1

520 40 74
                                    

Omegaverse!

Omega Katsuki
Alfa İzuku
Royal AU
Mini fic!

(Ben ve benim iflah olmaz omegaverse sevgim..)

***

Hayatımdan memnun muydum?

Bu farklı açılardan bakıldığında farklı cevapları olabilecek bir soruydu. Mesela kalacak iyi bir yer ve sınırsız yemek bakımından iyi olabilirdi. Üstelik maaşıda iyiydi. Bu açıdan memnun olabilirdim. Fakat aileni öldüren kişinin -daha doğrusu oğlunun- yanında özel hizmetçi olarak bu işi yaptığın zaman çokta iyi sayılmazdı.

Ben Bakugou Katsuki, Grandük Bakugou Masaru'nun oğluyum. Yaklaşık 1 yıl önce hain ilan edilmiş ve gözlerimin önünde babam idam edilmişti. Annem ise düşman ülkenin imparatoruna düşük mertebeli cariye olarak görevlendirilmişti. Ben ise bir anda Prensten daha rütbeli bir mevkide bulunurken bir gün içerisinde özel hizmetkâr haline gelmiştim.

(Arkadaslar Grandük prensten yüksek bi mertebedir. Sıralayacak olursak önce İmparator> Kral> Arşidük> Grandük> Prens> Dük olur. Ondan sonra Marki Kont vs gidiyo iste.)

Nasıl Hain olduğumuzu bile anlayamıştım şahsen. Babam İmparatora hayatını adamış bir adamdı. En azından yaptığı hainliğe bizi bulaştırmamıştı da annemle benim hayatımızı kurtarmıştı. Gerçi tam anlamıyla kurtarmak denilmez, yanlızca bedenlerimizi kurtarmıştı, ruhumuz ise çöptü. En azından annemin öyleydi. Hoş! Onu bir daha görebileceğimden bile emin değilim. Belki de cariye olarak mutlu bir hayatı vardır. Ya da çoktan hayatına son verilmişte olabilir. Hiç bir şansımız olmadığından ondan da ümidi kesmiştim açıkcası. Fakat annem hakkında içimi yakan tek şey, hain olduğunuz ilan edilmeden sadece 1 gün önce hamile olduğunu öğrenmiş olmasıydı. Yanlız hayatımdan kurtulabileceğime sevinmiştim açıkcası.

Kapıyı tıklatmadan hemen önce boğazımı sıkan kravatımı hafifçe gevşettim. Uzun bir geceydi. Ve Prens hazretlerinin bu gece uyumaya pek niyeti yoktu. Beyefendi yakında düzenlenecek olan eş seçme partisi için hazırlık yapmakla meşguldü. Adından bile boktan olacağı belliydi. Bir sürü soylu aileler basacaktı ana salonu, ve ailelerin feromonları yetmezmiş gibi eş adayı olan omegalar daha fazla feromon yayacaktı. Hepsinin tek derdi Prensi etkileyip bir sonraki İmparatoriçe olmaktı. Prens ise içlerinden feromonunu en çok beğendiğini seçip onu kendisinin yapacaktı. Eğer hain ilan edilmeseydik bu partiye katılacak ve kendisini gösterme çabası olan omegalara bende katılıp kontrolsüzce feromon yayacaktım. Hatta belki annem seçilmem için kıyafetime bir çok dekolte koydutturabilirdi. Mesela transparan, beyaz bir gömlek hoş olabilirdi, altına ise bir çok işlemesi olan güzel bir pantolon hoş kaçardı. Ah ve zarif takılar... Takı takmayı çok sevmezdim lakin sarı saçlarımı süsleyen zarif yakuttan örme bir taç güzel olabilirdi... Ve bu sayede partiye sadece süslenmek için katılabilirdim.

Süslenmeyi severdim, yani 1 yıl öncesine kadar. Hangi omega sevmezdi ki.

(Zeynep susta konuya dal kardes millet sıkıldı)

Prens uyanık kalmak için sert bir kahve yapmamı söylemişti bana. Bense buraya getirene kadar soğuyacağını bildiğim için servis arabasına minik bir ispirto ocağı ve malzemeleri alarak odasına gitmiştim. Sarayda in cin top oynuyordu, ama hala bu adam uyumayı reddediyordu. Hayır onu düsündüğüm yok, sonra ben uykusuz kalıyorum. O uyuduktan sonra uyumam gereken saçma sapan bir kural koyulmuştu.

Daha fazla bekletmeden orta parmağımın eklem yeriyle 3 kere tıklattım kapıyı. Elimdeki eldivenden dolayı pek fazla ses çıkmamıştı ama olsun. Etraf çok sessizdi illa ki duymuş olmalıydı. Cevap vermesine kalmadan kapıyı açıp servis arabasını içeri ittim, ardından hiç bakmadan ardımdan kapıyı kapattım. "Prensim, istediğiniz kahveyi getirdi-" sözümü kesen şey tamamen soyunmuş olan bir adet Prensti. Sadece elindeki havluyla içeri geldiğim an önünü kapatmıştı. Daha önce hiç görmediğim vücudunu inceledim bir süre. Sağ körücük kemiğinden başlayıp boylu boyunca uzanan  ve sol yan tarafına kadar gelen derin bir yara izine sahipti. Yarası kaslarını ortadan ikiye bölmüştü. Ah ve tabii, yüzünde olan aynı karanlık gökyüzüne serpilmiş yıldızlar gibi duran çillerinden baldır kısmında da vardı. O an sert yapısına rağmen vücudunda çok şirin durduğunu düşündüm. Aynı şekilde omuzlarında da vardı. Ve ben bir şey farkettim, resmen 2 dakikadır adamı kızarık bir yüzle kesiyordum. Anında kafamı yan tarafa çevirdim.

From Traitor To Empress // DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin