5

214 26 33
                                    

Çok fazla rahatsız edecek bisey yok ama rahatsız olursanız okumayın, sahsen benim yazarken katsuki ile beraber doğurduğum bi bölüm oldu Lalsllskdosıa

***

Tamam, sakin ol. Ve ne yapman gerektiğini sakince düşün Katsuki. Evet aynen böyle, zihnini boşalt, derin nefes alıp ver.

Desemde endişelenmeyi bırakamıyorum. Ne yapmalıyım? Bu şekilde o kadar uzun yolu tek başıma gidemem, sancım çok fazla. Havanın kararmasına 2-3 saat kalmıştı ve eğer bağırıp yardım çağırmak istersem yırtıcı hayvanları buraya çekebilme ihtimalim var. Ama eğer burda doğum yaparsamda kan kokusu etrafı saracak. Kanın kokusunu neyle bastırabilirim?

Su, evet su. Bir derenin kenarındayım, bu işimi kolaylaştırırdı. Ne demişti ebe; suda doğum daha kolay ve temiz olurdu. Mağaranın oradaki küçük gölet işime yarayabilirdi. Yanıma gelirken aldığım bıçağı alıp ağaçlara tutuna tutuna mağaraya doğru yürüdüm. Canım çok acıyor, umarım ikimizide burdan sağ çıkarırım. Umarım bir şeyleri başarabilirim. Mağaranın girişine geldiğimde duvara yaslanarak üzerimde bulunan pelerini çıkardım hızla, doğduktan sonra üşümesin diye hızlıca buna sarabilirim, o yüzden özenli bir şekilde hemen yan tarafıma bıraktım. Ardından sırılsıklam olan pantolonumu ve çamaşırımı çıkarıp bir kenera koydum onlarıda. Islanmaması için tişörtümüde çıkardım, göğüslerim büyüdüğü için bir bez ile sarmıştım onları, bu yüzden tamamen çıplak kalmaktan kurtulmuştum.

Bir anda gelen sancıyla sesli bir şekilde inledim. Bacaklarım artık tutmuyordu, ayakta kalarak çok fazla zorluk çekiyorum. Nefes nefese kalmış bir şekilde duvarlarda yardım alarak ayağımı suyun içine soktum, serindi. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi tam emin olamamamıştım ama sıcak basan vücuduma iyi geldiği kesindi. Dikkatli bir şekilde oturdum suya,bütün vücudum korkudan zangır zandır titriyordu. Fakat soğuk kanlılığımı korumalıyım. Eğer ben korkarsam o daha fazla korkacak. Elimi kontrol etmek amaçlı aşağıda doğru götürdüm, açıklığına bakmam gerekiyordu. Öğrendiğim parmak hesabıyla kontrol ettim, neredeyse tamamen açılmıştı. Bunca mesafeyi bu halde mi yürüdüm ben, hiç acı çektiğimi hatırlamıyorum.

Ters oturarak bacaklarımı biraz araladım ve kollarımı havuzun kenarına dayayarak tam açılması bir kaç hareket yapmaya başladım. Bu konularda meraklı olup ebeden ders aldığım iyi olmuştu aslında, hem uygulamalı göstermiş hemde nasıl yapıldığını anlatmıştı. Şuan gerçekten çok işime yaramıştı. Bi yarım saat kadar hareket yaptıktan sonra ani gelen sancıyla birlikte sesimi çok çıkarmamak suretiyle inledim, çok acıyordu, dayanılacak gibi değildi. Elimi tekrar kotrol etmek amaçlı aşağıda götürdüğümde bu sefer yumuşak bir şey hissetmiştim. Hayır geliyor olamazdı, henüz tam açılma yaşamamıştım. Çıkmak için çok fazla zorluyordu. Çok sabırsız, kesin babasına çekmiştir.

Biraz daha zorlamaya başlayınca beklemeyeceğini farkettim. Başka çarem yoktu, tüm gücümle ıkınmalıyım. Tamam sakinim, derin nefes alıp verdim ve sesli bir şekilde üçe kadar saydıktan sonra tüm gücümle ıkındım, ıkınırken bir yandan da elime üstten baskı uyguluyordum. Çok acıyor dayanamıyorum, bilincimi kaybetmemem lazım. Yan tarafta duran bıçağı elime alıp sap kısmını ağzıma aldım. En azından sesim çıkmazdı. Tekrar üçe kadar sayarak kendimi hazırladım ve tüm gücümle ıkınmaya devam ettim. Acıdan gözlerim yaşarıyordu. Bir iki kez daha ıkınmayı denedim fakat gerçekten çok zorluyordu. Gücüm tükenmek üzereydi. Ama hissedebiliyorum, geliyordu. Gelmesi lazım çünkü gebermek üzereyim burada.

Bir kez daha ıkındığımda çıkmaya başladığını hissettim, bu yüzden arkamı dönüp sırtımı tekrar göletin kenarına yasladım ve olabildiğince dik konumda durdum, su neredeyse belime kadar geliyordu. Tanrım burada böyle bir yer olduğu için çok şanslıyım, ya da şu an tek başıma doğum yaptığım için fazla şanssız olabilirim.

Kesinlikle ikincisi.

Kendi kafamdaki çatışmaya son verip tekrar doğuma odaklandım. Son bir kez, eğer bunu son bir kez daha yaparsam tamamen çıkardı içimden. Fakat bunun için çok güçlü ıkınmam gerekiyordu. Ağzımdaki bıçağı çıkarıp yere bıraktım. "Tamam hadi Katsuki, başarabilirsin. Sen bu zamana kadar bir çok şey başardın, bu yanlarında az kalır. Tamam son kez, 1, 2 ,3." Çığlık atarak son kalan gücümle ıkınmamla birlikte nazikçe tutarak çıkardım bebeğimi olduğu yerden. Doğmuştu, başarmıştım. Ellerim titrerken ufak bedenini kollarımın arasına hapsettim, ciğerlerine su kaçmaması için acele bir şekilde davranmam gerekmişti, şansıma plasenta da beraberinde çıkmıştı, tek yapmam gereken göbek bağını kesmekti.

Su da olduğundan tertemiz dünyaya gelmişti bebeğim. Fakat şimdi sağlıklı olduğunu anlamam için ağlaması gerekiyordu. Göğsüme yatırıp minik poposuna bir iki kere vurdum acıtmadan. Bir iki saniye sonra yüzünü ekşitip çığlık atarak ağlamaya başladığında ağlayarak gülmeye başladım. "Aferin sana, aferin benim minik kızıma." Nefes nefese kalmış bir şekilde burnumu boynuna gömerek içime kokusunu çektim. Vakit kaybetmeden yanımda duran bıçağı aldım ve hatırladığım gibi, iki tarafından gergin bir şekilde tutarak bıçakla kestim göbek bağını.

Fakat işler kötüleşiyordu. Gözlerim kararıyor, bilincimi yitirmek üzereyim. Lütfen birisi yardım etsin, beni duyan kimse yok mu? Ölmek istemiyorum, şimdi olmaz, onu güvence altına almadan gitmek istemiyorum. İçinde bulunduğum su beni mayıştırıyordu, tam gözlerim kapanmak üzereyken tanıdık bir ses işittim mağaranın girişinden. "Kim var orada?"

Kafamı arkaya yatırdım ve derin bir nefes aldım. Şükürler olsun birisi gelmişti. Artık kendimi bırakabilirim değil mi? Gözümden bir damla yaş düşerken son işittiğim ses adımı şiddetle bağıran o tanıdık sesti.

***

Hiç zorluk çıkarmadı di mi sana annesi☺️

Mantar galiba....

Baiii

From Traitor To Empress // DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin