık bu iddiayı bitirecektim. Beden hocasının yanından başı eğik bir şekilde gelen ezik görüş alanıma girdiğinde ufaktan hazırlanmıştım. Çadıra girmiş ve beni görmezden gelmişti. Normalde hayatta yapmayacağı bir şeyi yapıp tişörtünü soymuş ve esmer tenini gözlerimin önüne sermişti.

Yavaşça yerimden doğrulmuş sakin adımlarla yanına yaklaşmıştım. Kollarımı ince beline dolayıp, yüzümü ensesine bastırmıştım. Kokusunu içime çekerek "özür dilerim.." diyerek mırıldanmıştım. Hiçbir şey söylememiş hiç bir tepki göstermemişti. Tekrar dudaklarımı aralayıp konuşmuştum. "Lütfen konuş benimle Taehyung, şu an en çok seni dinlemeye ihtiyacım var. Kırıcı bile olsa benimle konuşamaz mısın..?" Belindeki kollarımı gevşetip yüz yüze gelmemizi sağlamıştı. Gözlerimin en derinine bakarken fark etmiştim kızaran ıslak gözlerini..

"Neden Jeon? Bunu bana neden yapıyorsun? Sanki bilmiyor musun, görmüyor musun, anlayamıyor musun? Tüm okul biliyor Jungkook! Tüm okul benim sana olan aşkımı biliyor ama sen hala bilmiyorsun. Belki de bilmek istemiy-" daha fazla konuşmasına izin vermemiş ve kendimi dudaklarına bastırmıştım. Öpmüyordu.. o öylece beklerken ben alt dudağını kavramış ve onu öpmeye başlamıştım. Ağzıma gelen tuz tadıyla gözlerimi açtığımda karşımda asla ağlayan Tae beklemiyordum. Bu görüntü kendimden nefret etmeme sebep olsa bile artık bu iddia bitmeliydi.. dudaklarından ayrılıp ellerimle gözyaşlarını silmiştim. "Ağlama küçüğüm, senin gözünden düşen her bir yaş benim kalbimde korlanan bir ateş.. yakma daha fazla canımı." dudaklarına fısıldayarak sarfettiğim kelimelerimin ardından bu sefer o dudaklarıma kapanmıştı. Sert ve tutkulu bir şekilde öpüşürken ellerim onun vücudunu keşife çıkmıştı. Nefessiz kaldığımızda ayrılmış ve alnını alnıma dayamıştı.

"Artık gör beni Jeon.. her şeyi gören sen, beni aylardır göremedin. Ben senin için yanıp tutuşurken bana kutsal sevgini çok görme.."

Burnumu boynuna bastırmış ve kokusunu içime çekip minik öpücükler bahşetmiştim esmer tenine. Başını yukarı kaldırarak bana daha fazla alan açmıştı. Bir yandan boynuna izlerimi bırakırken diğer yandan belini okşamıştım. O ise sanki bunu bekliyormuş gibi hemen kollarını boynuma dolamıştı. Belki burası yeri değildi ama ona tam şu anda, burada sahip olacaktım. Yine babam olacaktım bu gece.. sağ elim belinden bacağına doğru kaymış ve baldırlarından tutarak tek bacağını kaldırmıştım. Ben onun bacağını okşarken o ise sessizce inliyordu. Onun derin sesiyle inlemesi beni daha da tahrik ederken tamamen kucağıma almıştım Taehyung'u. Bacaklarını vücuduma dolamış ve dudaklarımı kavramıştı. Bir yandan öpüşürken bir yandan zemine çökmüştüm. Hala kucağımda sevgiye aç bir çocuk gibi dudaklarımı öperken yavaş yavaş bana sürtünüyordu. Nasıl olabilirdi, nasıl hem aşırı tatlı olup hem de onu delice arzulamama sebep olabilirdi? Sürtünmesi sertleşmeme sebep olunca onu zemine yatırmış ve üzerindeki yerimi almıştım. Dudaklarından ayrılarak çenesinden boynuna doğru bir yol çizmiştim öpücüklerimle. Boynunu yalayıp, ısırırken kendinden geçmiş gibi inlemişti. Her inleyişi sızlamama sebep olurken boynundan aşağıya doğru bir yol çizmiştim dilimle.. o ise sadece altımda inleyerek kıvranabilmişti. Dilimi göbek deliğinin etrafında çevirmiş ve tekrardan yukarıya doğru yönlendirmiştim. Ellerini saçlarıma daldırmıştı.

The Wall Between Us (texting+düz yazı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin