*BÖLÜM 3

311 18 4
                                    


-NİL

Gözlerimi karanlık odaya açtım. Yine akşam etmiştim. Yapacak bişey yoktu. Sırt üstü dönüp bir süre hayatı sorguladım. Midem açlıktan kasılıyordu. Ama en sevdiğim aktivite olarak yatakta biraz daha yuvarlanmak istedim. Sağa sola dönüp açlıkla başedemediğimi anlayınca telefonu elime alıp yemek sipariş etmek istedim.

2 yeni mesaj

METE: Beni babammış gibi Çelik abiye şikayet etmek nedir ya? İşten dolayı yanına uğrayamadık diye ne şerefsizliğim kaldı ne yemediğim ceza. Biz canımız ile uğraşıyoruz hanımefendi hala gezme derdinde.

METE: Erken gitmeseydin bugün gezdirecektim ben seni. Hem bir dahakine haberli gel. Ev müsait olmayabilir . Tek yaşamıyorum ben. 14:56

Bir anlığına kalbimin  teklediğini başımdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim. Gerçekten bu kadar basit miydi her şey ? Gezememek miydi tek sorun? Aynı anne babadan da olsan şerefsiz her yerde şerefsizdir. Kardeşim olması bişey değiştirmez.

NİL: Şerefsiz insan evladı. Benim canımı sıkma. Ben seni kimseye şikayet etmedim. Sanıyormusun ki ben senin hakkından gelemem.Ablan olarak seni uyarıyorum o aramıza koyduğun mesafeyi alır aramızdaki yolları üstüste koyar senin götüne sokarım.

Nİl: Gezmekmiş. Aramızdakileri düzeltelim diye geldim paşamız yüzümüze bakmıyor.Bir daha gelirim gezdirirsin bekle.

NİL:Puşt.

NİL:Hadi küfrettim diye git ABİNE şikayet et beni. Cezanı hafifletir. Ben suçluyum Çelik komutan. Küçük kardeşimi affet.

NİL: Okut bunları ona. Abinin gözünde değerin düşmesin.

 
Uyku sersemi okuduğum mesajlara belki fazla tepki vermiştim ama artık sabrım kalmamıştı. Dünden beri düşünmekten kaçındığım her şey bi an da beynime üşüştü. 4 gündür evindeyken 1 2 defa yüzyüze gelmekten başka bir şey yaşamamıştık. Her akşam inatla yemek yapıp beklemiştim. Çamaşırlarını yıkamış evlerini temizlemiştim.Abla olduğumu kendime hep hatırlatıp durmuştum. Yıllarca mesajlaşmak ya da tatillerde birkaç günlüğüne yazlıkta denk gelmek artık canımı çok sıkıyordu. Ben okumaya gittiğimde sadece Çelik le değil Mete ile de yollarımız ayrılmıştı. O teyzemlerde kalmaya devam etmiş bense yurda yerleşmiştim. Her fırsatta gitmeye çalışsam da kazadan sonra kendini tamamen soyutlamıştı dünyadan. Sonra zaten öğrendim ki Çelik sayesinde kazandığı askeri liseye gittiğinde ipler tamamen kopmuştu.

Telefonun tamamen yasak olduğu arada haftasonu izinli çıkabildikleri okul nihayet bittiğinde ise eğitim ve görev için yurtdışına gitmişti. Döndüğünde ise aldığı eğitimi gösterebilmek için sınır bölgesine tayini çıkmıştı. Orda Çelik ile tekrar birleşmişlerdi. Ve yıllardır kendi istekleri ile burda görev yapıyorlardı.Ben ise mecburi görev yüzünden 1 yıldır onlara 2 saatlik uzaklıkta bir ilçe de acil doktoru olarak görev yapıyordum. Yanlarına daha önce de gelmiştim Çelik görevdeydi ama Mete  görevi bahane ederek yanıma yine gelmemişti. Benim de artık gidecek psikolojim kalmadı.

Sinirim geçmesi için kalkıp elimiz yüzümü yıkadım. Şaçlarımı gelişi güzel toparladım. Sipariş vermekten vazgeçip makarna için su koydum. Ellerimi tezgaha dayayıp başımı öne eğdim. Gözlerim kapalı kendimi dinlemeye sakinleşmeye çalıştım.

Ev müsait olmayabilir.Tek yaşamıyorum ben.

Gözlerim kendiliğinden açıldı. Ne demekti bu?Ev neden müsait olmuyor ? Tek yaşamıyor? Çelik? Sevgilisi mi vardı? Olsa az çok bilinirdi. Duyardım mutlaka. Siktir.Çok uzak kalmıştık birbirimize. Mutlaka olmuştur birileri.Hem ben teknik olarak sevgilisi olmayan erkekten korkardım. Bir kadına nasıl davranması gerektiğini bilmesi gerekiyordu . . Önemli olan şuan biri var mıydı hayatında?

Aslında Mete bir yandan da iyilik yapmıştı bana. Çelik e yazmak için bahanem vardı artık. Pijamamım cebinden telefonu çıkarıp whatsap a girdim.

NİL: Ne zamandan beri kardeşler arasına giriyoruz komutan ? 18:44

Telefonun sesini açıp masanın üstüne bıraktım. Makarnayı kaynayan suya atıp beklemeye başladım. Elim ile tezgahta ritim tutuyordum. Gelen mesaj sesi ile hemen mesaja tıkladım.

ÇELİK: Bu saate kadar uyuyor muydun sen?

Ne alaka ya ne alakaaaa?

NİL: Evet .

ÇELİK: Ben o şerefsizi taa öğlen yakaladım. Daha erken mesaj atmanı bekliyordum. Kızım öldün mü bu ne uyku ?

NİL: Bana yükleneceğini bildiğin halde neden üstüne gidiyorsun o zaman?

NİL: Ayrıca. Bana. Kızım.deme.

ÇELİK:Hay noktana senin. Yüklendi ne demek Nil? Delirtme beni. Ne dedi sana o ?

NİL: Ben de mi sana şikayet edeyim şimdi ? Kardeşimi benden iyi tanıyorsun.

ÇELİK:Ben özür dilesin diye üstüne gittim. Sıçtı batırdı değil mi?

NİL: Evet sıçtı. Ama sen insanların bokunu temizleyecek adam değilsin. Boşver o yüzden .

ÇELİK: Kızım üzüldün mü sen ya ? Hay kardeşine sokayım senin.

NİL: Ya ben küfürden hoşlanmıyorum bilmiyor musun?

Tabi yersen.

ÇELİK: Bilmiyorum Nil.Nerden bilebilirim.Seni en son bıraktığımda beraber lisedeki hocalarımıza sövüyorduk. Birkaç gün önce ayak üstü karşılaştık . 2 Gün önce de uzun zaman sonra ilk defa konuştuk.

NİL: Doğru. Bilmiyorsun.Bildiğini de unutmuşsun zaten.

ÇELİK: Ben şuan trip mi yiyorum ?

NİL: Ne alaka ki yani ? Sana neden trip atayım ben ?

ÇELİK: Bilmem. Öyle geldi demek ki. Unutmadım sadece geçmiş tozlu bir ev zihnimde. Şöyle güzel bir sirkelersek süpürürsek bi de tozunu alırsak mis gibi olur ortalık.

NİL: Nasıl yapıcaz onu?

ÇELİK: Hep yaptığımız şeyi yapmayarak. İletişimi koparmıyoruz artık. Biz seninle çok iyi arkadaştık. Bence eski ritmi yakalayabiliriz.

Oğlum ne bu arkadaş sevdası ya. Koyucam arkadaşına.

NİL: Arkadaşlığı denedik. Başka şeyler denesek ya.Mesaj herkesten silindi.

NİL: Olur tabiki arkadaşım. Görüşelim. Benim şimdi gitmem gerekiyor.Diğer arkadaşlarım bekler. Görüşürüz .

Yalandan kim ölmüş. Sinirlenmiyorum. Sinirlenmiyo-Rum. Zaten böyle planlamıştım. Her şey yavaş yavaş ve sağlam temel de olacaktı. Arkadaşlık istiyorsa onunla arkadaş olamayacağımızı en güzel şekilde gösteririz bizde.

ÇELİK: Sen de arkadaş çok galiba. Bize sıra gelmez bu gidişle. Neyse ben kendimi hatırlatırım. Görüşelim bakalım.

....



Hikayemiz En fazla 1000 kelimelik bölümlerden oluşuyor. Yolun çok başındayız. Beni burda yalnız bırakmayın..

AMARE +18 | YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin