5.BÖLÜM

177 6 5
                                    


"Şehrime bir gelmeye gör, her virane saray olur. Beni tekrar sevmeye gör, mapushane cennet olur..."

Gözlerimi açtığımda yatakta yayılmış bir şekilde yatıyordum. Kerem görünmüyordü. Doğrulurken sağ tarafımda kalan pencereye doğru baktım. Güneş çok güzel aydınlatıyordu.
Yataktan kalkarken üzerimde sadece iç çamaşırlarımın olduğunu farkettim. Hızlıca üzerimi giyindim. Beyaz bir tişört, siyah eşofman.

Aşağıya indiğimde kimse yoktu. Kerem nereye gitmişti? Nefesimi verirken yemek masasına doğru ilerledim. Kahvaltım hazırdı, herşey çok güzel gözüküyordu.
Geçip masaya kuruldum, Kerem'in sandalyesine oturmuştum ve bir değişik hissetmiştim.
Yemeğime başlamadan önce bir bardak su içtim.

...

Sofrayı toplamıştım, bulaşık bardakları, tabakları da makinaya yerleştirmiştim. Gelen giden olmayınca odama çıkıp saçlarımı taradım.
Geri aşağıya indiğimde kapı çalıyordu. Gelen her kimse sert sert vuruyordu kapıya.
Hızla kapıya ilerledim. Kapının deliğinden baktığımda kimse yoktu. Korkmaya başlamadan önce titredim. Kim di ya bu?
Daha da sert vurmaya başladı. Git gide de hızlanıyordu. Nefesimi verdim.
"Naz, aç şu kapıyı artık!"
Yağız'ın sesiydi bu. Yağız'dı. Dudaklarımı birbirine bastırdım kısa bir süre. Hemen ardından kapıyı açtım. Yağız'la gözlerimiz birleştiğinde dik dik baktığını gördüm. Gözündeki öfkeyi gördüm. Gözündeki o siniri gördüm. Neden bu kadar gaddardı?

"Yağız..." dememe kalmadan atıldı hemen. "Kerem nerede?" diye sordu. Kafamı salladım hemen sonra. "Bilmiyorum," dedim ürkerek. Korkulmayacak gibi değildi, çok kötü bakıyordu. "Nasıl bilmiyorsun ya?!" diye bağırdığında gözlerimi kapatıp açtım. "Senin nasıl sevgilin bu adam Naz?!" dedi dişlerinin arasından. Gözlerimin içine içine bakarak söylemişti.

"Girdin bir hayalin peşine..." dedi sinirle. Kendine hakim olmaya çalışırken bir yandan. "Kara'yı da sürüklüyorsun arkandan! Bizi de sürüklüyorsun. Burada aşk filmi çekmiyoruz Naz, kendine gel... Oyun oynamıyoruz!..."
Devam etmeden önce nefesini verdi. Bende nefesimi verdim gözlerimden yaşlar süzülürken.
"Bu saçmalığı bir an önce sonlandır artık..."
"Saçmalığı mı?" dedim. Boğazımdaki yumru daha da nefesimin kesilmesine neden oluyordu.

"Herşey bitti tamam mı?!" dedi öfkeyle. "Mahvolacağız Naz, mahvolacağız! Sikip atacaklar bizi duydun mu?! Senin yüzünden kaç gündür işimize bakamadık! Kara zaten sen diye ölüyor..."Nefeslerini düzenledi, bense daha da nefes almakta zorlandım. Benim yüzümden mi? Başlarına ne geldiyse benim yüzümden miydi...

"Ben..." dedim acıyla. "Yağız ben..."
Sinirle bağırdı gözlerimin içine bakarak. "Sen herşeyi mahvettin Naz! Yemin ederim sana 5 tane gemi battı 2 günde! Kara senin yüzünden hiçbiriyle ilgilenmedi!"

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Ben böyle olsun istemedim. Gerçekten..." Yutkunmaya çalıştım ama başaramadım. Acıyla dudaklarımı birbirine bastırdım.
Emir verircesine elini kaldırdı bana doğru. "Böyle olsun istemedin öyle mi?!" dedi daha sonra dişlerinin arasından. "Git o zaman buradan!" dedi sesini alçaltmaya çalışırken. Kafasıyla dışarıyı gösterdi. "Git Naz..."
Yutkunmaya çalıştım ama başaramadım yine. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu ve ben çok kötü hissediyordum. Yağız'ın yanından geçip merdivenlere doğru ilerledim.

"Annen için de korkmana gerek yok!"
Dönüp baktım. Bana o kadar kötü bakıyordu ki, o kadar öfkeli bakıyordu ki...
Kafamı sallamaktan başka bişey yapamadım.
"Güvende olacakasınız," dedi son olarak da. Arkamı döndüğüm gibi merdivenlerden indim.
İçimdeki suçluluk duygusu, içimdeki acı sanki hiç geçmeyecek gibiydi.
O kadar kendimi aşağıda hissediyordum ki, koskoca bir boşluktaydım sanki...

BÖYLE SEVER 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin