Bölüm 1- Güneş

36 4 7
                                    

Güneş, bir ağacın çiçekleri gibiydi. Beyaz, Kırmızı ve Pembe çiçekler açan bir laden ağacı. Beyaz, onun saflığını temsil ederdi. Kırmızı, hastalığını. Pembe çiçek ise, henüz rastlayamadığı aşkı. Peki ya, Güneş, çiçeklerine pembe rengini katabilir miydi?
Ya da, pembe çiçekle beraber, kendini yavaş yavaş ele geçiren kırmızı çiçeği kapatabilir miydi?
Güneş, adından zıt, her zaman kapkaranlık bir gecede yıldızların bile gittiği gökyüzünde, yapayalnız bir ay gibi hayatının ortasında duruyordu. Tıkanmış gibi. Bundan nasıl kurtulacaktı? Bir yol var mıydı? O yol gidilebilir miydi? Gidilmeye değer miydi? Gidilebilse bile, Güneş nasıl gidebilirdi? Onun bu uzun yolu gidecek gücü yoktu. O yolda onun elinden tutacak biri de yoktu. Var mıydı ki...?
...
Güneş'in hayatına hoş geldiniz. Aslında sizin de hayatınız. Çünkü bazı cümleler okuyacaksınız ki, tıpkı kendi hayatınızı okuyor gibi hissedeceksiniz.
O zaman bu hikaye, dert ortaklarımıza ithafen olsun.

LADENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin