BÖYLE SEVER 2 (SUÇ MAHALLİ) 1.BÖLÜM

354 13 3
                                    

"Şehrime bir gelmeye gör. Her virane saray olur. Beni tekrar sevmeye gör, mapushane cennet olur..."

Kahraman Deniz- Suç Mahalli

"Hangi kitapta yazılmış aşkın zora yenildiği?"

Şimşekler çakıyordu. Bütün gökyüzü sisliydi. Havada kan kokusu vardı, yağmur kokusunu bastırıyordu kan kokusu. Yağmur seslerini kesiyordu çığlık sesleri...

Bir doksan boyundaki adamın öyle gözü dönmüştü ki, herşeyi yok ediyordu. Nefes alanı diri diri toprağa gömüyordu! Bu soğuk havada gölde boğarak infaz ediyordu adamları!..

Kerem Kara.

Öfkesi, yüzündeki merhametsizliği hiç geçecek gibi durmuyordu. Öyle alev saçıyordu ki etrafına, öyle yangınla bakıyordu ki...

"Şunu da alın!" diye haykırdı Kerem ağacın önündeki elleri bağlı, dizlerinin üzerine çökmüş adama bakarak. Adam ayağa kalkıp kaçmaya çalıştı ama başaramadı. İki adam hızla gelip tuttular. Bir çöpmüş gibi göle doğru sürüklediler. Adam ne yapsa olmadı, suya düştü ayaklarındaki ağırlıklarla birlikte...

Kerem elindeki silahları beline yerleştirdi. Kaşlarını çatmış, kanayan ellerini sıktı sıkabildiği kadar.

"Abi..." diye yanına geldi Murat. Zar zor konuşuyordu, korkudan titriyordu. "Ne olur artık gidelim."

Kerem derin bir nefes alıp verdi. Sanki boğazında bir düğüm vardı, nefes almasını engelliyordu...
Murat daha fazla beklemeden göle doğru ilerledi. "Hallettiniz mi?!" diye bağırdı. "Gidiyoruz!"

Kerem hızla arabaya ilerledi. Arabaya bindiğinde arkasına yaslandı. Acıyla bağırmak istiyordu ama yapamıyordu. Kalbi sıkışıyordu ama elinden hiçbirşey gelmiyordu.

Ellerini direksiyona yerleştirdi sertçe. Elleri hep kan içindeydi. Kafasını sağ koltuğa doğru çevirdi. Parça parça olmuş gül demetine baktı... Acıyla bağırdı, öyle bir bağırdı ki!..

Naz ölmüştü... Kalbinden vurulmuştu, son nefeslerini Kerem'in kollarında vermişti. Naz artık yoktu, Kerem o kadar suçlu ve güçsüz hissediyordu ki... Artık Kerem'in bir hayatı yoktu.

Nefesi ölmüştü, ruhuyla zaten yaşayamazdı. Bedeni hayattaydı artık ama nefes alamıyordu.

Nefesim dediği kadın ölmüştü, kalbinden vurulmuştu. Kerem Naz'ı koruyamamıştı, en azından öyle düşünüyordu.

O kadar acı çekiyordu ki, bu acı hiç geçecek gibi değildi. O kadar kötü bir durumdaydı ki kimseyi istemiyordu. Naz aklındaydı, her saniyesi, herşeyi aklındaydı ve kazımıştı hepsini...

Yağız arabayı durdurduğunda öfkeyle bir o kadar da endişeyle indi arabadan. Kapıyı çarptığı gibi göle doğru ilerledi. "Kerem!" diye haykırdı. "Kerem nerede?!"

Murat hızla Yağız'ın yanına geldi. "Gitti abi az önce..."

"Ne demek gitti lan?! Neden gönderiyorsun oğlum adamı tek başına?! Yaptığınız işi sikeyim! Sizi de sikeyim! Hasan'la Samet nerede?" Yağız küfürleri sıraladıktan hemen sonra telefonunu çıkarıp Kerem'i aradı, çok geçmeden kulağına götürdü.

"Adamların başında bekliyorlardı abi, şimdi gelirler..."

"Aç şu telefonu amına koyayım!" dedi sinirle Yağız. Telefonu cebine yerleştirirken Murat'a baktı. "Toplanın, yürüyün!" dedi net bir şekilde. Murat onaylar bir şekilde bakarken Yağız arkasını dönüp hızla arabaya ilerledi.
"Kendine gel Kerem Kara, kendine gel."

BÖYLE SEVER 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin