4.Bölüm 'Lafı mı olur'

17 3 3
                                    

"Off otobüs bugün niye gecikti ya?"
Kendi kendime söylenirken karşı yoldan birinin geldiğini gördüm. Güneş ışığından yüzü belli olmuyordu.
Otobüs durağına yaklaştığı zaman onun dünkü çocuk olduğunu anladım.
"Otobüs gelmedi mi hâlen?"
"Hayır ya,baya gecikti ama."
"Dur, babamı arayayım bıraksın ikimizi."
"Yok olmaz öyle, gelir birazdan belki, ya da yürürüm."
"Olmaz."
Telefonla konuştuktan sonra bana döndü.
"Geliyor."
"Ya ben tanımadığım birinin neden arabasına bineyim?!"
"Tanışalım o zaman, ben Atlas."
Elini bana uzattığında sinirli bir halde ona bakıyordum. Elimi uzatmadan konuştum;
"Güneş." Tam o sırada yüzüme baya güneş vuruyordu ve elimle yüzüme gölge yapmaya çalıştım
"Ha, güneş geliyor senin yüzüne şöyle dön istersen" döndüm ve ekledi,
"Ee senin adın ne?"
Güldüm ve konuştum, "Az önce güneş derken güneşin vurduğunu söylemiyordum, adımı söylüyordum. "
"Adın Güneş mi? Çok güzelmiş"
"Sağol" derken beyaz bir araba gelmişti.
"Heh, babam geldi."
"İyi o zaman, görüşürüz" arkamı dönüp yürümeye başlarken benimle beraber yürüdüğünü fark ettim.
"Nereye geliyorsun, gitsene arabaya"
"Madem sen yürümek istiyorsun, o zaman beraber yürürüz." "Baba! Kusura bakma biz yürüyelim ya..." Babası biraz gergin duruyordu ve hiçbir şey demeden gitti.
"Merak etme, zaten işe gidecekti, her halükarda evden çıkacak."
"Tamam da sen gitseydin babanla keşke."
"Sabahın körü, okul uzak, yolun ilerisinde köpekler var, tek başına yürümene gönlüm el vermezdi."
"Sağol"
"Lafı mı olur"
"Dar ağcına vur beni"
"Ahaha ne?"
"Şarkı vardı ya"
"Şey mi, seninim seninim seninim ya" Büyük bir kahkaha attığımda şarkı söyleyiş becerisini tebrik ediyordum.
"Bence şarkıcı ol"
"Cık. Oğuzhan koç falan çatlar şimdi, gerek yok"
"Ahaha bide olacaksın, onları çatlatacaksın ha?"
"Evet" ikimizde gülüştüğümüz sırada kendimi çok garip bir anda hissediyordum. Yeni tanışmış olmamıza rağmen hemen kaynaşmamız...
"Sen 10-B'desin değil mi?"
"Evet, sen 11-C sanırım?"
"Evet, bakıyorum sıkı takipçiyiz."
"Hayır be illa duyup görmüşümdür yani. Ayrıca sen de sıkı takipçisin o zaman."
"Öyleyim zaten."
Uzun bir süre birbirimize baktıktan sonra okul için adımlarımızı hızlandırmaya başladık ve okula gelene kadar tek kelime daha etmedik
Okula girdiğimizde Eda kapının önünde duruyordu. Allah'ım! Her zaman sınıfta durur bugün dışarda durası gelmiş!
Eda'ya gülümserken bana kaş göz işaretleriyle "oo" hareketi yapıyordu. Bense Atlas görmesin diye hızlı hızlı Eda'nın yanından geçiyordum
"İyi dersler" dedi. Ben sınıfımın önüne gelmiştim o da yukarıdaki sınıfına çıkacaktı.
"Sana da, görüşürüz"
"Görüşelim..."
"Bir şey mi dedin"
"Yok"
"Tamam"
Sınıfa girdiğim gibi Eda'nın arkamdan koşarak gelmesi bir oldu.
"Anlat,anlat,anlat"
"Anlatacak bir şey yok, beraber okula geldik, o kadar."
"Beraber okula YÜRÜYEREK geldiniz ama."
"Off, otobüs gelmedi, babam bırakır bizi dedi, binmem ben dedim, o da benle yürümeye karar verdi."
"Oo seni de bırakmazmış tek başına, ya ben sizi shipledim"
Hayır anlamında kafamı salladım ve yerime oturdum, o sırada Emre geldi.
"Güneş,acil matematik ödevini ver"
"Off yeter be"
Oflanarak ödevimi Emreye verirken Emre acele acele ödevi kendi defterine
geçiriyordu.
Sonunda bugün de biterken okul çıkışında otobüsün yine gelmediğini fark ettim. Normalde okuldan hemen çıktığımızda beklerdi. Eda ile vedalaşıp durağa gittiğimde Atlas ve bir kaç kişi daha otobüsü bekliyordu. Tam o sırada arabayla annem ve babam geldi.
"Neden geldiniz?"
"Kızım, hastaneye gideceğiz, röntgen çekmemiz gerek ya bugün."
Başımı sallayıp hızlıca arka koltuğa bindim. Camdan baktığımda Atlas beni izliyordu. Hafif bir tebessüm ettiğimde gülüşü büyüdü ve biz de gittik
. . .
Hasteneden geldik, akşam oldu ve biraz kitap okuyup uyudum. Yatarken nedense içimden, "Lütfen her şey çok güzel olsun" diye geçirdim. "Lütfen..."
. . . . .

Oy ve yorum yaparsanız çok sevinirim♡


LADENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin